1.
an itibarıyla; gençlik ve spor bakanlığı organizatörlüğünde her yıl, haziran-temmuz-ağustos-eylül aylarında, yurdun çeşitli bölgelerinden 17 ilde, 20 noktada gerçekleştirilen, 7 günlük kamp olayı...
yıllardır yapılan bir şey aslında...
kamp yeri sayısı azalıyor, artıyor... aktiviteler çeşitlendiriliyor, katılım şartları değiştiriliyor falan filan derken, sürdürülmeye devam ediliyor bir şekilde...
şu sıralar, mavi (deniz) ve yeşil (doğa) diye ikiye ayırmışlar, yirmi kamp noktasını.
günde 3 öğün yemek, konaklama, transferler, mekanlara giriş falan hep ücretsiz.
12-25 yaş arası bir gençsen, online başvuruyorsun, onlar sonra sana geri dönüyorlar..
başvurular değerlendirilirken, belli kriterler ön plana çıkıyor tabii;
şöyle ki;
aile aylık net geliri, net asgari ücret ( 4.253 tl) altında olanlara,
bakanlığa bağlı gençlik merkezlerine üye olanlara,
kamplara katılmak amacıyla 3 yıl başvuru yaptığı halde kampa gitmeye hak kazanamayanlara,
eğitim hayatında başarılı olduğunu belgeleyenlere,
sosyo-ekonomik koşullar itibariyle dezavantajlı durumda olan gençlere, kamp atamalarında belirli oranlarda öncelik tanınacaktır.
şehit ve gazi yakını (kardeş veya çocuk) olan gençlerin başvurması halinde, kampa atamaları doğrudan gerçekleştirilecektir.
kaynak..
hacca mı gidiyoruz? kpss'den çıktık atama mı bekliyoruz?
ne yaptığımız, ne yapmak istediğimiz belli değil...
online başvurunun ''hiç başvuru'' olduğu bir dönemde, şans oyunundan hallice...
23 yıl önce, üniversiteden iki arkadaşımla gittim ben mesela bu gençlik kamplarına ve nasıl oldu olay?
bir gün duyduk biz, ''kamp başvuruları başlamış'' diye... mayıs'ın ortaları...
gittik üniversitenin gençlik merkezine, ''nerelerde yer var?'' diye sorduk...
daha doğrusu, ''nereler var?'' diye sorduk, ilk olarak.
bize bir broşür verdiler... aldık, ''anaa, ne güzel lan. tüm kamp yerlerini de anlatıyor'' dedik...
çıktık dışarı, iyice baktık, ettik ve karar verdik...
dedik ''tekirdağ 6. dönem'' bize uygun...
formu doldurduk... parayı verdik... ''10 milyon'' mu neydi, 7 günlük kamp için verdiğimiz para.
o zamanlar için çok cüzi miktar.
sanki hamama gidiyormuşsun gibi; kızlarla erkekleri ayrı dönemlerde alma olayı da yoktu o zamanlar.
karma takılıyorduk, olması gerektiği gibi...
şimdi hem yaş hem de cinsiyet sınırlamaları var...
gezilip görülecek yerleri de onlar, kafalarına göre belirliyorlardır kesin...
eski rahatlık ve seçenek bolluğu da yoktur, öyle tahmin ediyorum.
ve kalite de düşmüştür, ona da eminim... katılımcılarla birlikte, onları koordine edenlerde de...
yine de kamp, kamptır arkadaşlar...
imkanınız, zamanınız ve hepsinden önemlisi ''şansınız'' varsa, gidin...
yaşınız 25'ten fazla olmamalı tabii ve daha bir sürü şey...
yıllardır yapılan bir şey aslında...
kamp yeri sayısı azalıyor, artıyor... aktiviteler çeşitlendiriliyor, katılım şartları değiştiriliyor falan filan derken, sürdürülmeye devam ediliyor bir şekilde...
şu sıralar, mavi (deniz) ve yeşil (doğa) diye ikiye ayırmışlar, yirmi kamp noktasını.
günde 3 öğün yemek, konaklama, transferler, mekanlara giriş falan hep ücretsiz.
12-25 yaş arası bir gençsen, online başvuruyorsun, onlar sonra sana geri dönüyorlar..
başvurular değerlendirilirken, belli kriterler ön plana çıkıyor tabii;
şöyle ki;
aile aylık net geliri, net asgari ücret ( 4.253 tl) altında olanlara,
bakanlığa bağlı gençlik merkezlerine üye olanlara,
kamplara katılmak amacıyla 3 yıl başvuru yaptığı halde kampa gitmeye hak kazanamayanlara,
eğitim hayatında başarılı olduğunu belgeleyenlere,
sosyo-ekonomik koşullar itibariyle dezavantajlı durumda olan gençlere, kamp atamalarında belirli oranlarda öncelik tanınacaktır.
şehit ve gazi yakını (kardeş veya çocuk) olan gençlerin başvurması halinde, kampa atamaları doğrudan gerçekleştirilecektir.
kaynak..
hacca mı gidiyoruz? kpss'den çıktık atama mı bekliyoruz?
ne yaptığımız, ne yapmak istediğimiz belli değil...
online başvurunun ''hiç başvuru'' olduğu bir dönemde, şans oyunundan hallice...
23 yıl önce, üniversiteden iki arkadaşımla gittim ben mesela bu gençlik kamplarına ve nasıl oldu olay?
bir gün duyduk biz, ''kamp başvuruları başlamış'' diye... mayıs'ın ortaları...
gittik üniversitenin gençlik merkezine, ''nerelerde yer var?'' diye sorduk...
daha doğrusu, ''nereler var?'' diye sorduk, ilk olarak.
bize bir broşür verdiler... aldık, ''anaa, ne güzel lan. tüm kamp yerlerini de anlatıyor'' dedik...
çıktık dışarı, iyice baktık, ettik ve karar verdik...
dedik ''tekirdağ 6. dönem'' bize uygun...
formu doldurduk... parayı verdik... ''10 milyon'' mu neydi, 7 günlük kamp için verdiğimiz para.
o zamanlar için çok cüzi miktar.
sanki hamama gidiyormuşsun gibi; kızlarla erkekleri ayrı dönemlerde alma olayı da yoktu o zamanlar.
karma takılıyorduk, olması gerektiği gibi...
şimdi hem yaş hem de cinsiyet sınırlamaları var...
gezilip görülecek yerleri de onlar, kafalarına göre belirliyorlardır kesin...
eski rahatlık ve seçenek bolluğu da yoktur, öyle tahmin ediyorum.
ve kalite de düşmüştür, ona da eminim... katılımcılarla birlikte, onları koordine edenlerde de...
yine de kamp, kamptır arkadaşlar...
imkanınız, zamanınız ve hepsinden önemlisi ''şansınız'' varsa, gidin...
yaşınız 25'ten fazla olmamalı tabii ve daha bir sürü şey...
devamını gör...