gerçekten özgür müyüz sorusu

istediğin her şeyi yapıyorsan değil, istemediğin hiçbir şeyi yapmıyorsan özgürsün.

az önce network 1976 yı izledim öncesinde şu kapitalist dünyada yaşayıp yaşamadığımızı sorgulamalıyız. buradan da herkese izlemesini tavsiye ediyorum.

hayatını idame ettirmek için bir şeyleri yapmaya mecbur olan hiç bir insan özgür değildir.

özgürlük en basit tanımı 'başkalarının haklarını ihlal etmeden kendi istediğin şeyleri yapabilmek ' olan kavramdır. kimi düşünürler de ''istemediğin hiçbir şeyi yapmamak'' olarak tanımlarlar özgürlük kavramını.

bence net bir cevabı olmayan sorudur.

hayır, değiliz. özgürlük bu ise böyle özgürlüğün awk.

hayır, değiliz. birçok kararımızı bile biz vermiyoruz aslında. yaşadığımız dönem, toplumsal kurallar, reklamlar, sosyal medya, bulunduğumuz ortam, etrafımızdaki insanlar vs. bizi etkileyen o kadar çok şey var ki. seçimlerimiz aslında bizi biz yapar diyoruz. ama bu seçimleri gerçekten biz mi yapıyoruz? hiçbir şeyin etkisi altında kalmasaydık kararlarımız yine aynı mı olurdu? hiç zannetmiyorum...

her gün sevdiklerini kaybetme korkusuyla evden çıkıyorsan tabiki de değilsin. özgürlük istediğini yapmak veya yapmamak değildir. özgürlük ciğerlerinize dolan havanın sizde ağırlık yaratmadığı andır. tabiri caizse içinize oturan bir şeylerden bahsediyorum. gökyüzünü seyretmek için, denizin kokusunu içinize çekmek için zaman bulduğunuzda, kaçan otobüsün peşinden koşmak yerine bir sonrakini beklemeye karar verdiğinizde özgür olacaksınız, özgür olacağız. bir kişinin kararlarını değil kendi kararlarınızı yaşadığınızda, bir kitabın fiyatına bakmadan o kitabı alabildiğinizde özgür olacaksınız. özgürlük parayla ilgili değil, başka biriyle ilgili olmadığı gibi. kendi özgürlüğünüzü başka birinin tutsaklığında bulamazsınız. özgür olan bir kuşlar vardır, ağaçlar vardır, dalgalar vardır, bulutlar vardır, yıldızlar vardır... hani kendimizi çok büyütüyoruz ya tüm bu evrenin en akıllı canlısıyız ya, en iyisi olma yolunda bir şeyi unutuyoruz: bize akıl verilirken bunun bir bedeli vardı. özgürlük. akla karşılık özgürlük. özgür olan deliler vardır. bir kısmı uçtuğunu sanır, bir kısmı hayaller görür. deliler özgürdür. akla sahipsen özgür olamazsın, en başta sen aklının tutsağısın.

hayır, konu kilit.. şeklinde cevapladığım soru.

hangi konuda mesela maddi olarak paramı kazanıp eşşek gibi çalışıp istediğim şeyi alamıyorsam maddi olarak özgür değilim devlet yöneticilerinin bana göre yanlışlarını söyleyemiyorsam özgür değilim ama kendi hayatımda kendi düşüncelerimde özgürüm

şakacıktan bi özgürmüşüz gibi sanki..

sizce bize verilen hayatta tamamen özgürce kararlar mi alıyoruz, yoksa bize yazılan hikayedeki opsiyonları mi kullanıyoruz?

evet.

özgürche bir edit: şu başlıklarla bi’oynamayın ulen. mod’lar çalışıyor. anladık.

"düşününce" sorun yok.

hiç kimse özgür değildir.
bilinçaltımıza yerleşip,biz farketmeden karar vermemizi etkileyen çok fazla unsur varken kim gerçekten özgür olabilir ki?

özgür felan değiliz hanımlar beyler güvende bile değiliz ne özgürlüğü. dünyanın hiçbir yerinde özgür değiliz yapmak istemediğimiz birçok şeyi rutin olarak zorunluluk yada sorumluluk gibi kavramlar altında yapıyoruz. şahsen ben ailemle yaşamak istemiyorum ama yapıyorum çünkü ekonomik bir özgürlüğüm yok. mesela ben okumak istemiyorum ama okuyorum çünkü ülkemde okuyanlar bile bir yere gelemiyorken okumazsam aç açıkta kalırım. özgür müyüm en basit şeyler için bile dünyanın bize dayattığı kısıtlamalar ve kurallar içindeyiz.

ben daha 20 gündür çalışıyorum ve asla özgür hissetmiyorum. tşkler.

hayır değiliz. kişiliğimiz seçimlerimizle, seçimlerimiz de deneyimlediklerimizle oluşuyor. deneyimlerimiz de görünüşümüz, içinde bulunduğumuz kültür ve bunlardan farklı olarak gerçekleşebilecek ya da gerçekleşmeyecek olağanüstü anlardır.



kişiliğe etki eden faktörleri amerikalı psikolog kimball young üçe ayırır:
1- kişilik yapısının karakteristik yönleri, görünüş, ağırlık ve yapı.
2- kişinin içinde yaşadığı kültür.
3- kişinin olağanüstü deneyimleridir.

bu üç kategori biçiminde ayrılan etmenlerin tümü bir insanın kişiliğini oluşturur.

(bkz: toplumun birey üzerindeki etkisi)

görünürde özgürsünüz peki kafanızın içinde? kendi tuğlalarımı kendim ördüğüm sürece özgür değilim. bana hükmeden düşüncem var. onu gerçek özgürlüğe ulaştırmadığım sürece özgürüm desem bile pek bir anlamı yok.

sabah kalkmak zorundayım,
çalışmak zorundayım,
alttan almak zorundayım,
ayakta kalmak zorundayım.

oradan bakınca özgür mü görünüyorum.

özgürlüğe bakış açımıza göre değişen bir durum fakat en genel anlamda özgürlük dediğimiz şey toplumsal bir varlık olan insanın başkalarının haklarını kullanmasını engellemediği sürece istediğini yapabilmesi olarak düşünüldüğünde özgür değiliz diyebiliriz. eğer özgür olsaydık mecbur kaldığımız şeyleri değil kendi istediğimiz şeyleri yapardık veya mecbur bırakıldığımız hayatları değil yaşamak istediğimiz bir hayatı yaşardık. özgürlüğümüzü kısıtlayıcı faktörlere basit bir örnek vermek gerekirse yaşadığımız en küçük topluluk ailemiz ve bizler yaşarken sadece kendi isteklerimizi değil ailemizin isteklerini de dikkate almak durumunda kalabiliyoruz. bir başka örnek ise toplumsal bir varlık olarak yaşadığımız ülkelerde toplumsal düzeni korumak amacıyla var olan hatta artık uluslararası alanlarda da var olan hukuk kuralları, toplumsal normlar dahi özgürlüğümüzü kısıtlayıcı faktörler arasında yer almaktadırlar