1.
güneş sistemi'ndeki gezegenlerden birinde ya da cüce bir gezegen olan plüto'da olsaydınız neden ölürdünüz sorusunun cevapları.
merkür güneş'e en yakın gezegen ve atmosferi yok denecek kadar ince. yani yok hükmünde. güneş'ten gün boyunca gelen sıcaklığı tutan bir atmosfer olmayınca, akşama doğru sıcaklık hızla azalıyor ve geceleri -180 dereceye kadar düşüyor. bu durumda geceleyin merkür'de bulunursanız hipotermi nedeniyle ölürsünüz. bu öyle kısa sürmez. yaklaşık 10 dakika boyunca yavaş yavaş etkileri hissetmeye başladıktan sonra kolay hareket edemeyecek duruma gelirsiniz. vücut sıcaklığınız 30 derecenin altına düştüğü sırada bile hayatta olursunuz ama zorlukla... yaklaşık 1 saat boyunca bu şekilde süründükten sonra hayatınızı kaybedersiniz.
merkür'ün gündüzü ise oldukça sıcaktır. bu kez sıcaklık yaklaşık 430 dereceye kadar çıkar. atmosferin yokluğu nedeniyle sıcağa ek olarak radyasyon da sizi doğrudan etkiler. 5 dakikalık bir süre boyunca ısınan vücudunuz hipertermi ile karşı karşıya kalır. radyasyonun da eklenmesi nedeniyle vücutta yanıklar oluşmaya başlar. vücut sıcaklığınız 40 dereceyi aşar. hayaller görerek sayıklamaya başlarsınız. bu sırada radyasyon nedeniyle hücreleriniz de mutasyona uğramıştır artık. bilincinizi kaybederek ölürsünüz.
venüs merkür'ün aksine aşırı sıcak çünkü oldukça kalın bir atmosferi var. atmosfer basıncı da son derece yüksek; dünya'dakinin yaklaşık 92 katı kadar. bu basınç sizi 5 saniye içerisinde pet şişe gibi kırıp büker. iç organlarınız çöker, damarlarınız patlar. vücut sıcaklığınız yavaş yavaş 40 derecenin üzerine çıkar. yaklaşıl 10 dakika içerisinde bilincinizi kaybeder ve ölürsünüz. bu süre görünürde kısa olmakla beraber "bir de bana sor" kadar uzundur. tabii ölmeden önce asit yağmuruna yakalanırsanız bu süreç daha da "renk"lenir!
mars'a bakalım. burada durduk yere ölmeniz için çok fazla neden yok ama bir kaza olur da uzay giysiniz delinirse o durumda karbondioksit solumak zorunda kalırsınız. bu sırada delinen giysinin basınç dengesi değişmeye başlar. bunun sonucunda vurgun yiyen bir dalgıçla aynı şeyleri yaşarsınız. damarlarınızdaki kan ve diğer vücut sıvılarınız kaynamaya başlar. cildiniz şişmeye başlar ve yaklaşık 7 dakika içerisinde ölürsünüz.
bir başka neden toz fırtınaları. bunlar aylarca bile sürebilir ve giysinizin içerisine bile kaçabilirler. dolayısıyla giysinin içindeki sistemleri bozarlar. oksijeni solumanızı engellerler ve sonu yine ölümdür.
jüpiter'de durum nedir? bu gezegen gaz devlerinden biri. atmosferinden içeriye daldığınız zaman düşebileceğiniz bir yüzeyi yok. atmosferin üst katmanlarında büyük bir sorun yaşamazsınız ama biraz daha derine doğru ilerledikçe güçlü hava akımlarına kapılırsınız. buradaki bulutlar son derece yüksek elektrik yüküyle donatıldığı için yıldırımlardan nasibini de çok sık alır. aracınıza ya da sizin üzerinize düşmesi demek ölümle eş anlamlıdır.
peki ya satürn? öncelikle bu gezegenin yoğun halkaları olduğunu hatırlayalım. daha gezegene giremeden buzlu taşlardan oluşan bu halkalara çarpmanız durumunda başınız belaya girmiş demektir.
buradaki yapı da az da olsa jüpiter'dekine benziyor; hidrojen ve helyumun ağırlıklı olduğu, katı yüzeyi olmayan bir gaz devi. yalnız buradaki basınç, hidrojeni sıvıya dönüştürecek kadar yüksek. hava akımlarının hızı ise jüpiter'dekinin yaklaşık 6 katı kadar. hayatta kalmak için uygun bir ortam olmadığı kesin.
bir başka gaz devi olan uranüs... buradaki atmosferde metan gazı var ve solumanız durumunda zehirlenerek birkaç dakika içinde ölürsünüz. bir başka ihtimal, atmosferindeki gazların uzay giysinizi aşındıracak şekilde onunla tepkimeye girmesi.
bir başka ihtimal de dev bir elmasa dönüşmeniz. karbon atomlarının elmas dizilimine sahip olması için gereken sıcaklık ve basınç burada mevcut çünkü. vücudumuzdaki karbon atomlarının dostumuz olmayabileceği aklımıza pek gelmez, değil mi?
gelelim neptün'e. yapı olarak uranüs'e çok benzemekle beraber burada esen rüzgârların hızı saatte 2000 km'yi aşıyor. yani sistemdeki en hızlı rüzgârlar bu gezegende. bunlar birçok anafor oluşturuyor. bunlardan birine yakalanırsanız, kendi ekseniniz etrafında büyük bir süratle dönmeye başlarsınız. 10 g'ye kadar çıkan ivmelenme sonucunda organlarınız sıkışmaya başlar. kanın beyninize gitmesi engellenir ve bilincinizi yitirirsiniz. yaklaşık 5 dakika içerisinde her şey olup biter.
son olarak cüce gezegen plüto'ya da bakalım. yüzey sıcaklığı yaklaşık -240 derece. uzay giysinizde bir delinme olursa, yarım dakika içerisinde ısıran soğuğu hissetmeye başlarsınız. sonraki yarım dakika içerisinde vücut sıvılarınız donmaya başlar. yani yine hipotermiye çıkar yolunuz. 2 dakikada vücut sıcaklığınız 30 derecenin altına düşer ve bilinç kaybı yaşarsınız. 3 dakikada iç organlarınız işlemez hâle gelir ve ölürsünüz.
bu noktada marslı filminden bir alıntı ile yazıyı bitireyim: "uzay sizinle iş birliği yapmaz."
merkür güneş'e en yakın gezegen ve atmosferi yok denecek kadar ince. yani yok hükmünde. güneş'ten gün boyunca gelen sıcaklığı tutan bir atmosfer olmayınca, akşama doğru sıcaklık hızla azalıyor ve geceleri -180 dereceye kadar düşüyor. bu durumda geceleyin merkür'de bulunursanız hipotermi nedeniyle ölürsünüz. bu öyle kısa sürmez. yaklaşık 10 dakika boyunca yavaş yavaş etkileri hissetmeye başladıktan sonra kolay hareket edemeyecek duruma gelirsiniz. vücut sıcaklığınız 30 derecenin altına düştüğü sırada bile hayatta olursunuz ama zorlukla... yaklaşık 1 saat boyunca bu şekilde süründükten sonra hayatınızı kaybedersiniz.
merkür'ün gündüzü ise oldukça sıcaktır. bu kez sıcaklık yaklaşık 430 dereceye kadar çıkar. atmosferin yokluğu nedeniyle sıcağa ek olarak radyasyon da sizi doğrudan etkiler. 5 dakikalık bir süre boyunca ısınan vücudunuz hipertermi ile karşı karşıya kalır. radyasyonun da eklenmesi nedeniyle vücutta yanıklar oluşmaya başlar. vücut sıcaklığınız 40 dereceyi aşar. hayaller görerek sayıklamaya başlarsınız. bu sırada radyasyon nedeniyle hücreleriniz de mutasyona uğramıştır artık. bilincinizi kaybederek ölürsünüz.
venüs merkür'ün aksine aşırı sıcak çünkü oldukça kalın bir atmosferi var. atmosfer basıncı da son derece yüksek; dünya'dakinin yaklaşık 92 katı kadar. bu basınç sizi 5 saniye içerisinde pet şişe gibi kırıp büker. iç organlarınız çöker, damarlarınız patlar. vücut sıcaklığınız yavaş yavaş 40 derecenin üzerine çıkar. yaklaşıl 10 dakika içerisinde bilincinizi kaybeder ve ölürsünüz. bu süre görünürde kısa olmakla beraber "bir de bana sor" kadar uzundur. tabii ölmeden önce asit yağmuruna yakalanırsanız bu süreç daha da "renk"lenir!
mars'a bakalım. burada durduk yere ölmeniz için çok fazla neden yok ama bir kaza olur da uzay giysiniz delinirse o durumda karbondioksit solumak zorunda kalırsınız. bu sırada delinen giysinin basınç dengesi değişmeye başlar. bunun sonucunda vurgun yiyen bir dalgıçla aynı şeyleri yaşarsınız. damarlarınızdaki kan ve diğer vücut sıvılarınız kaynamaya başlar. cildiniz şişmeye başlar ve yaklaşık 7 dakika içerisinde ölürsünüz.
bir başka neden toz fırtınaları. bunlar aylarca bile sürebilir ve giysinizin içerisine bile kaçabilirler. dolayısıyla giysinin içindeki sistemleri bozarlar. oksijeni solumanızı engellerler ve sonu yine ölümdür.
jüpiter'de durum nedir? bu gezegen gaz devlerinden biri. atmosferinden içeriye daldığınız zaman düşebileceğiniz bir yüzeyi yok. atmosferin üst katmanlarında büyük bir sorun yaşamazsınız ama biraz daha derine doğru ilerledikçe güçlü hava akımlarına kapılırsınız. buradaki bulutlar son derece yüksek elektrik yüküyle donatıldığı için yıldırımlardan nasibini de çok sık alır. aracınıza ya da sizin üzerinize düşmesi demek ölümle eş anlamlıdır.
peki ya satürn? öncelikle bu gezegenin yoğun halkaları olduğunu hatırlayalım. daha gezegene giremeden buzlu taşlardan oluşan bu halkalara çarpmanız durumunda başınız belaya girmiş demektir.
buradaki yapı da az da olsa jüpiter'dekine benziyor; hidrojen ve helyumun ağırlıklı olduğu, katı yüzeyi olmayan bir gaz devi. yalnız buradaki basınç, hidrojeni sıvıya dönüştürecek kadar yüksek. hava akımlarının hızı ise jüpiter'dekinin yaklaşık 6 katı kadar. hayatta kalmak için uygun bir ortam olmadığı kesin.
bir başka gaz devi olan uranüs... buradaki atmosferde metan gazı var ve solumanız durumunda zehirlenerek birkaç dakika içinde ölürsünüz. bir başka ihtimal, atmosferindeki gazların uzay giysinizi aşındıracak şekilde onunla tepkimeye girmesi.
bir başka ihtimal de dev bir elmasa dönüşmeniz. karbon atomlarının elmas dizilimine sahip olması için gereken sıcaklık ve basınç burada mevcut çünkü. vücudumuzdaki karbon atomlarının dostumuz olmayabileceği aklımıza pek gelmez, değil mi?
gelelim neptün'e. yapı olarak uranüs'e çok benzemekle beraber burada esen rüzgârların hızı saatte 2000 km'yi aşıyor. yani sistemdeki en hızlı rüzgârlar bu gezegende. bunlar birçok anafor oluşturuyor. bunlardan birine yakalanırsanız, kendi ekseniniz etrafında büyük bir süratle dönmeye başlarsınız. 10 g'ye kadar çıkan ivmelenme sonucunda organlarınız sıkışmaya başlar. kanın beyninize gitmesi engellenir ve bilincinizi yitirirsiniz. yaklaşık 5 dakika içerisinde her şey olup biter.
son olarak cüce gezegen plüto'ya da bakalım. yüzey sıcaklığı yaklaşık -240 derece. uzay giysinizde bir delinme olursa, yarım dakika içerisinde ısıran soğuğu hissetmeye başlarsınız. sonraki yarım dakika içerisinde vücut sıvılarınız donmaya başlar. yani yine hipotermiye çıkar yolunuz. 2 dakikada vücut sıcaklığınız 30 derecenin altına düşer ve bilinç kaybı yaşarsınız. 3 dakikada iç organlarınız işlemez hâle gelir ve ölürsünüz.
bu noktada marslı filminden bir alıntı ile yazıyı bitireyim: "uzay sizinle iş birliği yapmaz."
devamını gör...
2.
dünya trafik kazası- maganda kurşunu gibi.
devamını gör...