#televizyon dizileri
#final yapan diziler
2017 yılında yayınlan 12 bölümlük güney kore dizisidir. genç yaşta evlenen çiftin 18 yıllık evliliklerinden pişmanlık duymasıyla garip bir olay olur ve çift yıllar önceki haline, tanışmadan 1 gün önceki zaman döner. imdb: 8,2
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "armysuzy" tarafından 29.08.2021 21:26 tarihinde açılmıştır.
1.
2017 güney kore yapımı, 12 bölümlük bir dizi.
küçükken tozpembe gözlüklerimiz biraz büyüyüp de gençlik yıllarımıza ulaştığımızda giderek grileşiyor. gri fazlasıyla belirsiz bir renk. fakat belirsiz olması zaten bize birçok karar aldırıyor. yanlış veya yolunda kararlar.
hayatın beklenmedikleriyle olgunlaşan fakat o beklenmeyen şeylerden ötürü birbirlerini sevseler de ayrılmanın doğru karar olduğunu düşünen bir çift ve sahneleriyle diziyi izlemeye başlıyoruz.
çiftimizden eş ve anneyi canlandıran jang na ra, ''ma jin joo'' karakteriyle can buluyor. ma jin joo ilgili bir anne fakat eşinin fazla çalışmasından ötürü kendini çoğu zaman yalnız hisseden, kırgın bir eş aynı zamanda. annesini de kaybedince iyice yalnız hissetmeye başlıyor. içinde enerjiye dair hiçbir şey yokken tanışıyoruz onunla.
son ho jun ise ailenin babası choi ban do'yu canlandırıyor. neşeli bir karakterin nasıl patronu tarafından ezildiğini, sırf ailesi için nelere katlandığını görüyoruz. elbette çabaları çoğu zaman görülmüyor. hayat insanları tahmin edemeyeceği kişilere dönüştürüyor.
bu çiftimiz, boşanma günü yüzüklerini çıkardığında doğa-üstü bir güçle depreme benzer bir sarsıntı yaşıyor ve uyandıklarında kendilerini 20'li yaşlarının başında, üniversite yıllarında buluyor. büyüleyici ve belki de birçok kişinin hayal ettiği bir durum değil mi? geçmiş güzel yıllara geri dönmek..
gözler... insanların gözlerindeki parıltıyı kaybetmiş olmaları üzüyor beni. genç simalarda pırıl pırıl olan gözler neden sonrasında sönüyor? hayatın birçok kötülüğüne ve zorluğuna şahit oldukları için mi?
işte üniversite yıllarına dönen çiftimizin gözlerindeki parıltıya tekrar şahit oluyoruz.
basit bir konu olarak görülebilir lakin çiftin arasındaki atışmalar, arkadaşlık ve kendi aileleriyle olan ilişkileri o kadar samimi, o kadar içtendi ki. saf sevgiyi işliyordu, hem de birçok türden.
anne sevgisi, arkadaş sevgisi, evlat sevgisi, karşılıksız sevgi..
örneğin geçmişe dönen ma jin joo'nun annesinden hiç ayrılmaması ve tüm işleri kendisinin yapıp annesini yormamak için uğraşması, o pişmanlığı öyle değerliydi ki. halbuki geçmişte annesi yanındayken hep yanında olacakmış gibi düşünüyordu. oysa şimdi bir şansı daha vardı, hayattan öğrendiklerini gençliğinde kullanma şansı.
dizideki tüm karakterler ayrı ayrı incelenmeyi hak ediyor aslında. fakat onu izleyip siz keşfedin derim. iyi seyirler!
küçükken tozpembe gözlüklerimiz biraz büyüyüp de gençlik yıllarımıza ulaştığımızda giderek grileşiyor. gri fazlasıyla belirsiz bir renk. fakat belirsiz olması zaten bize birçok karar aldırıyor. yanlış veya yolunda kararlar.
hayatın beklenmedikleriyle olgunlaşan fakat o beklenmeyen şeylerden ötürü birbirlerini sevseler de ayrılmanın doğru karar olduğunu düşünen bir çift ve sahneleriyle diziyi izlemeye başlıyoruz.
çiftimizden eş ve anneyi canlandıran jang na ra, ''ma jin joo'' karakteriyle can buluyor. ma jin joo ilgili bir anne fakat eşinin fazla çalışmasından ötürü kendini çoğu zaman yalnız hisseden, kırgın bir eş aynı zamanda. annesini de kaybedince iyice yalnız hissetmeye başlıyor. içinde enerjiye dair hiçbir şey yokken tanışıyoruz onunla.
son ho jun ise ailenin babası choi ban do'yu canlandırıyor. neşeli bir karakterin nasıl patronu tarafından ezildiğini, sırf ailesi için nelere katlandığını görüyoruz. elbette çabaları çoğu zaman görülmüyor. hayat insanları tahmin edemeyeceği kişilere dönüştürüyor.
bu çiftimiz, boşanma günü yüzüklerini çıkardığında doğa-üstü bir güçle depreme benzer bir sarsıntı yaşıyor ve uyandıklarında kendilerini 20'li yaşlarının başında, üniversite yıllarında buluyor. büyüleyici ve belki de birçok kişinin hayal ettiği bir durum değil mi? geçmiş güzel yıllara geri dönmek..
gözler... insanların gözlerindeki parıltıyı kaybetmiş olmaları üzüyor beni. genç simalarda pırıl pırıl olan gözler neden sonrasında sönüyor? hayatın birçok kötülüğüne ve zorluğuna şahit oldukları için mi?
işte üniversite yıllarına dönen çiftimizin gözlerindeki parıltıya tekrar şahit oluyoruz.
basit bir konu olarak görülebilir lakin çiftin arasındaki atışmalar, arkadaşlık ve kendi aileleriyle olan ilişkileri o kadar samimi, o kadar içtendi ki. saf sevgiyi işliyordu, hem de birçok türden.
anne sevgisi, arkadaş sevgisi, evlat sevgisi, karşılıksız sevgi..
örneğin geçmişe dönen ma jin joo'nun annesinden hiç ayrılmaması ve tüm işleri kendisinin yapıp annesini yormamak için uğraşması, o pişmanlığı öyle değerliydi ki. halbuki geçmişte annesi yanındayken hep yanında olacakmış gibi düşünüyordu. oysa şimdi bir şansı daha vardı, hayattan öğrendiklerini gençliğinde kullanma şansı.
dizideki tüm karakterler ayrı ayrı incelenmeyi hak ediyor aslında. fakat onu izleyip siz keşfedin derim. iyi seyirler!
devamını gör...
2.
bir kaç gün önce izlediğim netflixte de yayınlanmakta olan kore dizisi.
açıkçası konusu gençliğe dönemlerinden mütevellit bir nebze mesafeli durmama sebep olmuştu önceden. 12 bölüm olup kısa sürede biteceği için bir gayret başladım.
yaş ilerledikçe içimde yeşermeye başlayan şimdi ki olgunluğum ve farkındalığım ile üniversiteye başlıyor olsam hissinin dizisini yapmışlar resmen. gençliğin gözü karalığı, fırsatları ile deneyimliliğin birleştiği andaki değişimi görüyoruz.
çift birbirlerine hala aşık aslında ama yaşadıkları kötü sonlar sebebi ile birbirlerinden uzak durmaya çalışıyorlar. bir yandan da akıllarının bir köşesinde kalan yaşayamadıkları deneyimler, ilişkiler var, hepsine birer birer kucak açıyorlar. deneyimleri ile, gençliğin keyfini çıkarıyorlar. deneyimleri ile hayatlarına dokundukları insanlar da değişip dönüşüyor tabii. birbirlerini de anlamaya başlıyorlar.
bu süreçte adamın da kadının da, annelerinin ölümüne üzülmelerindeki samimiyetleri göz doldurucuydu gerçekten. bir de çocuklarına olan sevgileri. ne olursa olsun kızın annesinin söylediği şu söz aklımdan çıkmayacak sanırım. 'bir insan annesiz yaşar ama yavrusu olmadan yaşayamaz.' bak yine gözlerim doldu.
neyse efenim, kore yapımlarına ön yargılı değilseniz, bir şans verip izleyiverin, kalbinizi sıcacık yapacak eminim.
açıkçası konusu gençliğe dönemlerinden mütevellit bir nebze mesafeli durmama sebep olmuştu önceden. 12 bölüm olup kısa sürede biteceği için bir gayret başladım.
yaş ilerledikçe içimde yeşermeye başlayan şimdi ki olgunluğum ve farkındalığım ile üniversiteye başlıyor olsam hissinin dizisini yapmışlar resmen. gençliğin gözü karalığı, fırsatları ile deneyimliliğin birleştiği andaki değişimi görüyoruz.
çift birbirlerine hala aşık aslında ama yaşadıkları kötü sonlar sebebi ile birbirlerinden uzak durmaya çalışıyorlar. bir yandan da akıllarının bir köşesinde kalan yaşayamadıkları deneyimler, ilişkiler var, hepsine birer birer kucak açıyorlar. deneyimleri ile, gençliğin keyfini çıkarıyorlar. deneyimleri ile hayatlarına dokundukları insanlar da değişip dönüşüyor tabii. birbirlerini de anlamaya başlıyorlar.
bu süreçte adamın da kadının da, annelerinin ölümüne üzülmelerindeki samimiyetleri göz doldurucuydu gerçekten. bir de çocuklarına olan sevgileri. ne olursa olsun kızın annesinin söylediği şu söz aklımdan çıkmayacak sanırım. 'bir insan annesiz yaşar ama yavrusu olmadan yaşayamaz.' bak yine gözlerim doldu.
neyse efenim, kore yapımlarına ön yargılı değilseniz, bir şans verip izleyiverin, kalbinizi sıcacık yapacak eminim.
devamını gör...