#araştırma-inceleme
yazar : etienne de la boétie
yayım yılı : 1576
insanoğlunun güçlüye boğun eğmesinin, otoriteye karşı gelemeyişinin, devletin gücüne karşı koyamayan halkın kabule geçişinin sebeplerini araştıran kitaptır. irdelememek, sorgulamamak ve şüphe duymamak ile alışılagelmişin dışına çıkmamayı anlatır.
yayım yılı : 1576
insanoğlunun güçlüye boğun eğmesinin, otoriteye karşı gelemeyişinin, devletin gücüne karşı koyamayan halkın kabule geçişinin sebeplerini araştıran kitaptır. irdelememek, sorgulamamak ve şüphe duymamak ile alışılagelmişin dışına çıkmamayı anlatır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "gogol’un dar paltosu" tarafından 19.03.2021 16:51 tarihinde açılmıştır.
1.
bir étienne de la boetie kitabıdır.
on altıncı yüzyıldan kalma bir eser olmasına rağmen ziyadesiyle güncel bir kitap olarak karşıma çıktı, yani aslında okumak için bu kitabı seçmek çok doğru bir karardı. kitap boyunca charles teste’nin dipnotlarla eşlik etmesi ise kitabı daha eğlenceli bir hale getirmiş.
birçok derebeyine biat etmektense bir tek hükümdara kul olmayı tercih etmek doğru bir karar mıydı acaba? başka bir seçenek yok muydu? yani her ikisini de reddedip insan doğasına çok daha uygun olan özgürlüğü seçemez miydik? hatta hala böyle bir hakkımız ya da şansımız yok mu?
aynı şey dinler için de geçerli olabilir mi? çok tanrılı inanç sisteminden tek tanrılı inanç sistemine geçiş bir ilerleme midir yoksa az gidip uz gidip dere tepe düz gidip bir arpa boyu yol gitmiş mi olduk?
kulluk gönüllülü esasına dayanan bir durum mudur yoksa alıştırıldığımız bir anormallik midir? yöneten sınıf gerçekten yetkin midir yoksa yönetilenler bir yanılsama içinde midir?
hepsini cevabı var bu kitapta, hatta daha fazlası da var bir an önce okuyun ve yüzyıllar önce yazılmış bu kitabın ne kadar güncel olduğunu görün bence.
on altıncı yüzyıldan kalma bir eser olmasına rağmen ziyadesiyle güncel bir kitap olarak karşıma çıktı, yani aslında okumak için bu kitabı seçmek çok doğru bir karardı. kitap boyunca charles teste’nin dipnotlarla eşlik etmesi ise kitabı daha eğlenceli bir hale getirmiş.
birçok derebeyine biat etmektense bir tek hükümdara kul olmayı tercih etmek doğru bir karar mıydı acaba? başka bir seçenek yok muydu? yani her ikisini de reddedip insan doğasına çok daha uygun olan özgürlüğü seçemez miydik? hatta hala böyle bir hakkımız ya da şansımız yok mu?
aynı şey dinler için de geçerli olabilir mi? çok tanrılı inanç sisteminden tek tanrılı inanç sistemine geçiş bir ilerleme midir yoksa az gidip uz gidip dere tepe düz gidip bir arpa boyu yol gitmiş mi olduk?
kulluk gönüllülü esasına dayanan bir durum mudur yoksa alıştırıldığımız bir anormallik midir? yöneten sınıf gerçekten yetkin midir yoksa yönetilenler bir yanılsama içinde midir?
hepsini cevabı var bu kitapta, hatta daha fazlası da var bir an önce okuyun ve yüzyıllar önce yazılmış bu kitabın ne kadar güncel olduğunu görün bence.
devamını gör...
2.
fransız hukukçu etienne de la boetie 1530 yılında doğmuş, 1563 yılında çok erken bir yaşta ise hayata veda etmiştir. bu kitabı 20'li yaşların başında yazdığı tahmin ediliyor. 16. yüzyılın başında yazılan bu eserin güncelliğini bu denli koruması inanılmaz bir şey ve bizim coğrafyamızda bir süre daha koruyacağı kesin. egemenin, egemenlik hakkının sorgulandığı bu kısacık eserde bize cevaplamakta zorluk çektiğimiz sorular soruluyor. makam, mevki ve zenginlik için tiranın etrafında dolanan kesimi uyarmak için tilki ile aslanın hikayesine gönderme yapıyor yazar. seni mağaranda ziyaret etmek isterdim lakin görüyorum ki mağarana gelen bir çok iz varken, mağaradan çıkan hiç bir iz göremedim diyor kurnaz tilki. buna atıfla uzun vadede tiranın bir ateş gibi çevresini yakacağını belirtiyor de la boetie.
“sizden fazlası, sizi yok etmesi için ona verdiğiniz olanaklardır. sizi gözetleyen sayısız hafiyesini sizden değilse nereden alıyor? sizi dövmek için bunca ele nasıl sahip oluyor, bunları sizden ödünç almadıysa? kentlerinizi çiğnediği ayaklar, aynı zamanda sizin ayaklarınız değil mi?” “sadece kulluk etmemekte kararlı olun, özgür olursunuz. sizin onu itmenizi veya onu sarsmanızı istemiyorum, sadece onu taşımayı bırakın ve göreceksiniz, kaidesi altından alınmış kocaman dev bir heykel gibi, kendi ağırlığı ile düşüp parçalanacaktır.”
“sizden fazlası, sizi yok etmesi için ona verdiğiniz olanaklardır. sizi gözetleyen sayısız hafiyesini sizden değilse nereden alıyor? sizi dövmek için bunca ele nasıl sahip oluyor, bunları sizden ödünç almadıysa? kentlerinizi çiğnediği ayaklar, aynı zamanda sizin ayaklarınız değil mi?” “sadece kulluk etmemekte kararlı olun, özgür olursunuz. sizin onu itmenizi veya onu sarsmanızı istemiyorum, sadece onu taşımayı bırakın ve göreceksiniz, kaidesi altından alınmış kocaman dev bir heykel gibi, kendi ağırlığı ile düşüp parçalanacaktır.”
devamını gör...