1.
bu aralar yoğun bir şekilde hissediyorum yara alıyorum eksiliyorum ama ya yeşerebilirsem diye de umut var içimde
hayat bir yandan bizi yaralarla sarsa da bir diğer yandan içimize ışık sızması için bir fırsat sunar çünkü yaralarımız içimize ışık sızsın diye vardır belki de bu yüzden en derin acılarımız en karanlık anlarımız içimizdeki ışığı keşfetmek için bir araçtır her yara her kırılma anı bir anlamda bize kim olduğumuzu neye sahip olduğumuzu ve nereye doğru gittiğimizi gösterir
şu anlar hayatın bize sunduğu belirsiz ve yorucu olan anlar kimi zaman sadece bir adım atmak bile zorken yaralarımızla baş başa kalırız insan yaralandıkça güçlendiğini söylese de aslında her yara biraz daha parçalar bizi her kırık bir daha toparlanma yolculuğunun başlangıcı olsa da her yara aldıkça biraz daha azalırız içimizdeki boşluklar büyür ve bu boşluklar zamanla kaybolma korkusunun kaynağı haline gelir
yaralar güven duygumuzu zedeleyebilir güven bir zamanlar güvenli bir liman gibi hissettiğimiz yerin şimdi bize en büyük acıyı yaşatabilmesinin korkusudur birine güvenmek içimizdeki açık alanları onunla paylaşmak demektir ama her ihanet her terk edilme her hayal kırıklığı o limanın daha da uzaklaşmasına neden olur yaralandıkça bir daha güvenmeye cesaret edememek bir başka yara alma korkusuyla her anı tedirginlikle yaşamak zorunda kalırız bu bizi yalnızlaştıran bir süreçtir ama yalnızlık kendi yaralarımızla baş başa kaldığımızda bile belki de içimize ışığın girebilmesi için bir boşluktur
her yara bir eksiklik gibi görünse de bir başka açıdan bizi insan yapan bizlere yaşamı gösteren bir gerçektir her eksik bir başka ışığın girmesi için yer açar yalnızca onu kabullenmek ışığın varlığını fark etmek gerekir zamanla yaralarımızla büyürken onlardan korkmak yerine onlarla bir bütün haline gelmeye başlarız azaldıkça yok olmaktan korktuğumuzu hissettiğimiz anlar aslında en çok ışığa ihtiyaç duyduğumuz anlardır ve belki de bir gün o ışığı bulduğumuzda yüreğimizdeki yaraların bize güç vermek yerine bizi daha da büyütmeye başlamış olduğunu fark ederiz
hayat bir yandan bizi yaralarla sarsa da bir diğer yandan içimize ışık sızması için bir fırsat sunar çünkü yaralarımız içimize ışık sızsın diye vardır belki de bu yüzden en derin acılarımız en karanlık anlarımız içimizdeki ışığı keşfetmek için bir araçtır her yara her kırılma anı bir anlamda bize kim olduğumuzu neye sahip olduğumuzu ve nereye doğru gittiğimizi gösterir
şu anlar hayatın bize sunduğu belirsiz ve yorucu olan anlar kimi zaman sadece bir adım atmak bile zorken yaralarımızla baş başa kalırız insan yaralandıkça güçlendiğini söylese de aslında her yara biraz daha parçalar bizi her kırık bir daha toparlanma yolculuğunun başlangıcı olsa da her yara aldıkça biraz daha azalırız içimizdeki boşluklar büyür ve bu boşluklar zamanla kaybolma korkusunun kaynağı haline gelir
yaralar güven duygumuzu zedeleyebilir güven bir zamanlar güvenli bir liman gibi hissettiğimiz yerin şimdi bize en büyük acıyı yaşatabilmesinin korkusudur birine güvenmek içimizdeki açık alanları onunla paylaşmak demektir ama her ihanet her terk edilme her hayal kırıklığı o limanın daha da uzaklaşmasına neden olur yaralandıkça bir daha güvenmeye cesaret edememek bir başka yara alma korkusuyla her anı tedirginlikle yaşamak zorunda kalırız bu bizi yalnızlaştıran bir süreçtir ama yalnızlık kendi yaralarımızla baş başa kaldığımızda bile belki de içimize ışığın girebilmesi için bir boşluktur
her yara bir eksiklik gibi görünse de bir başka açıdan bizi insan yapan bizlere yaşamı gösteren bir gerçektir her eksik bir başka ışığın girmesi için yer açar yalnızca onu kabullenmek ışığın varlığını fark etmek gerekir zamanla yaralarımızla büyürken onlardan korkmak yerine onlarla bir bütün haline gelmeye başlarız azaldıkça yok olmaktan korktuğumuzu hissettiğimiz anlar aslında en çok ışığa ihtiyaç duyduğumuz anlardır ve belki de bir gün o ışığı bulduğumuzda yüreğimizdeki yaraların bize güç vermek yerine bizi daha da büyütmeye başlamış olduğunu fark ederiz
devamını gör...