zylo yazar profili

zylo kapak fotoğrafı
zylo profil fotoğrafı
rozet
kalbimiz seninle
karma: 1010 tanım: 99 başlık: 13 takipçi: 33

son tanımları


alex de souza

efsanedir.
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

severim kendisini garip fotoğrafları var ama sevdiğim bir yazardır
devamını gör...

stüdyo ghibli tarzı normal sözlük yazarları

nee
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

evlilik kredisi

ikisinin de 18-25 yaş arasında olması halinde 250 bine kadar çıkabilen kredidir 26-29 yaş arası ise 200 bine kadar çıkabilen kredidir
devamını gör...

ağaç ne renktir sorusu

ben ağaçları çok severim bu yüzden ne renk görmek istersem o renk olur ama en çok sonbahar yaprağını seviyorum çok güzel bir renk
devamını gör...

yazarların halen uyanamamış olması

güzel kadınlar bana fotoğraf atsa da günüm aysa
devamını gör...

an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu

bir puding yaptım içine vanilya özütü damlattım kötüü oldu ama yiyiyorum
devamını gör...

mardin

çok sıcak memleket
devamını gör...

sadık ama aptal arkadaş vs akıllı ama bencil arkadaş

arkadaş nedir bilmem hiç arkadaşım olmadı eh tek tük sanalı var bunun süreklii kazık yedim geçen gün kazığa oturttular aman ne diyim arkadaş seçeneğini tıklıyorum bencil olmasın ama akıllı olsun sadık olsun yeterli
devamını gör...

uyanınca akla gelen ilk şey

erkekler yalan söylüyor bu arada ilk balkon bulaşık uyku mu düşünüyorsunuzz
devamını gör...

nasıl sevilmek isterdiniz sorunsalı

sevdiğim kadar efendim,sevdiğim kadar sevilmek isterim.
devamını gör...

duyulduğunda koşarak kaçılması gereken cümleler

bir kerecik ya,bir kereden bir şey olmaz.
*
devamını gör...

yazarların şu an dinledikleri şarkı

''your smile is like a breath of spring...''
devamını gör...

günaydın sözlük

günaydın canımcımlarımm nabersiniz
benim başım çatlıyor be amann iyi olalım yüzümüzden gülüş cebimizden para eksilmesin
ameen
devamını gör...

filistin benim meselem değil

filistin daha filistin meselesi değil nasıl benim meselem olsun
benim derdim bana yeter demeyim canımız baştaki dünkü açılışta
''allah izin verirse son nefesimize kadar da filistin'in ve ilk kıblemiz kudüs-ü şerif'in hakkını korkusuzca savunmaya devam edeceğiz. şundan hiçbir şüphe duymuyorum, inşallah tarih, gazze'deki bu omurgalı duruşumuz sebebiyle türkiye cumhuriyeti'ni çağının vicdan abidesi olarak altın harflerle yazacaktır." dedi ve suriyeye de laf attı hani bunu hallettik bunu da halledeceğiz gibisinden
yahuuuu hele bi buraya bak aç mıyız tok muyuz açıkta mıyız işimiz var mı evimiz var mı
huhh sinirlendim bir kola içeyim
devamını gör...

meyve mi meyva mı sorunsalı

allah meyva diyenlerle iletişimimi koparıyorum meyva ne ya?
devamını gör...

üstteki yazara bir şey söyle

gerçekten güzel bir yazar
devamını gör...

güçsüz hissetmek

bu aralar yoğun bir şekilde hissediyorum yara alıyorum eksiliyorum ama ya yeşerebilirsem diye de umut var içimde
hayat bir yandan bizi yaralarla sarsa da bir diğer yandan içimize ışık sızması için bir fırsat sunar çünkü yaralarımız içimize ışık sızsın diye vardır belki de bu yüzden en derin acılarımız en karanlık anlarımız içimizdeki ışığı keşfetmek için bir araçtır her yara her kırılma anı bir anlamda bize kim olduğumuzu neye sahip olduğumuzu ve nereye doğru gittiğimizi gösterir
şu anlar hayatın bize sunduğu belirsiz ve yorucu olan anlar kimi zaman sadece bir adım atmak bile zorken yaralarımızla baş başa kalırız insan yaralandıkça güçlendiğini söylese de aslında her yara biraz daha parçalar bizi her kırık bir daha toparlanma yolculuğunun başlangıcı olsa da her yara aldıkça biraz daha azalırız içimizdeki boşluklar büyür ve bu boşluklar zamanla kaybolma korkusunun kaynağı haline gelir
yaralar güven duygumuzu zedeleyebilir güven bir zamanlar güvenli bir liman gibi hissettiğimiz yerin şimdi bize en büyük acıyı yaşatabilmesinin korkusudur birine güvenmek içimizdeki açık alanları onunla paylaşmak demektir ama her ihanet her terk edilme her hayal kırıklığı o limanın daha da uzaklaşmasına neden olur yaralandıkça bir daha güvenmeye cesaret edememek bir başka yara alma korkusuyla her anı tedirginlikle yaşamak zorunda kalırız bu bizi yalnızlaştıran bir süreçtir ama yalnızlık kendi yaralarımızla baş başa kaldığımızda bile belki de içimize ışığın girebilmesi için bir boşluktur
her yara bir eksiklik gibi görünse de bir başka açıdan bizi insan yapan bizlere yaşamı gösteren bir gerçektir her eksik bir başka ışığın girmesi için yer açar yalnızca onu kabullenmek ışığın varlığını fark etmek gerekir zamanla yaralarımızla büyürken onlardan korkmak yerine onlarla bir bütün haline gelmeye başlarız azaldıkça yok olmaktan korktuğumuzu hissettiğimiz anlar aslında en çok ışığa ihtiyaç duyduğumuz anlardır ve belki de bir gün o ışığı bulduğumuzda yüreğimizdeki yaraların bize güç vermek yerine bizi daha da büyütmeye başlamış olduğunu fark ederiz
devamını gör...

üç kelimede istanbul

paran varsa yaşanılır
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

kuşlar da susturulurdu.bir adam vardı adı yoktu çünkü adlar unutulur onu hatırlatan tek şey arkasında bıraktığı izlerin bir zaman sonra rüzgarla savrulup toprağa karışmasıydı yaşarken en çok özlemi tanıdı her sabah gözlerini artık dönmeyecek bir zamana açtı o zaman bir kadının gülümsemesinde saklıydı belki ya da bir ağacın gövdesinde yıllar önce kazınmış iki baş harfte kendi kendini en çok orada arardı yenilgiyi erken tattı henüz kim olduğunu bile bilmeden sevdi delicesine düşünmeden ölçüp tartmadan bir başka bedende kendini bulacağını sandı ama her aşk kendinden biraz eksiltir insanı çünkü verirken fazlasıyla cömerttir insan dönerken ise hep eksik ve o da bir gün döndü eksilerek kaybederek en çok kendinibir sabah yalnız bir parkta otururken duymaya başladı kuş seslerini sessizliğin içinden geçip gelen melodilerdi bunlar başta anlamadı neşe miydi bu teselli mi yoksa doğanın kendi haline ağlaması mı ama o an fark etti ki kuşlar hiçbir zaman tesadüfen ötmez onlar kaybedilenleri uğurlamak için değil geride kalanlara yaşamı hatırlatmak için şarkı söyler aşık oldu yine ama bu defa daha temkinli daha yorgun kalbini uzatırken al ama dikkatli tut der gibi fakat bazen aşk ne kadar dikkat edersen et senden çalar bu sefer daha sessiz oldu kaybedişi ne gözyaşı vardı ne de çığlık sadece bir sabah aynaya bakıp şöyle dedi ben kimim
işte o zaman anladı hayat boyu peşinden koştuğu herkes ve her şey aslında onu kendinden uzaklaştırmıştı çünkü bir başkasını sevmeye çalışırken en son düşündüğü hep kendi olmuştu ama anladı ki önce kendini sevmeli insan önce kendi ruhunu iyileştirmeli kendi yarasını sarmalı çünkü başkası için yandığında küllerin kendine kalıyor
yıllar geçti yüzüne çizgiler eklendi sesi daha kısık bakışları daha derin oldu ama içinde bir yer hep aynı kaldı yeniden başlama arzusu çünkü o artık biliyordu ki her sabah yeniden doğmaktır kuş sesleri gibi ve her gece bir veda en sonunda bir gün toprağa karışacak ruhunu düşünmeye başladı korkmadı çünkü kaybettiklerinden özlediklerinden ve kendinden arta kalanlarla birleşecekti o toprak belki bir ağacın köklerinde belki bir çocuğun gülüşünde yeniden can bulacaktı ama her ne olursa olsun kendi hikayesini yazmıştı ve bu hikayede her şey vardı özlem yenilgi kayıp umut ve kendini bulma
kuş sesleriyle başlayıp sessizlikle biten bir hayat ama ne olursa olsun kendine ait bir hayat
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim