1.
- yarın ptt'ye verirsin kitabı.
+olur tabii.
...
bu sabah bahsi geçen kitabı sahibine ulaştırması için ptt'ye gittim. benden önde yaşlı bir teyze vardı. başına beyaz tülbent takmış ve ayak bileklerine kadar uzanan keçeden yapılmış siyah pardesü giymişti. bir çok poşet vardı önünde. poşetleri kontrol eden ptt görevlisine poşetlerin içinde eşofman takımı, incik boncuk olduğunu söylüyordu. karşısındaki görevliyi eşyaların güvenilirliliğine ikna etmeye çalışıyordu sanki.
ptt görevlisinin "bunlar hapse mi gidecek?" sorusu üzerine boynu bükük bir ifadeyle "ere. harê hapse" dedi yaşlı kadın. öyle tahmin ediyorum ki hapiste olan oğluydu. ve kadının gardiyanlarla çok münasebeti olmuştu ki ptt görevlisine dahi poşetleri izah ediyordu. tıpkı aramalarda gardiyanlara üstündekileri izah etmek zorunda kadığı gibi. kadının hemen yanındaydım. burnuma tezek kokusu geliyordu. sonra bir poşet çıkardı kadın. fotoğrata *gördüğünüz tarzda anahtarlıklar, kolyeler işlenmişti. poşetin içindekileri bana gösterdi tezek kokulu teyzem. ona satıp satmadığını sordum. sattığını söyleyince de hemen fotoğrafta * gördüğünüz anahtarlığı aldım!?.
iki gün * evvel roboski'nin yıl dönümüydü. ptt'deki tezek kokulu teyzem beton duvarların arasına karışan yavrusuyla, çocuklarının ölülerini katırların ölülerinden ayıramayan anaların feryadlarını hatırlatmıştı bana!?.
(bkz: https://youtu.be/xXPN9pK58o8)
+olur tabii.
...
bu sabah bahsi geçen kitabı sahibine ulaştırması için ptt'ye gittim. benden önde yaşlı bir teyze vardı. başına beyaz tülbent takmış ve ayak bileklerine kadar uzanan keçeden yapılmış siyah pardesü giymişti. bir çok poşet vardı önünde. poşetleri kontrol eden ptt görevlisine poşetlerin içinde eşofman takımı, incik boncuk olduğunu söylüyordu. karşısındaki görevliyi eşyaların güvenilirliliğine ikna etmeye çalışıyordu sanki.
ptt görevlisinin "bunlar hapse mi gidecek?" sorusu üzerine boynu bükük bir ifadeyle "ere. harê hapse" dedi yaşlı kadın. öyle tahmin ediyorum ki hapiste olan oğluydu. ve kadının gardiyanlarla çok münasebeti olmuştu ki ptt görevlisine dahi poşetleri izah ediyordu. tıpkı aramalarda gardiyanlara üstündekileri izah etmek zorunda kadığı gibi. kadının hemen yanındaydım. burnuma tezek kokusu geliyordu. sonra bir poşet çıkardı kadın. fotoğrata *gördüğünüz tarzda anahtarlıklar, kolyeler işlenmişti. poşetin içindekileri bana gösterdi tezek kokulu teyzem. ona satıp satmadığını sordum. sattığını söyleyince de hemen fotoğrafta * gördüğünüz anahtarlığı aldım!?.
iki gün * evvel roboski'nin yıl dönümüydü. ptt'deki tezek kokulu teyzem beton duvarların arasına karışan yavrusuyla, çocuklarının ölülerini katırların ölülerinden ayıramayan anaların feryadlarını hatırlatmıştı bana!?.
(bkz: https://youtu.be/xXPN9pK58o8)
devamını gör...