güzide

az bulunan, önem arz eden, seçkin.

etimolojik olarak farsça guzīde گزيده "seçilmiş, seçkin" sözcüğünden alıntıdır. farsça sözcük, guzīdan, guzīn- گزيدن, گزين "seçmek" fiilinden türetilmiştir. bu sözcük orta farsça (pehlevice veya partça) aynı anlama gelen vizīdan fiilinden evrilmiştir.
benim için en yumuşak telaffuzlu sözcüklerden biridir. şiirsel bir enerjisi varmış gibi hissettirir.

farkındalığınının farkında olan ama içinde kibir, büyüklük taşımayan seçkin ve seçilmiş kelime.

bir yaz akşamı düşünün, tüm kelimeler sokakta oyun oynuyor, herkes mutlu!
güzide ise alçak bir duvarın üstüne oturmuş, saçları rüzgarda hafif hafif dalgalanırken gülümseyerek diğerlerini seyrediyor.. o diğerlerinin mutluluğunundan da mutlu!

öyle güzel bir kız bizim bu kelimemiz, ömrü bol olsun.*

rütbe olarak verilmesi gereken kelimelerden biridir.

seçkin, eşi benzeri olmayan anlamına gelir.

bir de kasacı soyadlı türk müziği şarkıcısı vardır bu adla başlayan: güzide kasacı.
efenim, bu kadın çalıkuşu adlı bir şarkıyla tanınmış. bir televizyon programında buna "ne kadar güzel kahkaha atıyorsunuz güzide hanım, bir de programımız için atar mısınız" demişler. güzide hanım atmış o meşhur kahkahasını.
gün o gündür. hep kahkaha atarak dolaşırmış o günden sonra sayın güzide kasacı.
işte o şarkı:

işte o meşhur kahkalarından bazıları. normal konuşmak mümkün değil.


kendisi 90 yaşına geldiği için (mevla daha uzun ömür versin) artık o kahkahaları atamıyormuş. olsun biz onu kahk kısmını bile seviyoruz.

feride ile hem anlam hem de söyleniş açısından benzerlik gösteren kelime.