halkımızın dolandırılmaya çok müsait olması

halkımızı biliyoruz. kurnazlık zeka belirtisi olarak görülüyor bizde. ahlaksızlık aslında ama biz kurnaz insana zeki diyoruz. fakat dikkat ediyorum da anadolu insanı çok çabuk dolandırılabiliyor. bunun örnekleri; geçen manisa'da birinin bir milyon dörtyüz bin (1.400.000 tl) dolandırılması, telefonda "teröre bulaştınız. kurtulmak için para gönderin" diye dolandırılanlar, işte kendini polis, avukat, amir vs. diye tanıtarak dolandıranlar ve aklıma daha gelmeyen bir sürü done daha... (yöneticilerin bizi dolandırmasına hiç girmiyorum bile bataklık gibi çünkü girsek çıkamayız) ama sorsan "kurnazlık bizden sorulur yiğenim".

sanal dolandırıcılık diye bir şey var insanlar o kadar bitik ve matah noktadalar ki günlük harçlığı çıkarma hayaliyle bile dolandırıcılara parasını kaptırıyorlar.

dolandırıcılık asla tasvip ettiğim bir şey değil ama bazen kerizlerin tokatlanması gerekiyor sanırım. üniversite okumuş insanın "falcı" ya tonlarca para kaptırması ne demek ya. bazı yaşlı, okumalarına fırsat verilmemiş insanlara üzülüyorum gerçekten ama kendini hızır diye tanıtıp para isteyen (sadece bir kez de değil) insana, falcıya tonla para yatan okumuş doktorlar, akademisyenler, üniversite öğrencileri görünce kızıyorum onlara ister istemez. adam bulmuş kerizi ee yolar tabi biraz da vicdansızsa...

açgözlülük de olabilir.
yıllar önce pepsiden çekilişten çıktınız deyip, para isteyenlere
10 bin tl için 2 bin tl yatıran birini duymuştum. evine hiç pepsi almadığını bile unutmuştu. 10 bin tl için 2 bin tl'yi bankadan yollamıştı. 10 bin tl gelmeyince dolandırıldığını anlamıştı.
2 bin tl verip açgözlü olmamayı öğrenmesi gerekiyormuş meğer.

(bkz: halkımızın bağnaz olmas.)

kısa yoldan para kazanma aşkımızın sonucu

ne yapsın bu insanlar?
kızılderili muamelesi yapılıp ellerinden her şeyi alınan bu insanlar ne yapsın?
kısa yoldan nasıl para bulurum da borçlarımı kaparım diye düşünürken şans oyunlarına umut bağlayan zonguldaklı ahmet abimiz,
evden ne iş yapsam da eve bir faydam dokunsa acaba diyerek maske paketleme işi için önceden istedikleri 250 türk lirasını dolandırıcıya kaptıran erzincanlı ayşe ablamız ne yapsın?

halkımızın, bizim elimizde ne kaldı? ne kalıyor?
her şey ateş pahası oldu ve bunu bilen dolandırıcılar masum insanlarımızı kandırıyor.
aman, onlar da kanmasın salak olmasın diye bir cümle de kurabilirdim fakat olaya bir de bu pencereden bakmak istedim.

sanırım insanları böyle olmaya hayat itiyor.

esasında dolandırmaya çalışıp, kendilerinden daha becerikli dolandırıcılar ile karşılaştıklarında ortaya çıkan durum.

hakkına razı olan kimseyi kimse dolandıramaz.

her hıyarım var diyene tuz oldukları içindir. bizim halkta sorgulama yeteneği yoktur. duyduğu her şeye inanırlar. ne de olsa aptal olmak mutluluk verir.

bir an önce zengin olma hayalidir.

en temel sebebi "bu kadar insan aptal olamaz." sözünün varlığı ve çok bilinir oluşudur.

doğru
yıllardır iktidarda olan partiden bunu anlayabilirsiniz.