hayatta tek meziyeti dedikodu ve çocuk yapmak olan kadın

ruh emicidir

katlanılması zor fakat o kadın tek başına o hale gelmemiştir. doğup büyüdüğü coğrafyanın ve karakterini şekillendiren koşulların da önem payı yüksektir. kadın olmanın koşulunu çocuk yapmak olarak algılayan bir çevre, onu da kaçınılmaz olarak o hale getirir. dedikodu konusunda bunu yapmayan hiçkimsenin varolmadığını düşünüyorum. ha derseniz eğitimsizliktendir, cahilliktendir diye; hiç kimse sizin dünyanızda büyümedi. her sevişmeden sonra bir çocuk kaçınılmazdır diye düşünüyorlar. insan oldukları için de birbirlerini her arzuladıklarında bir çocuk dünyaya geliyor. ha pekala öğretilebilir. denemek isterseniz kafatasından futbol oynanılan mahallelere gidip "bakın bu kondom" deyin de nasıl kesiyolar dötünüzü.

hayatta tek meziyeti karı kız muhabbeti yapmak olan birine yakışacak olan insan. allah mesut etsin.

biri bana bunu demişti.

kendi avukattı, çocuklarına bakıcı arıyordu. ben o zaman çalışmıyordum.
tek becerisi çocuk yapmak olan çalışmayan kadınlara gıcık oluyorum demişti bana baka baka.

ailecene evine, hayırlı olsuna gitmiştik.
eşi bizi davet etmişti.
yüzümüze baka baka, eşim hep böyle yapar, yolda bulduklarını alır eve gelir, benden de hemen hazırlık yapmamı ister dedi.

sonra da ekledi, eşim salonda oturalım dedi ama ben ona salonuma herkesi sokmam, dedim. bizi oturma odasında oturttu.

keyifili sohbetini (!) bitirince, bizimkilere baktım, kalkalım dedim, pastanızı alır mısınız, biz yemiyoruz, çöpe gidecek dedi.
at canım çöpe, dedim.

tek becerisi bilmediği insanlar hakkında atıp tutmak olan insandan daha evladır bence.

mahkeme edilmesi gereken mevzu kadınımız değil aksine ona buna gereklilik ve hatta meziyet diye dayatan kollektif bilincin bizatihi kendisidir. yani çevresel faktörü göz ardı etmeden direkt olarak sürüye ayak uydurması gerektiğini kendisine zoraki aşılamış olan köhne düşüniyettir yargılanması gereken.

#3256831

avukat hanım az bile söylemiş diye yorumladım. ağzına diline sağlık hanımefendicimin.

pardon da* çocuk yapmak kolay mı?
sanırım oradan yargılamak daha kolay, insan garip bir varlık ya sadece yaşayınca ya da birebir şahit olunca tam olarak anlıyor.
herkes senin gibi yaşamıyor, görmüyor, aynı dünyaya, aynı imkana sahip olmuyor. bazen tercihlerini yapamıyor. bir de böyle bakmalı

kadını zor ve baskı ile bu role iten, sonra kendi yarattığı bu ürünü bile kadına karşı kullanan yaklaşımı gözardı mı edelim diyorsunuz.. çizdiğiniz tip, kadına dair bir defo değil, bir zihniyetin ürünü mamulat..
"kadınların kendi ayakları üzerinde durma sevdası!" başlığına da yazmışsınızdır umarım.

hayattaki tek meziyeti kahveye gitmek ve çocuk yapmak olan erkekle yakışırlar.
ama üremesinler.

bak bir meziyeti eledim.