hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten

--- alıntı ---

“aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.”

--- alıntı --- buradan

çok bilinen bir ülkü tamer şiiri. ama ben haluk bilginer'den dinlemeyi daha çok seviyorum şöyle buyrun;

ülkü tamer şiiri. epey güzeldir. ben şiir sevmem.

ülkü tamer şiiri. epey güzeldir. ben ülkü tamer severim.

ironik bir şiirdir ben ironi sevmem .

yüzyüzeyken konuşuruz'un cenaze evi şarkısında da yer almış şiirdir. epey güzeldir. ben yüzyüzeyken konuşuruz sevmem.

ülkü tamer'in konuşma şiirinin dizesidir

güneşin oğlu filminde haluk bilginer in o mükemmel sesiyle mükemmel okuduğu şiirdir. ben haluk bilgineri severim

ne güzel başlık ne güzel tanımlar, seviyorum lan hepinizi ki ben insan sevmem.

tamamı;



olan ülkü tamer şiiri. ismi: konuşma
güneş'in oğlu filminde haluk bilginer'in evin çatısında ağlayarak seslendirdiği şiirdir de aynı zamanda. şiir'in ve şairin en önemli özelliği ülkemizde ikinci yeniler olarak bilinen akımdan geliyor olması. nedir bu ikinci yeni? ikinci yeni o dönem türkiye'sinde garipçiler ve birinci yeniler'e karşıt olarak çıkmış bir grup şairin akımı. varoluşçu felsefe, dadaizm, sürrealizm gibi akımlardan etkilenen şairlerdir. tüm dünyada özellikle fransa'da o dönem varoluşçuluk akımı hem edebiyatta hem felsefede hem siyasette çok hızlı bir şekilde gidiyordu. türk şiirinin de bu akımdan etkilenmemesi mümkün değildi. bence çok da iyi olmuş mükemmel de olmuş ne güzel şiirler çıkmış o günden sonra. ikinci yeni akımı hala daha günümüzde şairlerin kullandığı akımdır bence.

emre nalbantoglu konuşma ile enstrümantal bir yorum getirmiş ki ben bu tarz şeyleri severim

(bkz: ulku tamer)

çaresizlikten ve acıdan insanın kendisine karşı da söyleyebileceği ironi düzeyi gereğinden fazla bir dize. zamanında sinirden öğrencilere bağırmıştım bu dizeleri. sonra şişman sayılabilecek birkaç öğrenci fark ettim. bu dizenin herkese eşit olarak ulaşabilmesi için "şişman" ı olası mecaz anlamlarına doğru açmak zorunda kaldım.

buyrun bir de şarkıyla harmanlanmış halini dinleyiniz.
kaan boşnak, yapıyorsun bu işi be.

konuşma şiiri
ülkü tamer'in çok sevdiğim ve ezbere bildiğim şiiridir. güneşin oğlu filimde haluk bilginer'in bağırarak okuduğu şiirdir.

bu şiiri bağirarak okuma isteği gelmeyen var mı? haluk bilginer etkisi sanırım. ondan önce de severdim ama sonrasında daha çok sevdim.
"çok canım sıkılıyor,kuş vuralım istersen."

ezberledikten sonra hiç direkt canım sıkılıyor demedim, ben canım sıkılırsa hep şiir söylerim..

yüzyüzeyken konuşuruzun şarkısı ile tanıştığım şiirin dizesidir. güzel söylemişlerdir. en etkili cümlesi ' çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.'dir. nasıl yani dedirtir.