1.
şarkının kökeni 18. yüzyıla kadar tarihlenen "henry lee" "love henry" ya da "young hunting" olarak bilinen eski bir iskoç baladı.
balad, at sırtında şehre dönen young hunting adlı bir adamın hikayesini anlatır - bir kadın tarafından - versiyona bağlı olarak tanıyabileceği veya tanımayabileceği - durmaya ikna edilir. bazı versiyonlarda, kadına bir öpücük (ya da iki) vermek için atından aşağı doğru eğilir, bazı versiyonlarda içeri girer ve bir (ya da iki) içki içer ve bazı versiyonlarda yatak odasına kadar gider.
ancak daha sonra onu bekleyen sevgilisini hatırlar ve onu çok daha fazla sevdiğini dile getirir. bir kadınla öpüştükten sonra bu kadar dürüst olmak çok mantıklı olmayabilir beyler... kalbi kırılan ve kendisini aşağılanmış hisseden kadın adamı boydan boya biçerek öldürür. adam derin bir kuyunun dibinde çürürken tüm bu olaylara şahit olan sadece küçük bir kuştur...
baladın ilk amerikan kayıtlarından biri 1929'da dick justice tarafından yapılmış ve sonrasında hikayeyi pek çok farklı sanatçı farklı türlerde yorumlamış. ama benim bahsedeceğim versiyonu nick cave and the bad seeds'in murder ballads albümünde yer alan ve nick cave'in pj harvey ile düet olarak seslendirdikleri muhteşem hali. hem düette hem de şarkının klibinde ikili arasındaki inanılmaz kimyayı gözle görebiliyorsunuz.
enteresan olan ikilinin klip çekilmeye başlamadan önce birbirlerini çok az tanımaları ve hatta hiç baş başa bile kalmış olmamaları. yani bu herhangi bir koreografi veya planlama olmadan tek seferde çekilen klipte resmen ilk kez yan yana oturuyorlar ve gözlerimizin önünde bir aşkın doğuşuna şahitlik etme şansını yakalıyoruz.
nick cave abimiz o dönem boşanma aşamasında olsa da bu kliple beraber pj harvey ile kısa süren ama oldukça yoğun bir aşk yaşamaya başlıyorlar ki ayrılıktan sonra dahi ikisinin de birbirlerine yazdığı şarkılar mevcut.
ironik olan ise ayrılmalarının sebebinin nick cave’in yine yerinde duramayıp pj harvey’i aldatması. neyse en azından bıçaklanıp bir kuyuya atılmadığı için pj harvey'e bir teşekkür borçlu sanırım.
bu arada urlalı ukdesi imiş.
balad, at sırtında şehre dönen young hunting adlı bir adamın hikayesini anlatır - bir kadın tarafından - versiyona bağlı olarak tanıyabileceği veya tanımayabileceği - durmaya ikna edilir. bazı versiyonlarda, kadına bir öpücük (ya da iki) vermek için atından aşağı doğru eğilir, bazı versiyonlarda içeri girer ve bir (ya da iki) içki içer ve bazı versiyonlarda yatak odasına kadar gider.
ancak daha sonra onu bekleyen sevgilisini hatırlar ve onu çok daha fazla sevdiğini dile getirir. bir kadınla öpüştükten sonra bu kadar dürüst olmak çok mantıklı olmayabilir beyler... kalbi kırılan ve kendisini aşağılanmış hisseden kadın adamı boydan boya biçerek öldürür. adam derin bir kuyunun dibinde çürürken tüm bu olaylara şahit olan sadece küçük bir kuştur...
baladın ilk amerikan kayıtlarından biri 1929'da dick justice tarafından yapılmış ve sonrasında hikayeyi pek çok farklı sanatçı farklı türlerde yorumlamış. ama benim bahsedeceğim versiyonu nick cave and the bad seeds'in murder ballads albümünde yer alan ve nick cave'in pj harvey ile düet olarak seslendirdikleri muhteşem hali. hem düette hem de şarkının klibinde ikili arasındaki inanılmaz kimyayı gözle görebiliyorsunuz.
enteresan olan ikilinin klip çekilmeye başlamadan önce birbirlerini çok az tanımaları ve hatta hiç baş başa bile kalmış olmamaları. yani bu herhangi bir koreografi veya planlama olmadan tek seferde çekilen klipte resmen ilk kez yan yana oturuyorlar ve gözlerimizin önünde bir aşkın doğuşuna şahitlik etme şansını yakalıyoruz.
nick cave abimiz o dönem boşanma aşamasında olsa da bu kliple beraber pj harvey ile kısa süren ama oldukça yoğun bir aşk yaşamaya başlıyorlar ki ayrılıktan sonra dahi ikisinin de birbirlerine yazdığı şarkılar mevcut.
ironik olan ise ayrılmalarının sebebinin nick cave’in yine yerinde duramayıp pj harvey’i aldatması. neyse en azından bıçaklanıp bir kuyuya atılmadığı için pj harvey'e bir teşekkür borçlu sanırım.
bu arada urlalı ukdesi imiş.
devamını gör...