henüz vakit varken gülüm

nazım hikmet tarafından yazılmış kitaptır.

ilk yayınlanma tarihi 1976 dır.
içinde seçme şiirler bulunan herkesin kitaplığında bulunması gereken bir eserdir.
kitaba ismini veren o muhteşem şiiri bırakayım aşağıya.


henüz vakit varken, gülüm
paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu mayıs gecelerinden biri
volter rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü notrdam'a
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli,
incecikten bir yağmurla karışarak.
henüz vakit varken, gülüm,
paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin altından, gülüm,
ıslak salkım söğütlerin.
paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
en güzel, en yalansız,
sonra da ıslıkla bir şey çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız.
yukarda taştan evler,
girintisiz, çıkıntısız,
birbirine bitişik
ve duvarları ayışığından
ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
ve karşı yakada luvur
aydınlanmış ışıklarla
aydınlanmış bizim için
billur sarayımız...

henüz vakit varken, gülüm,
paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu mayıs gecesi rıhtımda, depolarda
kırmızı varillere oturmalıyız.
karşıda karanlığa giren kanal.
bir şat geçiyor,
selamlıyalım gülüm,
geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım.
belçika'ya mı yolu, hollanda'ya mı?
kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
tatlı tatlı gülümsüyor.

henüz vakit varken, gülüm,
paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm...
parisliler, parisliler,
paris yanıp yıkılmasın...

nazım hikmet'in şiirlerinin derlendiği yky'den çıkmış bir şiir kitabı. şaka gibi ama gerçek; daha önce hiç şiir kitabı okumamıştım. şiir okudum tabii ki ama bir şiir kitabı alıp baştan sona okumak ilk kez yaptığım bir şeydi. nazım hikmet okuyarak güzel bir seçim yapmışım.
şiir sevmeme nedenim aşırı havada kalması her şeyin. şiirin doğası böyle diye düşünüyordum ama bu kitapla biraz kırıldı bu önyargım. gayet güzel hikaye anlatan şiirler de vardı kitapta.
tüm duyguların boca edildiği ne dediği anlaşılmayan şiirleri sevmiyorum maalesef. okuduğum düz yazıların hepsi çok mu anlamlı derseniz hayır değil ama işte böyle bir algı oluşturmuşum bir kere. özellikle kuvayı milliye destanından alınan bölümlerle "evet ya, şiir böyle bir şey de olabilir." düşüncesini benimsedim.
şiirden çok da anlamayan biri olarak ne şairin dilini eleştirmeyi ne de üslübuna şöyle olsaydı keşke demeyi de hak görmüyorum kendime fakat bu tek kelimelik satırlar vs hoşuma gitmeyen bir şekil olayı... bazı şiirlerde bunu görünce daha okumadan soğumama sebep oldu ya.
nazım hikmet bu kadar büyük bir şair ise şiir otoritelerinin bir bildiği vardır tabii ki. benim gibi şiire karşı ön yargılı olup bir deneyeyim diyenler için bu kitabı öneririm.

'henüz vakit varken gülüm
paris yanıp yıkılmadan'

sahaftan 15 liraya almanın mutluluğuyla okuyorum.

akın var güneşe akın
güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın

nazım hikmet'in şimdi bitirdiğim şiir kitabı olup raşit çavaş tarafından yayıma hazırlanmış olan eser sadece 113 sayfa.

diğer şiir kitaplarındaki şiirlerine göre bu kitaptaki şiirler daha ılımlı, bence epik şiirler denemez ama fazlasıyla duygusal şiirleri yer alıyor.