her erkeğin evinde bulunan kablo dolu kutu

bir gün mutlaka işe yarayacak oğlum diye sakladığı kutudur. içinde envai çeşit internet kablosu, uzatma kablosu, usb kablosu, hdmi vb. kablo mevcuttur. yani bir nevi taşınmaz kadın çantası gibidir. acil durumlarda bu kutu devreye girerek günü kurtarır.

kendi adıma konuşuyorum, dünyanın en saçma poşeti dolabımın en altında bir gün bir şey lazım olursa buradan temin ederim diye duruyor.

39 tane kablo var. hiçbiri de bir gün olsun işimi görmedi. ne arasam o yok, peki ne arasam o yoksa, bu kadar kablo neden var? gidiyorum bir hevesle poşeti yere bocuyorum, aradığım şeyi bulamayıp kabloları poşete söve söve geri tıkıyorum.

yıllardır aynı terane, atamıyorum da lazım olur belki diye...

bence içinde kablo olan bir poşetim yok benim. bunun başka bir açıklaması olamaz.

kutu olsa yine iyi. kablo dolu bir sandığım var. hepsini çıkardım az önce sega mega drive 2 nin tüm parçalarını,orijinal adaptörünü, joysticklerini buldum. fakat adaptörün ucu priz için kısa geliyor, çiftli bir fiş vardı onu arıyorum ama uykum geldi.

bende o kutuda gazoz var ayol. evet.

geleneksel kültürdeki kadın çeyiz sandığının, günümüz toplumuna erkek kodları ile yansımış antropolojik ayak izlerinden sayılmalıdır. erkeğin eğitim, kültür, statü, kariyer durumuna bağlı olarak, basit bir edavat sandığı şeklinde olabileceği gibi, her boy düpel, vida, tornavida, conta setlerinin, matkap ve çeşitli elektrik, amper vs ölçüm cihazlarının bulunduğu çok çekmeceli gelişmiş bir takım çantası şeklinde olanları da vardır.
yetişkin her bir erkek, sahip olduğu bu donanımla altından kalkamayacağı hiçbir arıza olamayacağı hissini canlı tutmak ister.
(her ne kadar bunu asla doğrulayamazsa da, bu zulasına sürekli bir şeyler ekleyerek kadınları çıldırtabileceğinin farkında olmak, erkek kimliğinin kadim şifrelerindendir.)

var böyle bir şey evet. yattığım yerden şimdi çektim başlığı okuyunca.

bilişim işi yapan biri olarak özendiğim erkeklerdir. keşke evimdeki kablolar sadece bir kutu olarak kalabilseydi. benim evim o kutu resmen.

içinde vga kablo buldum geçen....vga mı kaldı lan ne yapacan onu..

cinsiyetçilik yapmayalım.
hepimizin evinde bulunabilen kablo dolu kutudur. sanki elektrikçisin şappi bu ne ya. çoğunun da ne olduğunu bilmez kızım at şunları ama ya lazım olursa?

yok öyle bir kutum. lüzumlu kablolar zaten elimin altındadır. fazladan kablo biriktirmişliğim yok. ve erkeğim. erkeklerin de hasıyım bence. tenim de kiraz çiçeği gibi kokuyor allahıma bin şükür.

elektronik atık kutusu bulunca atarım diye birikip duran bir kitle.

umudum var

bir gün atacam

her erkeğin elinin altında bulunması gerektiği için bulunan kutudur.

erkek psikolojisinin altyapısında inşaa (builder, maker) bileşeni de vardır. bu duyguyu canlı tutmak için gereklidir bu kutu.

fiziksel bir sorunu çözmekten ziyade psikolojik bir sancıyı dindirir.

kadınların ayakkabı takıntısı da benzer şekilde bir kadın psikolojisinin altyapısından beslenir.

olumlu yönleri
* type-c yaygınlaşıyor,
eskiden haddinden fazla çeşitliydi.
* ara aparatlar eskileri yenileri bağlayabilir,
*
* önemli bir cihaz veya iş için ganimettir, dükkan dükkan gezsen de bulamazsın, internette de bayağı pahalı

olumsuz yönleri
attığınız zaman lazım eder.
birçoğu uzun zaman kullanılmaz.
düzenlense de dağınıklık oluşturur.

hurafedir.

bende de var bundan.
play station 2 kabloları, üçlü prizler, tamir edilmesi gereken elektrikli süpürge kablosu, sokak direklerinden kesilmiş ve araklanan kablolar. daha da sayarsam içeri alırlar.

evde bulunan hakkında bir sürü atıp tutarken işim dolaylı kullanacağım monitöre uygun kablo içinden çıkınca diz çöküp tövbe istediğim kutu.

evet,
arada çıkıyor bu erkeklerin de bir bildiği.
olur öyle.

cesaret bularak atılması gereken kutudur. zira kutular çekmeceler gibi bir yerde. herhangi bir kutuda ya da çekmecede ezbere ne olduğunu sayabileniniz var mı? schrödinger'in kutusu ve çekmecesi oluyor onlar. "aa bu da mı varmış" diyerek şaşırayazdığımdan bu yana aktif bir biçimde kullanmadığım kabloyu, şarj aletini ve bilimum ıvır zıvırı evimde barındırmıyorum. barındırdıklarım da çekmecede bir kutunun içinde değiller. gerekirse gidip yenisini alıyorum ve o kadar da "gerekmiyor" bunu yapmak - en son ne zaman bir kablo satın aldığımı da hatırlamıyorum zaten.

atın. atın ki evde en azından yer açılsın, kafanızda bir soru işareti kalksın "acaba kutuda mı" diye düşünmezsiniz olası bir kutu olmadığı zaman.

şimdi ya digiturk kablosu tam maç izlerken arıza verirse?
cat6 kablo tam da internette işimiz olacağı gün arızalanırsa?
uzatma kablolarını (üçlü priz) hiç saymıyorum bile.
ya tableti, telefonu şarj ettiğin type-c'ler, mini usbler?

olmaz diyebiliyor musunuz?
diyemiyorsunuz.
o zaman kusura bakmayın, ardiyedeki kablo çekmecesinde o kablolar duracak!*

evde bütün tamirat işlerini ben yaptığım için ben de biraz fazla takım çantsı var..
alet işler el övünür..