kutu kutu pense

ilkokulda özellikle beden eğitimi dersinde öğretmene yalvarıp oynamak istediğimiz bir oyundu.
en az üç kişiyle oynanabilen oyun, oyuncuların el ele tutşup bir çember oluşturmasıyla başlar. oyuncular hep bir ağızdan "kutu kutu pense, elmamı yerse*, arkadaşım [oyuncu ismi], arkasına dönse" tekerlemesini söyleyerek ritme uygun bir yöne doğru dönerler.

birgün yetişkinlerle oynamak istediğim oyundur. ne var sanki çocuk oyunlarını yeniden oynayabilsek ne olmuş yani.

elmamı yerse.

yağ ve bal satılan oyun daha güzeldi sanki.

eglenceli bir oyun güzel hala oynarız.

kutu kutu pense elmayı yerse gerçekten çok şaşırırım...

çocukken çok sevdiğim güzel bir oyun. keşke şimdi ki çocuklarda pubg yerine kutu kutu pense oynasalar...

sen kutu kutu pense oynarken biz evde kutu kutu efes pilsen içiyorduk.

kutu kutu pense
elmamı yerse
arkadaşım .(isim söylenir)...
arkasını dönerse
diye bi tekerleme sözleri çok anlamsız kutu kutu pense neden elmanı yiyor?

kutu kut pense tekerlemesi ecoutez ecoutez pensez'den gelir. dinle, dinle, düşün demektir

bir üstteki entry bu saçmalığın galat-ı meşhur olarak addedilip kabullenilmesi tehlikesini içerecek kadar yaygınlaşmış. mevzu bahis rivayet bana rahmetli hacı dedemin, urfa isminin nereden geldiğiyle alakalı anlattığı menkıbeyi hatırlatıyor. malumdur ki nemrud, burnundan içeri sinek girip beynine ulaşınca debelenmeye başlamış, sonra da adamlarına emir verip kafasına balyozla vurdurarak kendi kendinin ölümüne sebep olmuş. dedem derdi ki nemrut adamlarına vur ha vur ha vur ha vur derken, o urfa oluvermiş. şehrin adı da vur ha dan geliyormuş. tabi o yaşın aklıyla nemrud'un neden türkçe konuştuğunu sormak aklıma gelmemişti. oysa ki o da hz ibrahim gibi 58796 senelik kürd tarihinin önemli bir şahsiyetiydi. muhtemelen kürtçe konuşmuşlardır.

neyse, bu izahı okuduğunuz için mersi bokumu yiyebilirsiniz. ( fransızca çok teşekkür ederim demektir. )

elmamı yerse arkadaşım ... arkasını dönseee

oyunun adı sosyal medyada dolanan bir tweetle yalan yanlış iddia edildiği gibi "ecoutez ecoutez pensez/dinle dinle düşün"den falan gelmiyor. fransa'da böyle bir çocuk şarkısı da yokmuş zaten.

ve fakat hikayesi şöyle anlatılmakta; nazi işgalinden kaçan o zamanki bir kısım çekoslavakyalılar istanbul'a gelmiş, savaş bitince de ülkelerine geri dönmüş. dönemin milli eğitim bakanı hasan ali yücel çek çocukların okuduğu okulu ziyaret etmiş ve çocukların bu oyunu; "kolo kolo mlynský"yi oynadıklarını görmüş ve çok sevmiş. oyuna anlamlı sözler yazmak düşünülmemiş *ama anlamı olmayan sözlerle eğitim programına alınmış.

bence sadece sözleri değil müziğinin de bir alakası yok ama neyse,

kolo kolo mlynský
kutu kutu pense

kutu kutu malum sey diye okudugum baslik

bana hep adem ve havva'nın cennetten kovulmasına sebep olan oyunmuş gibi geliyor epey zamandır... şeytanın oyunu...
çocukken oynardık, eyvallah, kafamız basmıyordu, anlam arayışımız falan da yoktu... hiç büyüyüp de geçmişi sorgulamayacakmışız gibi onlar öğretti biz oynadık, biz oynadık onlar eğlendi fikri çıkmıyor aklımdan...
baştan aşağı sübliminalmiş gibi geliyor yıllar sonra...
biz o kalabalık çemberde bunun farkında olmadan, narin bedenlerimizle arkamızı dönerken eğlendik belki, belki oyunu kazandık zannettik önümüze tekrar dönünce...
şeytan işi oyun yani. dönme havva arkanı, dönme annem... yemeyin o elmayı...ah beee!

ilkokulda kim hangi kızdan hoşlanıyor ise o mendili o kızın arkasına koyardı. manitacalığın başlangıç temellerinin atıldığı oyun.

cinsel cagrisimli oyun.

elma'mi yerse. evet.