herkesin bildiği ama konuşulmayan şeyler
başlık "sonkullanmatarihçisi" tarafından 16.06.2025 18:11 tarihinde açılmıştır.
1.
paul tillich adlı teo-sosyalist* bilimci profesörün felsefe ve sosyoloji bilim alanına kazandırdığı kavram dır.
bu bilim insanın yaşamımıza kattığı orjinal terim 'ultimate concern' dir.
kaliteli türkçeleştirilemediği için 'herkesin bilmezden gelinen amacı' 'son tahlilde kişisel hedef' gibi anlam çevirisi kullanılır. merak edene vikipedi'den kop-yapıştır;
ahlakın kaynağının din olduğunu, toplumlar arasındaki sınıflaşmanın yapay olduğunu ve bunun da dünyadaki sömürü düzeninden kaynaklandığını, toplumdaki tüm bireylerin her alanda eşit olmalarını ve üretim-tüketimin eşitlik ilkesine göre gerçekleşmesi gerektiğini savunarak teo-sosyalist bir görüş benimsemiştir.
kitapları
olmak cesareti (1952)
the new being
systematic teology
siyasetimizin dalgalarını izlerken andığım yazardır*. ruhuna taş değmesin.
bu bilim insanın yaşamımıza kattığı orjinal terim 'ultimate concern' dir.
kaliteli türkçeleştirilemediği için 'herkesin bilmezden gelinen amacı' 'son tahlilde kişisel hedef' gibi anlam çevirisi kullanılır. merak edene vikipedi'den kop-yapıştır;
ahlakın kaynağının din olduğunu, toplumlar arasındaki sınıflaşmanın yapay olduğunu ve bunun da dünyadaki sömürü düzeninden kaynaklandığını, toplumdaki tüm bireylerin her alanda eşit olmalarını ve üretim-tüketimin eşitlik ilkesine göre gerçekleşmesi gerektiğini savunarak teo-sosyalist bir görüş benimsemiştir.
kitapları
olmak cesareti (1952)
the new being
systematic teology
devamını gör...
2.
geminin su aldığını, kaptanın yalan söylediğini ve zarların hileli olduğunu…xd
devamını gör...
3.
türkiye'de kazıklanmamak, aptal yerine konmamak için her şeyin uzmanı olmanız gerekir. bu da artık toplumca baya içselleştirilmiş olacak ki kimse de çıkıp ses etmiyor. ahlaksızlık diz boyu olduğu için her şeye önlemi sizin almanız gerekiyor.
pazardan meyve sebze mi aldın? pestisit nedir bileceksin, onun ölçümünü yapıp yenilebilir olup olmadığına bakacaksın. bakmazsan bolca zehir içeren yiyecekleri tüketmeye devam eder ve sonrasında benin niye böbrekler gitti ya da kanser oldum der, onu da kadere bağlarsın.
arabadan ses geliyor ve sanayi yolu mu göründü? bu sesin ne olduğunu az çok bilmeli ve motor indirmeye kalkan ustaya "şu sorun için ne motor inmesi şunu yapacaksın bitecek" diye bildiğini göstermen gerekir. zaten usta ağzını yoklar ne kadar bilgin var diye. bilmiyorsan bir ton para bayılır, küçük bir vida sıkılmasıyla uğurlanırsın.
araba mı alacaksın? tarafsız bir ekspertiz bulman gerekir çünkü artık arabanın ne sorunu var diye baktırmaya bile tanıdığa götürüp, ne kadar kusuru varsa saklıyorlar. sherlock olman lazım, şu vidada boya atması var demek ki bu vida açılmış diye çıkarımlar yapıp, satan kişinin sakladığı o kazayı bulabiliyor olman gerek.
evine parke mi yaptıracaksın? hemen araştırman ve işin nasıl olduğunu görmen, başka ağızlardan duyman gerekiyor. ilk ustayla konuşup onun işi yapmasını beklersen mutlaka bir yerde kazıklanacaksın. normalde iki parmak şilte atlıyorsa mesela parke altına sana ince olanı getirecek, maliyeti daha az amam senden iki parmaklık para alacak vs. aldığı malların fiyatını ve işçilik ücretini iyice sorman gerekiyor. söylediği malları bizzat kendin aratıp, piyasada ne kadar bakman falan gerekiyor. insan gibi kazıklanmadan bir hizmet almak öyle kolay değil.
ulan marketten aldığın paketli ürünler bile bu ülkede aşırı kötü bir halde. bilinçli tüketici olmak ayrı bir şey, artık zararlı maddelerin kodlarını ezberleyip var mı yok mu diye bakmak ayrı bir şey. devletin yapması gereken işi, piyasaya dahi sürülmemesi gereken ağır zararlı ürünler marketlerde cirit atıyor. kullanma tarihine bakmak yeterliydi eskiden bilinçli tüketici diye anılmak için. şimdi baksan bile faydası yok, arkada etiketini değiştiriyorlar. üstüne parmağını basıp çekmen, parmak izin kalıyor mu diye bakman gerekiyor mesela bazı peynirlerde. beyaz peynir alacaksan kabı şişmiş olmaması gerekiyor.
bu örnekler epey çoğaltılır ama esas çoğaltılması gerekenler başka.
pazardan meyve sebze mi aldın? pestisit nedir bileceksin, onun ölçümünü yapıp yenilebilir olup olmadığına bakacaksın. bakmazsan bolca zehir içeren yiyecekleri tüketmeye devam eder ve sonrasında benin niye böbrekler gitti ya da kanser oldum der, onu da kadere bağlarsın.
arabadan ses geliyor ve sanayi yolu mu göründü? bu sesin ne olduğunu az çok bilmeli ve motor indirmeye kalkan ustaya "şu sorun için ne motor inmesi şunu yapacaksın bitecek" diye bildiğini göstermen gerekir. zaten usta ağzını yoklar ne kadar bilgin var diye. bilmiyorsan bir ton para bayılır, küçük bir vida sıkılmasıyla uğurlanırsın.
araba mı alacaksın? tarafsız bir ekspertiz bulman gerekir çünkü artık arabanın ne sorunu var diye baktırmaya bile tanıdığa götürüp, ne kadar kusuru varsa saklıyorlar. sherlock olman lazım, şu vidada boya atması var demek ki bu vida açılmış diye çıkarımlar yapıp, satan kişinin sakladığı o kazayı bulabiliyor olman gerek.
evine parke mi yaptıracaksın? hemen araştırman ve işin nasıl olduğunu görmen, başka ağızlardan duyman gerekiyor. ilk ustayla konuşup onun işi yapmasını beklersen mutlaka bir yerde kazıklanacaksın. normalde iki parmak şilte atlıyorsa mesela parke altına sana ince olanı getirecek, maliyeti daha az amam senden iki parmaklık para alacak vs. aldığı malların fiyatını ve işçilik ücretini iyice sorman gerekiyor. söylediği malları bizzat kendin aratıp, piyasada ne kadar bakman falan gerekiyor. insan gibi kazıklanmadan bir hizmet almak öyle kolay değil.
ulan marketten aldığın paketli ürünler bile bu ülkede aşırı kötü bir halde. bilinçli tüketici olmak ayrı bir şey, artık zararlı maddelerin kodlarını ezberleyip var mı yok mu diye bakmak ayrı bir şey. devletin yapması gereken işi, piyasaya dahi sürülmemesi gereken ağır zararlı ürünler marketlerde cirit atıyor. kullanma tarihine bakmak yeterliydi eskiden bilinçli tüketici diye anılmak için. şimdi baksan bile faydası yok, arkada etiketini değiştiriyorlar. üstüne parmağını basıp çekmen, parmak izin kalıyor mu diye bakman gerekiyor mesela bazı peynirlerde. beyaz peynir alacaksan kabı şişmiş olmaması gerekiyor.
bu örnekler epey çoğaltılır ama esas çoğaltılması gerekenler başka.
devamını gör...
4.
devamını gör...
5.
ne kadar doğru söylemiş tolstoy;
biliyor musun, her şeyden haberim var ama bazı şeyleri bilmek istemiyorum.
biliyor musun, her şeyden haberim var ama bazı şeyleri bilmek istemiyorum.
devamını gör...
6.
yalan söylediklerini biliyoruz . yalan söylediklerini biliyorlar . yalan söylediklerimi bildiğimizi biliyorlar . yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini biliyoruz . ama hala yalan söylüyorlar.
devamını gör...
7.
devamını gör...