hintlerin ineğe olan saygısı

hint kültüründe sadece inek değil, maymunu, kaplanı, leoparı vs. bütün hayvanat kıymetlidir ve çok da zorda kalmadıkça, tehlikeli durum olmadıkça zarar verilmez. ben mesela hindistan'a turist olarak gideyim, kaldırıma yayılmış bir inek görsem başını okşar, öyle geçerim. farklı kültürlere saygı buradan geçiyor.

hani bir karikatür var ya, kadın soruyor o kadın kimdi diye adam da cevap veriyor millet aç aç diye işte o olayın geçtiği yer hindistan olduğu için orada inek kutsal.

pragmatik bir dini inanış yani. frigyada da benzer bir yaklaşım var. tarım toplumu nüfusu beslemek için sert cezalar almış.

the 100 dizinde sınırlı yiyecek vardı. çalanı uzay boşluğuna bırakarak idam ediyorlardı. aynı mantık.

(bkz: same shit different day)

sütünü insanla paylaşıyor olması ile alakalı kadim bir durum.

doğanın insana verdiği her şey için teşekkür etmenin sadece bir yoludur.

müslümanların kabe adlı bir küçük yapıya ve hacerül esved adlı bir taşa duydukları saygıdan daha saçma değildir. her inancın kendi içinde ritüelleri vardır, bu ritüelleri tiye almak ancak cahillerin işi olabilir.

hintliler ve genel olarak hindistan, öyle kolayca kavranacak bir ülke değil. ineğe saygı gösterenler ve tapanların dışında o kadar çok ırk, dil, din, tanrı, efsane mevcut ki, bunları kavrayabilmek zaman istiyor. ülkede tapınılan tanrı sayısı 300 bin civarında. neredeyse her köyün bir tanrısı var. bunu kavrayabilmeye ömür yetmez.

animizm temelli, paganist (putperest) dini anlayıştan gelir.

animizm; insanların, atalarının öldükten sonra, ruhunun hayvana* geçtiğine inanılan bir inanç biçimidir.

islamiyet öncesi, arap toplumlarında da bu inanış vardır*.

yani hindular: ineğe veya başka bir hayvana saygı duyarken, aslında ölen atalarının ruhuna saygı gösterdiklerini düşünürler.

günümüzde çok meşhur olan, reptilian felsefesinin temeli de budur.

onların ineğe saygısı ankaralıların köpeğe saygısı gibi.
giden biri anlatmıştı. inekler sokakta başı boş köpekler gibi geziyorlar.
genelde çok zayıflar.
özgür ama çöp yiyen inekler.
cem yılmaz, çok fena kokuyor hindistan demişti.
merak etmediğim, gitmek istemediğim tek ülke.

birçoklarının ineğe taptıklarını sandıkları bir inanış. önlerinden inek geçse trafiğin kitlenme ihtimali var. yıllardan beri hint filmlerini çok sevdiğim için başta inek olmak üzere birçok hayvana saygıları mevcut olduğuna çok kere şahit oldum filmlerde.

kendi inançları gereği uygulanan bi durum. nasıl ki biz ineği kurban ediyosak , onlar da ineğe saygı gösteriyo. şahıslar açısından aynı durum. hak ya da uydurma olması ayrı mevzu , inanç sisteminin kuralı olması aynı mevzu.

'her inancın kendi içinde ritüelleri vardır, bu ritüelleri tiye almak ancak cahillerin işi olabilir' derken kalkıp da aynı cümle içerisinde , 'müslümanların kabe adlı bir küçük yapıya ve hacerül esved adlı bir taşa duydukları saygıdan daha saçma değildir' diye başka bi inancı küçümsemesi.. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ? bi yapıya saygı duyulması için illa büyük olması gerekmiyo , küçük diye belirtip aklınca küçümseyemezsin ya da saçmalık kıyası yapamazsın. ah ama pardon bunu yapmak cahillerin işiydi , tıpkı senin yaptığın gibi.