1.
" kimsenin cebinde resmimin olmaması
ne tuhaf... "
1991 doğumlu türk şair ceren biber imzalı eser; bu kitabı ise yaşar nabi nayır şiir ödülü'ne değer görülmüş ve kitap 2020 yılında yayınlanmıştır.
kitabın arka kapağında yer alan bilgilere göre ise, kendisi salt şair değil, aynı zamanda yıldız teknik üniversitesi istatistik bölümü mezunu ve ayrıca bir süre hosteslik de yaptığı bilinmektedir.
şairin adını ilk kez duyuyorum, dolayısıyla kendisinden okuduğum ilk kitap bu oldu.
şimdi ise kitabımıza geçelim;
hış " içi çürük, boş " anlamlarına gelir iken, kitaptaki şiirler de sanki şairin içini boşaltmak adına yazdığı şiirler gibiydi,
fiziksel veya ruhsal açıdan derdest olunan günleri yansıtır nitelikte şiirlerdi.
kazmak, varmak, dağılmak, sevdiklerinin ölümüne ve ölecek olmaları fikrine alışamamış olmak, kimsenin nezdinde o kadar da değerli biri olamamak, şimdi ölsen geride toprak tarafından yadırganmayacak kadar canından bezmiş olmak, bazı şiirlerin hissettirdiği duygulardandı.
şairin bomboş ve kıpkırık hissetme durumunu kendine özgü bir şiir tarzıyla yansıtma biçimi bence iyiydi, beklenmedik dizelerin azımsanamayacak ölçüde olması mutlu ediciydi.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

öğreniyor dağılmayı
çünkü toplanmak gerek.
koşmayı varmak sanarak
öğütüyorlar yaşamı.
kazdığım her şeyin altından
yine kazdığım her şey çıkıyor.
her seferinde kalbime bıçak bilemeyi öğretişim geliyor aklıma
sevdiklerimin ölüme bunca yakın oluşuna alışamıyorum.
ne yapsam
kimse kulak asmıyor ne dediğime.
ölüm işte
giymeye kıyamadığımız için
artık dar gelen o güzel elbise.
uzaklar ne yapıp edip sürekli ona benziyor.
kimsenin cebinde resmimin olmaması
ne tuhaf.
gözlerim mi bozuk
yoksa camlar mı buğulu
bana ikisi de doğru değilmiş gibi geliyor çorabım mı kaçtı yoksa derim mi soyuldu ama yok kanıyorum, et bunu ezbere biliyor.
gittiği her yerden
kuş sürüsü yolluyor sevgilim.
kimsenin ajandasında adım geçmiyor
ne garip..
taşıdığım her şeye benziyorum
benzediğim her şey taşınabilir.
bahsetmek mümkün, ama nasıl olur?
bana her şeyin bittiği
hep sonradan söyleniyor.
şimdi ölüversem
ki bu toprak için şaşırtıcı olmayacak..
ev dediğin kaburgası kırık bir hayvandır.
giyindim
çünkü bıçak dediğin kınında durur
çekilirsem ve birden saplanıverirsem ne âlâ.
sahibine acı veren bir eşya oluyor kalbim
çektiğim acıları bilmiyorum artık
başka nasıl tarif edebilirim?
ne tuhaf... "
1991 doğumlu türk şair ceren biber imzalı eser; bu kitabı ise yaşar nabi nayır şiir ödülü'ne değer görülmüş ve kitap 2020 yılında yayınlanmıştır.
kitabın arka kapağında yer alan bilgilere göre ise, kendisi salt şair değil, aynı zamanda yıldız teknik üniversitesi istatistik bölümü mezunu ve ayrıca bir süre hosteslik de yaptığı bilinmektedir.
şairin adını ilk kez duyuyorum, dolayısıyla kendisinden okuduğum ilk kitap bu oldu.
şimdi ise kitabımıza geçelim;
hış " içi çürük, boş " anlamlarına gelir iken, kitaptaki şiirler de sanki şairin içini boşaltmak adına yazdığı şiirler gibiydi,
fiziksel veya ruhsal açıdan derdest olunan günleri yansıtır nitelikte şiirlerdi.
kazmak, varmak, dağılmak, sevdiklerinin ölümüne ve ölecek olmaları fikrine alışamamış olmak, kimsenin nezdinde o kadar da değerli biri olamamak, şimdi ölsen geride toprak tarafından yadırganmayacak kadar canından bezmiş olmak, bazı şiirlerin hissettirdiği duygulardandı.
şairin bomboş ve kıpkırık hissetme durumunu kendine özgü bir şiir tarzıyla yansıtma biçimi bence iyiydi, beklenmedik dizelerin azımsanamayacak ölçüde olması mutlu ediciydi.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

öğreniyor dağılmayı
çünkü toplanmak gerek.
koşmayı varmak sanarak
öğütüyorlar yaşamı.
kazdığım her şeyin altından
yine kazdığım her şey çıkıyor.
her seferinde kalbime bıçak bilemeyi öğretişim geliyor aklıma
sevdiklerimin ölüme bunca yakın oluşuna alışamıyorum.
ne yapsam
kimse kulak asmıyor ne dediğime.
ölüm işte
giymeye kıyamadığımız için
artık dar gelen o güzel elbise.
uzaklar ne yapıp edip sürekli ona benziyor.
kimsenin cebinde resmimin olmaması
ne tuhaf.
gözlerim mi bozuk
yoksa camlar mı buğulu
bana ikisi de doğru değilmiş gibi geliyor çorabım mı kaçtı yoksa derim mi soyuldu ama yok kanıyorum, et bunu ezbere biliyor.
gittiği her yerden
kuş sürüsü yolluyor sevgilim.
kimsenin ajandasında adım geçmiyor
ne garip..
taşıdığım her şeye benziyorum
benzediğim her şey taşınabilir.
bahsetmek mümkün, ama nasıl olur?
bana her şeyin bittiği
hep sonradan söyleniyor.
şimdi ölüversem
ki bu toprak için şaşırtıcı olmayacak..
ev dediğin kaburgası kırık bir hayvandır.
giyindim
çünkü bıçak dediğin kınında durur
çekilirsem ve birden saplanıverirsem ne âlâ.
sahibine acı veren bir eşya oluyor kalbim
çektiğim acıları bilmiyorum artık
başka nasıl tarif edebilirim?
devamını gör...
"hış (kitap)" ile benzer başlıklar
hış
2