efendim, hüsnü çoban gerek hareketleriyle, gerekse kahramanlıklarıyla içimize işlemiş bir dizi karakteri. 15 yıldan fazladır evimize konuk olan, suat çoban ile birlikte ailesi için elinden geleni yapan hüsnü başkan, bu kadar olumlu özelliğine rağmen kötü bir baba değil mi? eyvallah, hüsnü abimiz iyi bir polistir ama iyi bir baba değildir.

hayatta insanların alabileceği en büyük rol model anne ve babalarıdır. zira anne ve baba dediğimiz kişiler, çocukların doğumundan yetişkinlik çağına kadar onlara eşlik eden ve koruyan varlıklardır. işte hüsnü çoban'ın babalığı, tam bu noktada tıkanmıştır. çocuğun işlediği hatalarda onu doğruya ve güzele yönlendirmek varken, hüsnü başkan çocuklarını güzele yönlendirememiştir. bununla birlikte evlat ayırmakta da zaman zaman tepeye oynamıştır. çocukları tek tek inceleyerek, çoban ailesinin neden doğru düzgün evlat yetiştiremediğini inceleyelim:

1 - zeliha çoban:
çobanspor'un en büyük çocuğu olan zeliha, "illet kız" dendiğinde akla gelen ilk tipleme. hayatta her şeyi kendisinin başarmasını, ailesi tarafından en çok kendisinin sevilmesini isteyen zeliha, kardeşlerinin ilgi odağı olduğu durumlarda tam anlamıyla çirkefleşiyor ve babasını kardeşlerine karşı doldurmaya çalışıyor. öyle ki metin'le tekin'in haylazlıklarının konu alındığı sahnelerde, zeliha sürekli olarak babasının arkasında pozisyon alır ve "bunlar adam olmaz, yüzsüz bunlar." gibi cümlerle hüsnü başkan'ı doldurmaya çalışır. kardeşlerini çekemez, "seninle gurur duyuyorum kardeşim." diyemez. çünkü zeliha içten içe kardeşlerini kıskanan ve en sevilen olmayı bekleyen bir drama queendir.

zeliha'nın bu denli sevilme hevesi elbette ki başına dert olmuştur, karşı cinsle olan ilişkilerinde de tabiri caizse faciadır. evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen çorap değiştirir gibi sevgili değiştirmesi, nerede problemli bir tip varsa gidip ona aşık olması da bunu kanıtlar nitelikte. bir keresinde okulu * basıp gelene geçene pompalıyla ateş eden bir magandayla sevgili olması cabası. ne hikmetse, zeliha bu yanlış ilişkilerin cezası olarak babasından bir fırça bile yemez! ağlayarak babasına sarılır ve mağdur edebiyatı yapar. genelde pek çok drama queen, bu yoldan gider ve eninde sonunda ilgi odağı olur. ilk başta çabalar, çabaları sonuç vermiyorsa da mağdur edebiyatına geçer.

2 , 3- metin çoban - tekin çoban
çoban ailesinin iki karadeliğine hoş geldiniz! hayatta bunlar kadar ailesinin başına iş açan çocuk var mıdır bilemiyorum. yaptıkları haylazlıklar, normal bir insanı dahi gerçekten çıldırtacak haldedir. gel gelelim bu ailenin en masumları metin ve tekin'dir.

ablaları zeliş'in her zaman başarılı bir öğrenci olmasının altında kalan metin ve tekin, babalarının ilgisini çekmek için -çocuk aklıyla- haylazlıklara başvurmuş ve genellikle baba şiddetine maruz kalmışlardır. hadi dedik ki haylaz oldukları için dayak yediler, bunu anladık. peki hüsnü başkan'ın zaman zaman evlat ayrımcılığına gitmesinin sebebi niyedir? zeliha bir hata yaptığında duygu sömürüsü yaparak babasından puanları toplarken, metin ve tekin eninde sonunda dayakla başbaşa kalır. ayrıca bir yerden sonra, dizide metin ve tekin sadece haylazlık yaptıkları için değil, oldukları yerde durdukları için azarlanmaya ve şiddet görmeye başlamışlardır.

mesela şöyle bir örnek açıklayıcı olur: sabah vaktidir, hüsnü ve suat erkenden kalkmıştır. hüsnü de çocuklarını uyandırmaya gider. zeliha'ya "zeliş, hadi kalk kızım." der, metin ve tekin'e ise "ulan eşşek sıpaları, saat kaç oldu? hala eşekler gibi yatıyorsunuz!" der.

4 - şule çoban
ikinci paragrafta "hayatta insanların alabileceği en büyük rol model anne ve babalarıdır." demiştim. anne ve babalardan sonra da sırayı abiler ve ablalar kapar. şule, her ne kadar daha gelişimini tamamlayamamış bir ergen olsa da yolun sonunda ablası zeliha gibi illet bir tip olacaktır. çünkü babasından hiçbir zaman azar yememiş, metin ve tekin gibi hor görülmemiştir. aslında zeliha'nın geçtiği yollardan geçmektedir şu anda. ablasından tek farkı, sanıyorum ki daha mantıklı kararlar verebilmesidir. aman ablan gibi olman guzum.

5 - haydar berk çoban
çoban ailesinin üzümlü keki... doğumunda, suat'ı hastaneye haydar adında bir tüpçü yetiştirdiği için bu adı almıştır. ailesi de berk adını koymuştur. herhalde türkiye'deki alakasız iki ismi olan ilk çocuklardandır diye düşünüyorum.

haydar berk, tahminime göre hiçbir zaman abileri gibi haylaz ya da ablaları gibi illet olmayacaktır. çünkü haydar biladerimin önünde bir rol model var: tunç abisi! tunç, hiçbir zaman yardımını esirgememiş, haylazlıkla işi gücü olmamış, işinde gücünde bir insandır. haydar eğer tunç abisini bu şekilde takip ederse, arka sokaklar'ın 30. sezonunda itü makinaya yerleşecektir.

sonuç
gördüğünüz üzere, beş çocuğun olduğu bu ailede doğru düzgün davranan iki kişi var, onlar da henüz gelişimini tamamlamış değil. şule'nin de ablasının hareketlerini destekler şekilde sinyaller vermesiyle, bu sayı teke düşüyor. o tek kişi de haydar berk.
bu denli facia çocukların yetişmesine sebep olan hüsnü çoban, artık sizin de kabul edeceğiniz üzere iyi bir baba değildir. ama çocuklarının böyle olmasında tek pay kendisinde değildir. suat çoban gibi duygularıyla hareket eden bir annenin olduğu evde, nereden tutsanız bu iş havada kalır.

*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"hüsnü çoban'ın kötü bir baba olması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim