çoban ile aydın bir kişinin oyu bir mi sorunsalı
başlık "delirmiş_psikolog" tarafından 25.12.2020 17:43 tarihinde açılmıştır.
1.
-bir toplumda oy çoğunluğu geçerli olması mantıklı mıdır?
-evet efendim
-peki bir toplumda düşünen okuyan mantıklı karar veren insan sayısı mı yoksa tersi mi azdır?
- düşünen sayısı azdır efendim.
-peki sen bir konu hakkında detaylı bilgisi olmayan 600 kişiden mi ders almak istersin bilgili 6 kişiden mi?
-tabiki 6 kişiden efendim
tarzı bir aristoteles şeklinde bize sunulan durumdur.
ben bu duruma teorik ve pratik olarak bakıyorum. bugün en basitinden bir babanın bile pratikte oyu 1 den fazladır.
teorikte bu durumu eşit halde kalması daha uygun çünkü toplum sözleşmesinde belirtilen eşit insana uyumlu olan budur.
bugün bir üniversite hocasının oyu pratikte binlere ulaşabilir. aydınların teorikte bu hakkı istemesi yerine eğer öğrendiklerini güçlü bir şekilde pratikte aktarabilirlerse cumhuriyet kavramını bozmadan asıl durumu aktarabileceklerini düşünüyorum.
-evet efendim
-peki bir toplumda düşünen okuyan mantıklı karar veren insan sayısı mı yoksa tersi mi azdır?
- düşünen sayısı azdır efendim.
-peki sen bir konu hakkında detaylı bilgisi olmayan 600 kişiden mi ders almak istersin bilgili 6 kişiden mi?
-tabiki 6 kişiden efendim
tarzı bir aristoteles şeklinde bize sunulan durumdur.
ben bu duruma teorik ve pratik olarak bakıyorum. bugün en basitinden bir babanın bile pratikte oyu 1 den fazladır.
teorikte bu durumu eşit halde kalması daha uygun çünkü toplum sözleşmesinde belirtilen eşit insana uyumlu olan budur.
bugün bir üniversite hocasının oyu pratikte binlere ulaşabilir. aydınların teorikte bu hakkı istemesi yerine eğer öğrendiklerini güçlü bir şekilde pratikte aktarabilirlerse cumhuriyet kavramını bozmadan asıl durumu aktarabileceklerini düşünüyorum.
devamını gör...
2.
sokrates: "eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?"
ademantus: "elbette ki ikincisi!"
sokrates: "peki bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki yetişkin insanların rastgele ve herhangi bir grubunun bir ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu düşünebilmekteyiz?" (bkz: devlet (kitap))
ademantus: "elbette ki ikincisi!"
sokrates: "peki bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki yetişkin insanların rastgele ve herhangi bir grubunun bir ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu düşünebilmekteyiz?" (bkz: devlet (kitap))
devamını gör...
3.
devamını gör...
4.
yıllarca dağlarda çobanlık yapmış ilkokul mezunu dedem ve babaannem, sözde okumuş etmiş üniversite mezunu yaşıtları fetö gibilerine hocaefendi derlerken benim minnoşlar fetöş diyordu. çoğu zaman belgesel izlerler, babaanem gılgamış destanı hayranı, bu yaşından sonra tarih kitabı okuyan bir kadın. ikisini alıp kitap fuarına saçlarımı savura savura göğsümü gere gere giderim. yıllarca eğitim müfettişliği yapmış kardeşi kaymakam olan sözde "eğitimli" komşumuz felsefeye safsata diyen, eşini hizmetçisi gibi gören birisidir. işte cumhuriyetin ve demokrasinin güzelliği devleti kimsenin tekeline bırakmaması, sırf sosyo-ekonomik durumundan ötürü vatandaşların fikrini ayrıştırmamasıdır.
devamını gör...
5.
öss-yks-ygs-kpss birincileri genelde çobanlardan çıktığı için çobanlar diyorum .
devamını gör...
6.
bu bir sorunsal değildir.
olsa olsa duygu sömürüsüdür.
asla ama asla bir sayılmamalı.
daha iki kitap okumamış,
beş şehir dolaşmamış adam!
yahu ufuk çizgisini geçse dünyadan düşeceğini sanan adamlar tanıyorum.
naçizane çözüm önerim şudur.
seçime 6 ay kala bir sınav yaparsın.
alınan puana göre oy hakkı tanırsın.
örneğin:
80/100 arası 5 oy
60/80 arası 4 oy
40/60 arası 3 oy
40’ın altında puan alanlar 1 oy kullanabilir.
ayrıca adamın biri şunu demişti:
“ çamaşır suyu kutularının üstünde yazan -içmeyiniz- yazısını bir yıllığına kaldıralım. ondan sonra referandum yapalım.”
olsa olsa duygu sömürüsüdür.
asla ama asla bir sayılmamalı.
daha iki kitap okumamış,
beş şehir dolaşmamış adam!
yahu ufuk çizgisini geçse dünyadan düşeceğini sanan adamlar tanıyorum.
naçizane çözüm önerim şudur.
seçime 6 ay kala bir sınav yaparsın.
alınan puana göre oy hakkı tanırsın.
örneğin:
80/100 arası 5 oy
60/80 arası 4 oy
40/60 arası 3 oy
40’ın altında puan alanlar 1 oy kullanabilir.
ayrıca adamın biri şunu demişti:
“ çamaşır suyu kutularının üstünde yazan -içmeyiniz- yazısını bir yıllığına kaldıralım. ondan sonra referandum yapalım.”
devamını gör...
7.
sizin oyunuz ile sizden daha yüksek mertebede olan birinin oyu aynı değilse, neden oy vermeye gidiyorsunuz?
madem bir değil.
madem bir değil.
devamını gör...
8.
çoban kişisi aydın bir birey olamaz mı?
devamını gör...
9.
2022 yilindaki gündeme bak. tipik ortadogu ülkesi gündemi.
devamını gör...
10.
birdir efendim. bakmayın siz değildir diye kesime. yaraları var ondan oluyor o kaşıntı. istanbulda kazanırken herkes millet. iş karşıya gelince vatandaş-halk.
devamını gör...
11.
oy bir vatandaşlık görevidir, vatandaşın devlete karşı sorumluluğudur. şayet kanunlar hala geçerli ise bu ülkenin vatandaşı olan her 18 yaş üzeri birey oy kullanma hakkına sahiptir. ayrıca ne çobanlar var o aydınları donunda sallar. sosyal statü ile ayrıştırma mi kaldı ulan? roller zaman içinde içinde bulunduğun duruma veya gruba göre değişir. köyde yaşayacağım artistleri koyunları otlatirken çoban olacaksınız ona göre sallayın işkembeden.
devamını gör...
12.
çoban güdülmüyorsa aydın'dır, aydın yeteri kadar aymamışsa koyundur. bu durumda oylar eşit.
devamını gör...
13.
batsın demokrasi yaşasın teknokrasi.
devamını gör...
14.
soru hep yanlış soruluyor çünkü çoban aydın olabilir.
devamını gör...
15.
değildir. köylü milletin efendisi diye ajitasyon yapmaya gerek yok çünkü görüyoruz her gün tvlerde, sosyal medyada nasıl bir "efendi" olduklarını. insanlığı kurtaracak şey sadece eğitimdir.
devamını gör...
16.
kişinin sosyal statüsüyle o kişinin vicdanı, hayat görüşü vs. arasında doğru orantı yoktur.
devamını gör...
17.
benim hatırladığım bunlar iki yüz elli üç yüz yıl önce aşıldı. oyun, bilgiyle, zekayla, eğitim seviyesi ile vesaire bir alakası yok hiçbir zaman da olmadı. oyun vergiyle alakası var. ilk demokrasi örneklerinde de bu şekildeydi, en son amerikadan yayılan halinde de bu şekildeydi. neden eskiden kadınların oy hakkı yoktu. çünkü çalışmıyorlardı. haliyle vergi de vermiyorlardı. kölelerin de geliri yoktu o yüzden vergi yoktu haliyle oy hakları yoktu. bu yüzden teknik olarak ortaya para koyuyorsan, oy kullanabilirsin.
devamını gör...
18.
çobanlarla değilde cidden bazı kişilerle bir sayılmasa keşke mesela siyaseti fanatikleştirenler kişileri kutsallaştıranlar ülke için değil menfaat için oy kullananlar......
devamını gör...
19.
öncelikle günaydın, sabah sabah benim gözüme ilişti bu başlık "sözlüğe bir bakayım" dedim ve bir şey yazmadan 20 saniye gezindim çıktım sözlükten, daha sonra bir iki kelam edip kendi görüşümü yazayım dedim ve ben de şöyle düşünğyorum.
oy alacak kişinin dağdaki çobana ve aydın kişiye nasıl hitap ettiği düşünülmelidir, dağdaki çoban oy vereceği kişide 2 etken arıyorsa bir aydın veya şehirde yaşayan bir kişi 12 etken arıyordur, o iki insannın yaşam tarzlarının bir olmadığını hepimiz biliyoruz, lafı uzatmadan bir değildir diyorum.
fakat bu iki ayrı kişi bencilce düşünüp* oy kullanmıyorsa ikisi de saygıyı hak ediyordur.
oy alacak kişinin dağdaki çobana ve aydın kişiye nasıl hitap ettiği düşünülmelidir, dağdaki çoban oy vereceği kişide 2 etken arıyorsa bir aydın veya şehirde yaşayan bir kişi 12 etken arıyordur, o iki insannın yaşam tarzlarının bir olmadığını hepimiz biliyoruz, lafı uzatmadan bir değildir diyorum.
fakat bu iki ayrı kişi bencilce düşünüp* oy kullanmıyorsa ikisi de saygıyı hak ediyordur.
devamını gör...
20.
bu konu hakkında fikir beyan edip, ünlü düşünür aysun kayacı'yı anmamak olmaz. kendisine selam olsun.
biz konumuza dönelim.
aslında bu noktada vurgulamak istenen durum; demokrasinin sorgulanması durumudur.
demokrasi gerçekten meşru bir sistem midir? ya da aydın ile çobanı tanımlayabildiğimiz zaman sorun çözülecek midir?
demokrasi dediğimiz olgu, çoğunluğun söz sahibi olması ise; çoğunluğun ne olduğu sorusu sorulmalıdır. eğer çoğunluk çobanlardan* oluşuyor ise; bir çobanın yönetici olması gayet doğaldır. ancak çoğunluk aydın* insanlardan oluşuyor ise; aydın bir insanın yönetici olması gayet doğaldır.
toplumu ileriye götürmenin yolu demokrasi ise; ilerici diye tanımladığımız birçok ülkede demokrasi değil, monarşi hakimdir.
örneğin ; ingiltere 'yi göz önünde bulunduralım. ingiltere milli marşı dahi kraliçeye edilen dua metnidir. yüzyıllardır monarşi ile yönetilen ingiltere nin; demokrasi holiganlığı yapıp, monarşi ile yönetiliyor olması sizce de garip bir durum değil midir? kim ingiltere başbakanı boris johnson'ın ingiltere' ye hükmetme konusunda söz sahibi olduğunu iddia edebilir?
ya da; abd'nin kurucularından benjamin franklin'in demokrasiyi tanımlarken söylediği meşhur "demokrasi; iki kurt ile bir koyunun öğlen yemeğini oylamasıdır." sözünü nasıl anlamalıyız?
kişisel kanaatim benjamin franklin' in yaptığı tespitin doğru bir tespit olmasıdır. yani toplumsal açıdan demokrasinin geçerli bir sistem olabilmesi için, ya herkesin kurt, ya da herkesin koyun olması gerekir. eğer toplumun büyük çoğunluğu kurt, azınlığı koyun ise; veya tam tersi toplumun büyük çoğunluğu koyun, azınlığı kurt ise; demokratik mekanizma işlevsizdir.
kişisel değerlendirmeme gelecek olur isek ;
toplumun hamuru aydın ve çoban ile birlikte yoğrulmuştur. sayı metaforu üzerinden değerlendirmek gerekir ise; aydın 1 (bir) sayısıdır, çoban ise 0 (sıfır) sayısıdır. 1 (bir) sayısının önünde bulunan 0 (sıfır) sayısı, birşey ifade etmez. ancak; 1 (bir) sayısının arkasında bulunan 0 (sıfır) sayısı çok şey ifade eder.
biz konumuza dönelim.
aslında bu noktada vurgulamak istenen durum; demokrasinin sorgulanması durumudur.
demokrasi gerçekten meşru bir sistem midir? ya da aydın ile çobanı tanımlayabildiğimiz zaman sorun çözülecek midir?
demokrasi dediğimiz olgu, çoğunluğun söz sahibi olması ise; çoğunluğun ne olduğu sorusu sorulmalıdır. eğer çoğunluk çobanlardan* oluşuyor ise; bir çobanın yönetici olması gayet doğaldır. ancak çoğunluk aydın* insanlardan oluşuyor ise; aydın bir insanın yönetici olması gayet doğaldır.
toplumu ileriye götürmenin yolu demokrasi ise; ilerici diye tanımladığımız birçok ülkede demokrasi değil, monarşi hakimdir.
örneğin ; ingiltere 'yi göz önünde bulunduralım. ingiltere milli marşı dahi kraliçeye edilen dua metnidir. yüzyıllardır monarşi ile yönetilen ingiltere nin; demokrasi holiganlığı yapıp, monarşi ile yönetiliyor olması sizce de garip bir durum değil midir? kim ingiltere başbakanı boris johnson'ın ingiltere' ye hükmetme konusunda söz sahibi olduğunu iddia edebilir?
ya da; abd'nin kurucularından benjamin franklin'in demokrasiyi tanımlarken söylediği meşhur "demokrasi; iki kurt ile bir koyunun öğlen yemeğini oylamasıdır." sözünü nasıl anlamalıyız?
kişisel kanaatim benjamin franklin' in yaptığı tespitin doğru bir tespit olmasıdır. yani toplumsal açıdan demokrasinin geçerli bir sistem olabilmesi için, ya herkesin kurt, ya da herkesin koyun olması gerekir. eğer toplumun büyük çoğunluğu kurt, azınlığı koyun ise; veya tam tersi toplumun büyük çoğunluğu koyun, azınlığı kurt ise; demokratik mekanizma işlevsizdir.
kişisel değerlendirmeme gelecek olur isek ;
toplumun hamuru aydın ve çoban ile birlikte yoğrulmuştur. sayı metaforu üzerinden değerlendirmek gerekir ise; aydın 1 (bir) sayısıdır, çoban ise 0 (sıfır) sayısıdır. 1 (bir) sayısının önünde bulunan 0 (sıfır) sayısı, birşey ifade etmez. ancak; 1 (bir) sayısının arkasında bulunan 0 (sıfır) sayısı çok şey ifade eder.
devamını gör...