1.
orijinal adı mon ınconnue olan fransız romentik komedi filmidir. yönetmenlik koltuğunda hugo gelin'in oturduğu filmin baş rollerinde françois civil, joséphine japy, benjamin lavernhe yer alıyor. konusuna gelecek olursak :
karakterimiz 2009 yılında raphael, zamanını en yakın arkadaşı felix ile geçirmekte ve ilk bilim kurgu romanını bitirmeye çalışmaktadır. şöyle demek daha doğru hayatındaki tek amacı kitabını bitirmek. bu dönemde tanıştığı olivia ile aşk yaşamaya başlayan raphael için olivia bir nevi ilham kaynağı olur. aradan geçen on yılın ardından film 2019 yılına atlıyor ve karakterimiz raphael en çok satan kitapların yazarı haline geliyor. bu on yıllık süreçte olivia ile evlenen raphael, zamanını sadece kitaplarına ayırdığından ikili arasında sorunlar baş gösteriyor.
son kitabını bitirmesinin ardından kararını veren raphael, olivia’ya ayrılmak istediğini söyler. raphael, ayrılık konuşmasını yapmasının ertesi günü sabah uyandığında kendisini alternatif bir gerçeklikte bulur. raphale, bir okulda öğretmen olarak çalışan ve aynı okulda öğretmen olan melanie ile ilişkisi olan bir adamdır, ayrıca olivia da kendisini tanımayan ünlü bir piyanisttir. bu dünyayı gerçek olarak kabullenemeyen rapheal, geri dönüp önceki yaşamını kurtarmak için harekete geçer.
fransızların aşk tanımı ve aşkın onlar için ifade ettiği duyguları sinemaya bu kadar güzel aktarmasına bayılıyorum. özellikle tutkuyu ve ihtirası öncelikli bir alanda tutarak; gündelik yaşamlarında bu duyguları görmezden gelmemek üzerine yarattıkları evren insanı gerçekten etkiliyor. filmi izlerken gerçekten insanın hayatında aşktan daha önemli bir şey olabilir mi sorusu sürekli aklımda döndü durdu? mesleğin, kariyerin, hobilerin, dostların vs. bir sürü farklı şey ile aşık olduğun insan karşılaştırması yapabilirsin dedim kendi kendime. her bir karşılaştırmada da cevabım aynıydı ''aşık olduğum insan'' . aslında çoğu insan için bu cevap aynıdır fakat rutin yaşantımızda durup bir nefes alıp hayatınızda onsuz yapamayacağınız insana karşı nasıl davrandığımızı hiç sorgulamayız. sanki sürekli elimizin altındaymış sürekli mutluymuş gibi rol yaparak yıllar geçirebiliriz. bu filmin bana en güzel katkısı, hayatımda sürekli bu sorgulamayı yapıp; benimle birlikte olan insana verdiğim değeri hissettirmem gerektiğini hatırlatmak oldu.
geçelim puanlamalara
film iki elin kanda olsa izlenir mi- hayır ama tek elim kanda olsa izlerim...
film izlerken duygu durumunda ne gibi değişiklikler oluyor? yan karakterler güldürürken baş roller hüzünlendiriyor diyebilirim.
filmin sonunu beğendin mi? yani birileri çıkıp ''oha ters köşe'' diyebilir fakat film başından sonuna kadar bu sonun motivasyon hikayesini yaratmak istiyordu zaten.
sevgiliyle izlenir mi? kesinlikle.
filme genel olarak kaç puan verirsin? 7.6/10
karakterimiz 2009 yılında raphael, zamanını en yakın arkadaşı felix ile geçirmekte ve ilk bilim kurgu romanını bitirmeye çalışmaktadır. şöyle demek daha doğru hayatındaki tek amacı kitabını bitirmek. bu dönemde tanıştığı olivia ile aşk yaşamaya başlayan raphael için olivia bir nevi ilham kaynağı olur. aradan geçen on yılın ardından film 2019 yılına atlıyor ve karakterimiz raphael en çok satan kitapların yazarı haline geliyor. bu on yıllık süreçte olivia ile evlenen raphael, zamanını sadece kitaplarına ayırdığından ikili arasında sorunlar baş gösteriyor.
son kitabını bitirmesinin ardından kararını veren raphael, olivia’ya ayrılmak istediğini söyler. raphael, ayrılık konuşmasını yapmasının ertesi günü sabah uyandığında kendisini alternatif bir gerçeklikte bulur. raphale, bir okulda öğretmen olarak çalışan ve aynı okulda öğretmen olan melanie ile ilişkisi olan bir adamdır, ayrıca olivia da kendisini tanımayan ünlü bir piyanisttir. bu dünyayı gerçek olarak kabullenemeyen rapheal, geri dönüp önceki yaşamını kurtarmak için harekete geçer.
fransızların aşk tanımı ve aşkın onlar için ifade ettiği duyguları sinemaya bu kadar güzel aktarmasına bayılıyorum. özellikle tutkuyu ve ihtirası öncelikli bir alanda tutarak; gündelik yaşamlarında bu duyguları görmezden gelmemek üzerine yarattıkları evren insanı gerçekten etkiliyor. filmi izlerken gerçekten insanın hayatında aşktan daha önemli bir şey olabilir mi sorusu sürekli aklımda döndü durdu? mesleğin, kariyerin, hobilerin, dostların vs. bir sürü farklı şey ile aşık olduğun insan karşılaştırması yapabilirsin dedim kendi kendime. her bir karşılaştırmada da cevabım aynıydı ''aşık olduğum insan'' . aslında çoğu insan için bu cevap aynıdır fakat rutin yaşantımızda durup bir nefes alıp hayatınızda onsuz yapamayacağınız insana karşı nasıl davrandığımızı hiç sorgulamayız. sanki sürekli elimizin altındaymış sürekli mutluymuş gibi rol yaparak yıllar geçirebiliriz. bu filmin bana en güzel katkısı, hayatımda sürekli bu sorgulamayı yapıp; benimle birlikte olan insana verdiğim değeri hissettirmem gerektiğini hatırlatmak oldu.
geçelim puanlamalara
film iki elin kanda olsa izlenir mi- hayır ama tek elim kanda olsa izlerim...
film izlerken duygu durumunda ne gibi değişiklikler oluyor? yan karakterler güldürürken baş roller hüzünlendiriyor diyebilirim.
filmin sonunu beğendin mi? yani birileri çıkıp ''oha ters köşe'' diyebilir fakat film başından sonuna kadar bu sonun motivasyon hikayesini yaratmak istiyordu zaten.
sevgiliyle izlenir mi? kesinlikle.
filme genel olarak kaç puan verirsin? 7.6/10
devamını gör...
"ikinci görüşte aşk" ile benzer başlıklar
ilk görüşte aşk
170