#araştırma-inceleme
yazar: aslı zengin
yayım yılı: 2011
aslı zengin bu eserinde kayıtlı ve kayıtdışı seks işçiliği yapan kadınların hayatlarına, uğradıkları şiddete, devletin bu konudaki denetimi ile eylemlerine ve ''vesika'' kavramına değinmektedir.
yayım yılı: 2011
aslı zengin bu eserinde kayıtlı ve kayıtdışı seks işçiliği yapan kadınların hayatlarına, uğradıkları şiddete, devletin bu konudaki denetimi ile eylemlerine ve ''vesika'' kavramına değinmektedir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eseno" tarafından 04.07.2022 00:33 tarihinde açılmıştır.
1.
sosyolog, akademisyen, yazar aslı zengin'in metis yayınlarından çıkan, yüksek lisans çalışmalarının ürünü olan kitabı. “sesin mahremiyeti”, “mekânın cinselliği: cinselliğin mekânları”, “şiddet ve iktidarın cinsiyeti” adlı üç bölümden oluşuyor kitap. istanbul'da vesikalı veya vesikasız çalışan hayat kadınlarının iktidar ile ilişkilerini, seks işçiliğinin gerek bireysel gerek kurumsal bazda maruz kaldığı eril şiddeti, hayat kadınlarının çalışma şartlarını gözler önüne seren kıymetli bir çalışma.
“benim, dedim, ayda bir iznim olsun veya haftada bir iznim olsun. e, ben taş değilim ki! her gün saat dokuzda git, gece on ikiye kadar çalış. taş bile yorulur ya, taş bile kırılıyor, paslanıyor. oturmak yok! sabah saat dokuzdan, ondan gece on ikiye kadar ayaktasın. ayaklarım böyle şişiyor, davul gibi, iki metre. işveren oturtmuyor ki seni, yasak! ya diyorum ya, orada köle gibi!.. adet oluyordum, adetli bile çalıştıryorlar yaa!! hiç olmazsa adet günlerinde izinli yap, dedim devlete. adet günü kanlar paçalarımdan, bacaklarımdan akıyor, öyle çalıştırıyorlar. işte gel de -devletim- de! adetli çalıştırıyorlar yaa!.. neden? para kazanıyorlar çünkü. aç orada; yarı aç, yarı tok çalışıyorsun.”
“benim, dedim, ayda bir iznim olsun veya haftada bir iznim olsun. e, ben taş değilim ki! her gün saat dokuzda git, gece on ikiye kadar çalış. taş bile yorulur ya, taş bile kırılıyor, paslanıyor. oturmak yok! sabah saat dokuzdan, ondan gece on ikiye kadar ayaktasın. ayaklarım böyle şişiyor, davul gibi, iki metre. işveren oturtmuyor ki seni, yasak! ya diyorum ya, orada köle gibi!.. adet oluyordum, adetli bile çalıştıryorlar yaa!! hiç olmazsa adet günlerinde izinli yap, dedim devlete. adet günü kanlar paçalarımdan, bacaklarımdan akıyor, öyle çalıştırıyorlar. işte gel de -devletim- de! adetli çalıştırıyorlar yaa!.. neden? para kazanıyorlar çünkü. aç orada; yarı aç, yarı tok çalışıyorsun.”
devamını gör...