illa bilgi başlıkları olsuncular

asagida okuyacaklariniz basielos icin yazilmamistir.

hic gideyim suraya baslik atayim yok ama surekli sikayet. ulkemizin zaten genel durumu bu; kimse şunu yapayim demek yerine ancak "dovlet, purokrasi onumuzu kitliyo, ben eğropaya gidecem" diye sadece sikayetleniyor.
dostum ac basligini dursun kenarda, bak meja hic o kadar bilgi basligi acarken showa kalkti mi?

1 2 tane açtım böyle bilgi başlığı. sonrasında dm e damlayan 3 5 haddini bilmez polemik yaratıp beni düzeltmeye kalkınca , saldım bende.

bilgi dediğiniz ne abi? adam "dünyada en yüksek intihar oranı finlandiya'da" diyor, 17 beğeni alıyor. sorsan "bilgi verdim" der. uydurduğunuz, millete kendini iyi hissettirsin, en kral bilgi olur.

ayrıca kırık cam teorisi işler: aynı başlığın 50 kopyasıydı, format katliamıydı sözlüğün ayarını bozduktan sonra herkes taşı alır abanır, bir daha toplayamazsın.

son olarak, ansiklopedik bilgiyi buraya döşemenin kimseye faydası yok. hadi düzelteyim, bana en ufak faydası yok. ansiklopediler var onun için. içine kişisel deneyim, yerel detay katmadıktan olmasın zaten, gerek yok.

efendim?

t: bir grup insan.

şimdi şöyle; illa olsun bence de ama kimse başka bir şey yazmasın şeklinde değil. beslenmede bile denge önemlidir ya hani, bunda da öyle bence. yani bilgi isteyen wiki'ye gidecekse goygoy isteyen de twitter'a gitsin, kapansın sözlük. öyle şey olmaz. buraya herkes aynı amaçla gelmiyor sonuçta.

ansiklopedik bilgiyi ben seviyorum. vardır benim gibi başkaları da. illa tecrübe aktarması gerekmiyor onları yazan kişinin. zaten bir insan mesela mutlak sıfır ile ilgili nasıl bir tecrübesini aktarabilir ki sözlüğe? illa ansiklopedik olmak zorunda o tür bir bilgi. akşama kadar iyi kötü elli kere çevrim içi oluyoruz. gelmişken buradan okuyayım, başka yerlerde gezmeyeyim istiyorum belki ben?

bence bu konuda sadece kendimizi düşünerek yorum yapmak ve "ben böyle olmasını sevmiyorum, şöyle olsun/hiç olmasın" falan demek doğru değil. bilgi olsun. ansiklopedik olanı da olsun, günlük hayatla ilgili olanı da. goygoy da olsun, eğlence de ama biri diğerinin, arada uçurum kadar fark olacak şekilde önüne geçmesin.

efendim sağlıklı bir sözlük için hepsinden biraz olması lazım.

gidip troll yapan adama "troll yapma" demeye kimsenin hakkı yok. her malın alıcısı farklı olduğu gibi arz talep durumu da farklı. sözlüğü ufak bir azınlık için aristokratik bir hale getirmeyecektik herhalde.

ama aynı şekilde fazladan bilgi tanımı olmasın diye diretmenin de bir manası yok. vikipedi, ansiklopedi kullanmayı hepimiz biliyoruz, bir konu hakkında kapsamlı literatür taraması yapabilecek adam sayısının da hiç az olmadığından eminim. ama belki sözlükte açılan bir bilgi başlığı vasıtasıyla hiç de aratıp bulamayacağın, instagram postlarında denk gelemeyeceğin bir bilgiyle tanışacaksın. belki de daha önce hiç ilgili olmadığın bir konuya merak saracaksın. fazladan bilgi kimseye göz koymaz sonuçta. ha, illa da okumam diyorsan o senin bileceğin iş tabii...

illa olsunculardan biri de benim. baktığında hiç başlığım da yok ama bu istememe engel değil. buyur sen yap deniliyorsa -ki umarım denilmez- yaparım yapmasına ama inanır mısın hiç içimden gelmiyor. kim ne yapsın şimdi biyo bozunur atık nedir, neden ayrı bir çöp kutusuna ihtiyaç duyar, klorür ne işe yarar, çevre bakanlığının atık sulardaki kirlilik seviyesiyle ilgili yönetmeliğini.

mejanın bir alanda eğitimi var, yazmak istedi yazdı. o bunu tercih etti diye tüm "illa bilgi başlıkları olsunculara" sataşmakta neyin nesi? belki sadece eleştirme ihtiyacımızın bir tezahürü bu söylem? her eleştirene "buyur sen yap" demişsiniz gibi bize niye diyorsunuz ki? iyiyiz biz böyle belki. bir de mejanın yazdığı kaç başlığa fikir beyan edebildin ki bizimkilere edeceksin? etkileşim istiyorum belki ben. spesifik bir konuda yazmayı doğru bulmayanlardanım sözlükte. olamaz mı?

sözlük edebiyatı ordinaryüsleridir.

armağan çağlayan'ın ekşi sözlük için bir lafı var, sonuna kadar katılıyorum ona.

ekşi sözlük için, yaşayan ansiklopedi vari bir kavram kullanmıştı.

sözlük dediğin deneyim katmalı, kalanları her yerde bulunuyor. deneyim katarken güldürmeli, hüzünlendirmeli, insana yeni bir fikir vermeli.

ben sözlükte bilimsel başlıktan çok, bakışsal başlık ve tanım yazmayı/okumayı seviyorum.

bilgili kitaplı filmli başlıklarımda da ansiklopedik bilgiden çok kendi süzgecimden geçmiş tanım yazmayı tercih ediyorum.

akademik dil bana göre değil. ha akademik dilde yazılanlaro okuyor muyum, yani bazen okuyorum, ama içinde tecrübe olan kişisel tanımlar favorim.