in bruges

in bruges (2008), aslında tiyatro yazarı olan martin mcdonagh' ın ilk kez yönetmenlik yaptığı drama/kara mizah filmi olup, ters giden bir işin ardından belçika'nın brugge şehrinde saklanmak zorunda kalan iki kiralık katilin hikayesini anlatır.

film, zaman zaman komikliği, zaman zaman da hüznü hissettirmeyi çok iyi başarmış. özellikle, brugge şehrinin de gerçekten sinir bozucu sakinliğini de filme katınca karakterlerin psikolojisinin içine girmemiz kolaylaşmış. film aslında yavaş başlasa da karakterlerin aslında neden brugge'de saklanmak zorunda olduğunu ögrendiğimiz andan itibaren bütün filme bakış açımız değişiyor. özellikle colin farell'ın ve ralph fiennes'ın karakterleri gerçekten iyi yazılmış. film aynı sene en iyi orjinal senaryo akademi ödülüne aday olmuş ama kazanamamış.

filmin başrolü oyuncular değil, brugge şehri. mekanın bu tarz bir filmde bu kadar önde olması alışılmadık bir durum olmuş.

tiyatro kökenli yazar, yönetmen martin mcdonagh ın ilk uzun metrajlı filmi, dram dozu yüksek çok sağlam bir kara mizah örneği. colin farrell brendan gleeson ve ralph fiennes in oynadığı filmde özellikle ken rolünde brendan gleeson'ın performansı görülmeye değerdir. ''fucking bruges!''

ralph fiennes'ın psikopat mafya liderini oynadığı bol bol belçika'nın reklamının yapıldığı nadir ama şahane kanlı aksiyon sahneleri barındıran, tarafımca sırf ralph fiennes'ın iç gıcıklayan ingiliz aksanı için dahi izlenebilecek film.

colin farrell’ı izlerken hem gülebileceğiniz, hem de bazı duygusal sahnelerde yutkunabileceğiniz filmdir. oscar da en iyi orijinal senaryo ya aday olmuş, fakat alamamıştır. izlendikten sonra, brugge'e hayran olmamak elde değil.

the banshees of inisherin'i sevdiyseniz şayet, aynı yönetmenin 2008'de çektiği bu film de çok hoşunuza gidecektir...
başrolde yine aynı iki oyuncu; colin farrell ve brendan gleeson.

hatta şöyle bir kurgu yaratabilirim size...
the banshees of inisherin'deki padraic ve colm'u, filmin geçtiği 1923 senesinden alın ve 20. yüzyıl sonlarına götürün...
yine yan yanalar ve yine, karmaşık bir ilişki var aralarında...
ikisi de kötü insanlar aslında ama bu tamamen ikinci planda!
ikili arasındaki diyaloglar, seçişler, vazgeçişler...
ve bakışlar!


ha, bir de cüceler... hatta tek bir cüce.
ve bruges'un, adeta bir peri masalını andıran o benzersiz orta çağ mimarisi...

yönetmen martin mcdonagh'ın mükemmel bir iş çıkardığı bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.

yönetmenliğini martin mcdonagh'ın yaptığı 2008 yapımı çok çok çok güzel film.
ana oyuncular : colin farrell (ray karakteriyle), brendan gleeson (ken karakteriyle)

konu: iki kiralık katilin son işlerinden sonra patronları tarafından belçika'nın bruges şehrine belirli bir süre burada kalmaları amaçlı gönderilmeleri. (çok spoilere girmeyeyim)

soundtrackleri çok güzeldir. bruges kentini görmem gereken şehirler listesinde bir anda top 5 e yükseltmiştir.
birkaç sahnesi ise en iyi sahneler listeme direkt dahil olmuştur.
özellikle bir sahne, gözlerimin yaşarmasına sebep oldu.

filmin en güzel yanlarından biri: mantık zincirinin kusursuz işlemesi.
yani havada bir şey bırakılmadı.
bütün karakterlerin katkısı oldu filmin işleyişine.s
sinema açısından, bu film, film noir kavramına yenilikler katan bir film olmuştur.

bir martin mcdonagh filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmen martin mcdonagh yazmıştır. filmde hangi filmde, hangi rolde oynarsa oynasın çok beğendim, favori aktörlerimden biri olan collin ferrel, yine collin ferrel ile birlikte oynadığı ve yine bir martin mcdonagh filmi olan the banshees of inisherin filmi ile oscar adayı olan brendan gleeson, ciaran hinds, elizabeth berrington, bu sene oscar'a bir kez daha aday olan ralph fiennes, oliver bonjour, mark donovan, eric gordon, clemence poesey, jordan prentice ve jeremie renier rol almıştır.

film aldığı ve aday olduğu birçok ödülün yanı sıra en iyi senaryo dalında oscar ödülüne de aday gösterilmiş ancak ödülü milk filmine kaptırmıştır.

yönetmen martin mcdonagh'ın three billboards outside ebbing missouri ve the banshees of inisherin filmlerini çok severim. in bruges ile the banshees of inisherin en sevdiğim filmler arasındadır.

iki kiralık katil, tetikçi işverenleri tarafından belçika'ya yollanır. bu iki tetikçiden genç planı ilk işinde yapması gerekeni yaparken yapmaması gereken ve hayatını mahveden bir şey daha yapmıştır. belçika'da zaman geçirmek zorunda kalan ikili bir yandan da godot'yu bekleyen vladimir ve estragon gibi patrondan telefon beklemektedir. beklenen telefon gelir ama sonuç umdukları gibi değildir.

martin mcdonagh her zaman harika filmler yapıyor ve bu film de bir istisna değil.