insanları kendinizden uzak tutmak için öneriler

dert anlatın. kimse kendinden başkasının derdini dinleme isteği duymuyor. bunu pek beceremedim genel olarak herkesin derdini dinleyen saftiriğim. ama zamanla başkalarının derdini dinlemekten boğulduğumu hissediyorum. bir başkasına kendi derdimi anlatmaktan da çoğu zaman kaçınıyorum. ama biliyorum anlatacak olsaydım, etrafımda kimse kalmazdı.

ilgilenin.

hiçbir hatalarını alttan almayın. nasıl insanlarsa onlara öyle davranın.

dürüst olun. gerisini zamana bırakın.

yüzeysel sohbetler kurun, kibar ama mesafeli olun, sohbet uzarsa bir mazeretle müsade isteyin.

koronayım diyin.

a)minimum etkileşimde bulunmak ;
- arayıp, sormama önemli günleri unutmuş gibi yapma .
-davetlere icap etmeme
-tüm sosyal medya hesaplarını kapatma .
-işleri düşünce ortadan kaybolmak.
-hayır kelimesini kullanmak.
b)onlara muhtaç olunduğunun izlenimi verme;
- maddi açıdan sıkıntılı durumda olunduğunu ima etmek.
- bunalımdaymış havası vermek.
c)insanlara hak ettiklerinden daha fazla değer vermek
d)onlara borç para vermek
e)iyilik yapmak.

böyle bir öneriye hiç ihtiyaç duymamak iyi bir öneridir.
bazen o kadar uzak olur ki insanlar onlarla aranızdaki tek benzerlik damardan akan kanın rengidir. bazenler değişkendir. benim bazenim sizin her zamanınız olabilir.

birilerini pohpohlamayı bırakıp, herkese karşı adil, açık sözlü ve kibirli davranın. bir tür aynaya dönüştüğünüzde insanlar sizden yani "gerçeklerden" kaçacaktır.

deodorant kullanmayın.

somut mesafe olarak mi?
yoksa duygusal bağ olarak uzak tutulmasını istediğimiz insan mi?
arasında tereddüte düştüğüm başlıktır.

somut mesafe olarak kötü kokuyor olmanız yeterli.
duygusal bağ olarak insanların sizden uzak durmasını istiyorsanız,
neden yanlız kalmak istediğinizi
kendinize sormanız gereken durumdur.

hırrrrrrrr layın. kimse kalmaz yanınızda.

kötü kokmaya ne dersiniz?

beni aramayanı ben de aramıyorum sormuyorum, mutluyum. gayet herkes uzak.*

bol miktarda pastırma yemek. her öğünde.
karşınızdaki kişi ağzını açsa pastırma tadı gelecek kadar çok yemek lazım ama. kokudan yanınıza yaklaşamaz, konuşamaz.

kırınız ve kırılınız. özellikle kırılırsanız hırs yapar, kimseye bulaşmadan tek başınıza yaşar gidersiniz.

insanlara duymak istediklerini değil gerçekleri söyleyin ama bunu onları kırmadan yapmaya çalışın. insanların çoğu özellikle yeni nesil belirsizliğe tahammül edemediği için sürekli mutlu olmak zorunda hissediyor ve bunun için de sürekli övülme beklentisi içinde gibi davranıyorlar.

bir de uzun cümle kurarsanız da kafaları karışıyor çünkü onlar iletişimde kelimeleri ve cümleleri farklı bir düzenle kullanıyor.

sizin konuşmanız onlara eski dil gibi geliyor. öyle binaenaleyh ya da mamafih gibi ağır kelimeler de değil mesela müstesna dediğinizde anlamıyor ama o da cringe veya guilty pleasure dediğinde siz de onu anlamıyorsunuz gibi.