istanbul sözleşmesi'ni kabul etmeyen ülkeler

sözleşmeyi imzalamayan 11 ülke:

ermenistan, bulgaristan, çekya, macaristan, letonya, lihtenştayn, litvanya, moldova, slovakya, ukrayna, ingiltere.

ayrıca polonya ve hırvatistan'da çekilmek için yasal süreç başlatmış.

bu sözleşme, aile yapısını bozduğu kabul edilerek bu ülkelerce kabul edilmedi.

dünyanın en modern devletlerinden biri olan ingiltere bile kabul etmiyorsa, bu sözleşme yarardan çok zarar veriyordur.

fakat kabul edilmemesine isyan edenler, hükümet karşıtı olduğundan olaya geniş açıdan değil tek yönlü olarak hükümeti eleştirmek için kabul edilmemesine isyan ediyorlar.

aynen aile yapısını şiddet gören kadın bozuyor. her gün en az bir kadın cinayeti haberi alırken nasıl böyle rahat konuşabiliyorsunuz anlayamıyorum. o vicdanınız nasıl rahat merak ediyorum doğrusu. eğer 6284 uygulansaydı,eğer istanbul sözleşmesinin hükümlülükleri yerine getirilseydi bugün sadece bir twitter hashtagi olmayacaktı o kadınlar. yaşayacak gülecekti.eğer uygulansaydı şiddet gördüğü erkek halen onu tehdit ederken korku içinde bakmayacaktı etrafa ayşe paşalı.eğer uygulansaydı siz ve sizin zihniyetinizdekiler öldüremeyecekti bizleri. ama böylesi daha rahat değil mi sizin için ? öldürün ,kravat takın, iyi hal indirimizini alır hatta bir torba yasasıyla dışarı çıkarsınız!

şu istanbul sözleşmesinin revize edilmesine kadar gelen süreçte ve keza revize edildiği zaman diliminde sürekli gündeme gelen konu. şöyle ki istanbul sözleşmesinin revize edilmesini bu ülkeleri örnek göstererek meşru göstermeye çalışıyorlar. gel gör ki istanbul sözleşmesini revize eden ülkelerden başta polonya zaten kendi içinde faşizan bir yapıya sahiptir.

en modern* ülke dediğin ülke dünyada en çok kan akıtan ülkelerden birisidir. üstelik orada kadınların sevgilileri, ağabeyleri ya da tanımadığı insanlar tarafından bu kadar sık öldürüldüklerini sanmıyorum. istanbul sözleşmesinin tarihini araştırdığınız zaman ülkenizin rezilliğiyle baş başa kalabilirsiniz. aynı şey *en modern* ülkede olmaz ama, burası da bir gerçek.

sözleşmeyi imzalamayan 11 ülkenin hiç birinde 28 gün çeken şubat ayında 22 kadın öldürülmedi .sadece şubat ayında 22 kadın öldürüldü, 12 kadın şüpheli olarak ölü bulundu . 2’si ekonomik, 5’i boşanmak istemesi, barışma isteğini reddetmesi, arkadaşlık isteğini reddetmesi gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet devam ediyor.
durumun böylesine kötü olduğu bir toplumda istanbul sözleşmesinin kabul edilmemesi bir toplu cinayet girişimidir.

ben listeye bakınca gelişmiş ülkelerin onayladığını görüyorum. biz onaylamadık çok şükür onlardan olmayacağız şimdi rahat bir nefes aldık eee sonuç ne peki biz problemimizi çözdük mü hayır peki kabul etmeyerek neyi ispatladık? kadın cinayetlerinin önüne geçmek için ne yapıldı ne yapılıyor? sanki biz başka yollarla sorunu çözebiliyormuşuz gibi sözleşmeyede laf atıyoruz. neredeyse sözleşmeyi onaylamadık diye yine kahraman ilan edileceğiz. ben bu yalancı kahramanlardan sıkıldım artık. ben halk olarak çözüm istiyorum boş konuşma kısmı beni ilgilendirmiyor kadınları koruyan caydırıcı yasalar gelsin artık... yeter be yeter!!

bu sözleşmeyi kabul etmeyen ülkelerin gelişmişlik seviyesi, avrupa içindeki durumları fikir veriyor zaten. toplumların demokratik kurumlarının gücüyle, kadına şiddet arasında bir orantı var.

ingiltere avrupa birliğinden ayrılmış bir ülke. aynı mantıkla bakarsak ab'de zararlı. ingiltere'nin kendi yasaları kadına şiddete karşı yeterince yaptırım uyguluyor zaten.

maddelerinden bazıları aşağıda. hangisine karşısınız?

- ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
- taciz amaçlı takip;
- tecavüz dahil, cinsel şiddet;
- cinsel taciz;
- zorla evlendirme;
- kadınların sünnet edilmesi;
- kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.
bu maddeler kanuna göre ceza görmesi gereken suçlar.

hükümete karşı olmakla bir alakası yok. bu yasayı hazırlayan da (türkiye bu sözleşmenin hazırlanması sürecinde öncü olmuştur), yürürlüğe koyan da aynı hükümet.

dertleri, medeni nikah yapmayalım, dini nikahlı yaşamak zina sayılmasın, çocuk yaştaki kızlarla evlenebilelim olan bazı dini cemaatleri kendi yanına çekmek. bunu yaparak toplumun geri kalan kısmını yok sayıyorlar.

benim şahsi karşı çıkma sebebim budur.

kadınları hiçe sayan ülkelerdir. erkek egemen sistemden son derece memnun ülkelerdir. katili, tecavüzcüyü, şiddet manyaklarını tebrik eden ve sırtlarını sıvazlayan ülkelerdir. kadınlar toplumun bir parçası olarak değil av olarak görülür bu ülkelerde. erkek doğmadığınız için her gün korkarak yaşadığınız ülkelerdir. adalet olmayan ülkelerdir. sıramızı beklediğimiz ülkelerdir. birer birer nefesimizi kesiyorlar...

akla ilk olarak iç mevzuatı bu konuda yeterli olan ülkeler olma veya malum sorunları çok da umursamadıkları ihtimali gelen ülkelerdir. bunların yanında bir de mis gibi anlaşmayı fesheden bir ülke varlığını sürdürmektedir.

ingiltere başbakanı boris johnson'ın erdoğan, putin ve nihayet şutlanan trump'la eşdeğerde olduğunu göz ardı eden başlık.
covid 19 gerçek değil, maske takmayıp öpüşüp koklaşalım tavırlarıyla meşhur muhafazakar parti lideri johnson... tabii örnek alalım.
listedeki ülkelerin büyük bölümü muhafazakar hükümetlere sahip. bu anlamda türkiye ile benzer tavır içindeler.
aradaki fark ise özellikle ingiltere babında en azından cinsel şiddet konusunda yasaları var. güçler ayrılığı nedeniyle muhafazakar bir hükümet olsa bile yasalar uygulanıyor. suçlular cezalandırılıyor.
tüm insanlara cinsel kimlikleri ne olursa olsun koruma sağlayan ve cinsel ayrımcılığa ve şiddete son vermeyi amaçlayan bir sözleşmeyi politize ederek küçültemeye çalışmak anlaşılır gibi değil. bugün aile değeri diyerek sözleşmeye karşı çıkan hetoroseksist erkek yarın kızı, karısı, ablası, annesi cinsel ayrımcılığa ve şiddete maruz kaldığında bu olaydan en az olayı gerçekleştiren suçlu kadar sorumludur.
başkaları camdan atlıyor diye sende mi atlayacaksın diye sormaktan kendimi alamadığım başlık. boris'lik yapmayalım lütfen.

ingiltere bu konu'da örnek alınamaz çünkü adamlarda zaten kadına şiddetin cezası çok agır ve en önemlisi uygulanıyor.