istanbul sözleşmesini savunan müslüman

kimin neyi savunacağına siz mi karar veriyorsunuz olm ne kasıntı heriflersiniz siz ya? istanbul sözleşmesi sadece müslümanların değil herkesin savunması gereken bir meseledir. tüm refah ve medeni diyeceğimiz ülkelerin imzaladığı, ülkesindeki kadınların hayatını ve haklarını güvence altına aldığı bir sözleşme bu. bunu savunmak için müslüman veya hristiyan olmaya gerek yok, içinizde azıcık insanlık varsa savunursunuz zaten. bir tane dangalak da yukarıda "abi korumuyo zaten ya eheheh" muhabbeti yapmış. hayırdır birader hukuk profesörü müsün sen nereden emin olabiliyorsun bu kadar? maşallah herkes kafasının basmadığı konular hakkında konuşmayı kendine hak görüyor

benim sorum net: istanbul sözleşmesi size neden batıyor? itiraf edin rahatlayın. itirafta ferahlık vardır.

öncelikle kuranı mı yoksa müslümanı mı eleştiriyorsun ona karar ver. sonrasında, diyanet islam için otorite değildir. diyanet, ülkedeki her dinden insana, ibadetlerinde sorun yaşamaması için destek olmakla sorumludur.

ayetleri cımbızla çekerek kuran okunmaz. öncesini sonrasını da, dahası kuranda o konudaki tüm ayetleri de okumanız gerekir ki konu açıklığa kavuşsun.

diğer konu, nisa 34 çevirisinin hatalı olduğu elli kere açıklandı. dövün değil, uzaklaşın, ayrılın diyor. benzer şekilde kullanım kuranda birçok yerde var.

miras konusuna gelince, aynı kuran, erkeği eve ve ailesine bakmakla yükümlü kılıyor. kadının böyle bir yükümlülüğü yok. bu yüzden de miras ikiye bir şeklinde pay ediliyor. dahası islam'a göre kadının ev işi, yemek vb. şeyler yapma yükümlülüğü de yok. ama erkeğin bu konuları eşiyle birlikte yapması gerektiğini hz. muhammed'in hayatından görebiliyoruz.

şahitlik konusunda da, bahsettiğin ayet, ticaret ile ilgili bir ayet. ayrıca şahitliğine güvendiğiniz, yani konu hakkında bilgisi olan kişiler olması da gerekiyor. cinsiyete değil, işi bilmeye dayalı bir durum yani. ticaretin çoğunluğu da erkekler tarafında yapılıyor o dönem. yani konuyu daha iyi bilenlerin şahitliğine önem veriliyor. devamında da diyor ki, kadınlardan birinin şaşırması durumunda diğeri şahitlik etsin. yani bir erkeğin şahitliğine bir kadının şahitliğini eşit tutuyor.

nur 6-7-8-9da da diyor ki, erkek kadına zina iftirasında, isnadında bulunursa, erkek, 4 defa kendinin doğru söylediğine, bir defa da kadının yalan söylediğine dair yemin eder ve kadın doğru söylüyorsa allahın laneti üzerime olsun der. kadın ise, 4 defa erkek yalan söylüyor diye yemin eder, bir kere de adam doğru söylüyorsa allahın laneti üzerime olsun der. ikisi de eşit sayıda yemin ediyorlar ve sonuç da kadının yemini üzerinden gerçekleşir. kadın ceza almaz ve erkeğin de bir daha şahitliği kabul edilmez.

sonuç olarak, okumayı araştırmayı bilmeyen, üç beş ateist forumunda gördüğü yazıyla eleştiri yapmaya çalışan birisinin açtığı başlık.

yanlış yapıyor. inancına gelince, nereden bakarsak bakalım, islam'la çelişmektedir.
müslüman, hıristiyan, musevi, hatta pagan hiçbir dindar bu ''toplumsal cinsiyet'' şeysinin altına imza atmaz, atmamalı da. ayrıca, kuran'daki söylemi bir siyasetçi bugün kullansa, cinsiyetçi ilan edilecektir. bir de islamcı feministler var; şu kuran'ın bir söylem çözümlemesini yapsalar hele. ama ''zaten kutsal kitap'' önyargısıyla değil, beniim ya da sarı çizmeli mehmet ağanın bir makalesiymiş gibi ele alın kuran'ı, bakalım hoşunuza gidecek mi. bir kere kitap her şeyden önce erkeğe sesleniyor, lut kavmi olayını ele alış biçimi bile benim için her şeyi açıklıyor. lol. ''derp'' sözcüğünün anlamını da bir tek siz biliyorsunuz(!), yüzlerce yıllık arap ekolü bilmiyor (bir de anadılleri adamların ahaha) ihsan hoca ve gökkuşağı tişörtlü soya islamcısı edip yüksel biliyor öyle mi. yapmayın etmeyin.
bana sorarsanız sadece müslüman değil solcu da istanbul sözleşmesini savunmamalı. perinçeği milliyetçi ve işbirlikçi olduğu için sevmem ama*, ekibinin çıkardığı teori dergisinin, arşivlik bir (link: magaza.teoridergisi.com/ind...: istanbul sözleşmesi sayısı) var, onu almak lazım.
müslüman değilim ama toplumsal cinsiyet lafını duydum mu, deccali anlıyorum, satanizmi anlıyorum, oradan kaçıyorum, özür dilerim leftistler. * globalleşmeye karşı, ''sosyalist muhafazakar'' olmamız lazım; iktisatta sosyalizm, kültürde tutuculuk. akp'nin bizi istanbul sözleşmesi'nden çıkaması -nesnel olarak- olumlu bir şeydir.