derleyen: tuğçe ısıyel
yayım yılı: 2017
istanbul'u şehirdeki canlıları ve doğayı merkeze alarak anlatan öykülerin derlendiği kitaptır.
yayım yılı: 2017
istanbul'u şehirdeki canlıları ve doğayı merkeze alarak anlatan öykülerin derlendiği kitaptır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ne zaman gitti tren" tarafından 07.07.2023 17:23 tarihinde açılmıştır.
1.
timaş yayınevi tarafından 2018 de yayımlanmış kollektif kitaptır. tuğçe ısıyel tarafından hazırlanmış. konusu; istanbul'da bulunan evde beslenen ya da sokakta yaşayan hayvanlar.
18 yazar öykü ve denemeleri ile katkı sağlamış. bazısı hayvanların kendi hayatlarina nasıl girdiğini ve nasıl etkilendiklerini yazmış. bazısı hayvanların gözünden bazısı insanların gözünden anlatmış istanbul'un gerçek sahiplerini.
kitabı çok sevdiğim yazarlardan (bkz: ali ayçil) , (bkz: ömür iklim demir) , (bkz: mevsim yenice) nin ve merak ettiğim (bkz: mario levi) ,(bkz: sevin okyay) , (bkz: mehmet güreli) nin yazılarını okumak için aldım. ismini ilk kez duyduğum ve öyküsünü çok beğendiğim bir diğer yazar da melike ilgün oldu. bunun dışında son dönem türk edebiyatinda ismini sıklıkla duyduğumuz haydar ergülen, şükrü erbaş, ethem baran , pelin buzluk, ırmak zileli de mevcut.
bazı yazarların denemelerinde biraz zorlama bir anlatım mevcut. sanki lise edebiyat odevinde kompozisyon yazıyormuş gibiler. sene olmuş 2023, bu kitaba 30 kusur lira veren insan ya da kitabı bir şekilde eline alıp okuyan insan halen hayvanların haklarını mı okumak ister allasen? bana ne senin bahçemdeki kedilerin soyağacından?
bilmiyorum sözlük belki yalnızca hayvan besleyenlerin anlayacağı değişik şifreli bir dil kullanılmıştır ben bilememişimdir. oysa ben istanbul'un eski zamanlarında tepelerine sebze meyve taşıyan ve zeki müren klibininde de rol almış eseklerine ne olduğunu da görmek isterdim.bu kitapta. ya da sunay akın in üşenmeyip kitap yazdığı zürafalarinin da adı gecmeliydi. boğazın altında müsilaj ile tanışma şerefine nail olmuş onca boğaz balığından da söz edilebilirdi belki. hatta ve hatta o süslü caddelerin, büyük rezidanslarin altında gecinip giden farelerin de istanbul'un sakinleri olduğunu düşünüyorum. pandemi ile birlikte bu yüzyılın gerçeği olarak hayatımıza giren kedi köpek seviciliginin artık egoyu şişirmenin kılıflarindan birisi hatta en popüler ve basarilisi olduğuna inandığım için kitapta yazarların kolaya kaçması beni miktar üzdü.
yine de öyküler denemelere göre oldukça başarılı diyebilirim.
en beğendiğim öykü melike ilgün'un temizlikçi kadın gözünden martıları anlattığı bana ne öyküsü oldu. mevsim yenice nin hiç bir yere gidemeyenler derneği, ömür iklim demir in martının teranesi hikayesi de beğendiklerimden. tavsiye ederim, bence bir şans verilmeli.
18 yazar öykü ve denemeleri ile katkı sağlamış. bazısı hayvanların kendi hayatlarina nasıl girdiğini ve nasıl etkilendiklerini yazmış. bazısı hayvanların gözünden bazısı insanların gözünden anlatmış istanbul'un gerçek sahiplerini.
kitabı çok sevdiğim yazarlardan (bkz: ali ayçil) , (bkz: ömür iklim demir) , (bkz: mevsim yenice) nin ve merak ettiğim (bkz: mario levi) ,(bkz: sevin okyay) , (bkz: mehmet güreli) nin yazılarını okumak için aldım. ismini ilk kez duyduğum ve öyküsünü çok beğendiğim bir diğer yazar da melike ilgün oldu. bunun dışında son dönem türk edebiyatinda ismini sıklıkla duyduğumuz haydar ergülen, şükrü erbaş, ethem baran , pelin buzluk, ırmak zileli de mevcut.
bazı yazarların denemelerinde biraz zorlama bir anlatım mevcut. sanki lise edebiyat odevinde kompozisyon yazıyormuş gibiler. sene olmuş 2023, bu kitaba 30 kusur lira veren insan ya da kitabı bir şekilde eline alıp okuyan insan halen hayvanların haklarını mı okumak ister allasen? bana ne senin bahçemdeki kedilerin soyağacından?
bilmiyorum sözlük belki yalnızca hayvan besleyenlerin anlayacağı değişik şifreli bir dil kullanılmıştır ben bilememişimdir. oysa ben istanbul'un eski zamanlarında tepelerine sebze meyve taşıyan ve zeki müren klibininde de rol almış eseklerine ne olduğunu da görmek isterdim.bu kitapta. ya da sunay akın in üşenmeyip kitap yazdığı zürafalarinin da adı gecmeliydi. boğazın altında müsilaj ile tanışma şerefine nail olmuş onca boğaz balığından da söz edilebilirdi belki. hatta ve hatta o süslü caddelerin, büyük rezidanslarin altında gecinip giden farelerin de istanbul'un sakinleri olduğunu düşünüyorum. pandemi ile birlikte bu yüzyılın gerçeği olarak hayatımıza giren kedi köpek seviciliginin artık egoyu şişirmenin kılıflarindan birisi hatta en popüler ve basarilisi olduğuna inandığım için kitapta yazarların kolaya kaçması beni miktar üzdü.
yine de öyküler denemelere göre oldukça başarılı diyebilirim.
en beğendiğim öykü melike ilgün'un temizlikçi kadın gözünden martıları anlattığı bana ne öyküsü oldu. mevsim yenice nin hiç bir yere gidemeyenler derneği, ömür iklim demir in martının teranesi hikayesi de beğendiklerimden. tavsiye ederim, bence bir şans verilmeli.
devamını gör...