iyi olanı kendine atfedip kötü olanı nefse yıkmak

insan denen bilindik en kaypak canlının daima kullandığı yöntemdir. bu abiler ve ablalar eğer kendince iyi bir şey yaparsa ya da halk nezdinde takdir gören güzel bir özellikleri varsa bunu doğrudan kendi kişilikleri ile bağdaştırır. gelgelelim ahmakça ya da kötü bir şey söz konusu olduğunda suçu nefse yıkarlar. sanırsın nefis dedikleri şey kendilerinin dışında bir şey. geçiniz efendim.

yok nefsime yıkmam şeytana yıkarım. çünkü işsiz işsiz dolaşıyor pezev*nk bir işe yarasın.

kim iyiyi başkasına verir ki.

kötüye kim sahip çıkar ya da.

ne var ki iyi kime göre iyi kötü kime göre kötü olgusunu da unutmamak lazım.

iyi olanı kendine atfetmek kibre girebilir dikkat etmek gerek.
kötü olanı yaptığın vakit sorumluluk sana aittir. nefsine uymaman gereklidir.
suç hiçbir zaman nefisde değildir, nefsine uyan kişidedir. kişi nefsini dizginlemekle mükelleftir.

yanlış yaptığını asla kabul etmeyen,
inkarlık ruhuna işlemiş,
işi kolaya gelen seven,
zoru sevmeyen tiplerdir.

adeta sınavdan yüksek not alınca 100 aldım deyip kötü not alınca hoca 0 vermiş demek gibi bir komiklik.

şimdi bu noktada yine "teoloji" konuşmak zorunda kalacağım ama konuşayım çünkü akademik branşım hepsini içeriyor;

"nefs" insanın düşmanıdır. islamiyete göre; kötü ve ahlaka aykırı şeylerin yapılmasına neden olan bir tetikleyicidir ve insanın kendi hür iradesi tarafından kontrol altında tutulması gerekir. kendi aklımla ve düşüncelerimle daha da açıklamaya çalışayım;

nefs insan için anlaşılması zor bir husustur çünkü kendisinin öğrenilmesi, insanın üstüne, kendi davranışları ve irade kontrolü hakkında çok fazla sorumluluk yükler. kendi fikirlerime dayanarak;


şeytan için nefs bir oyuncaktır. kişiyi manipule ederken, nefs'i kullanır. peki nasıl oluyor bu?

nefs aslında bizim tüm arzularımız, yanlış olduğunu bildiğimiz hatta yanlış olduğuna emin olduğumuz halde yapmak istediğimiz her şeyin toplamıdır desek yanlış olmaz. insandan ayrı, insanın özünden ayrı bir olgu değildir. sadece iradenizde var olan bir karanlık taraf gibi düşünün. şeytan hepimizi düzenli tetikleyen, kötü bir varlık olduğu için, aklımıza girmek ve bizi kötüye itmek amacıyla nefsimizde var olan duyguları kullanır. örnekleyelim;

( bir erkek için)

harika bir kadın gördünüz ve kadını görür görmez çok çekici buldunuz. libidonuz arttı ve kadınla tanışıp, sex yapmak istiyorsunuz. bu duyguların hepsi o anda gelişiyor. ( varsayalım)

ama.. bir bakıyorsunuz ki kadının parmağında alyans var. yani kadın evli. yinede.. içinizden şöyle bir duygu geçiyor " evli olsa da olur. yeter ki gelsin. gönlü varsa, kocası varmış- yokmuş umursamam. bu hatun kaçırılır mı!?"

dikkat! burada size seslenen şey nefs üstünden şeytandır. normalde hiç bir kadınla ilgili böyle kötü fikirlere kapılmamanız hatta islamiyetin hükümlere göre; bir kadına bu şekilde derin ve vücut hatlarını inceleyecek kadar uzun bakmamanız gerekir fakat bakıyorsunuz ve arzulamaya baslıyorsunuz. arzulamanında ötesinde bir şey sizi ne olursa olsun bu kadınla sex yapmaya itiyor.

nefs budur. peki kontrolü nedir?

iradenizi kullanarak başınızı başka yere çevirmek, kadın size gelip bunu istese bile sex yapmamaktır çünkü güncel durumda bu her açıdan yanlış, her açıdan "zina" günahıdır. zina ise, islamiyette var olan büyük günahlardan biridir. amaç; sizi bu büyük günaha bulaştırmak. bu, dini inancınıza taban tabana zıt bir hareket biçimidir. şeytanda bunu yapmayı hedefler zaten fakat bunu yapmayı red ettiğinizde, nefs'inizi kontrol etmiş ve ona üstünlük sağlamış oluyorsunuz.

bir de kadınlar için bir örnek verelim. bir aralar shoplifting( hırsızlık) kadınlarda özellikle çok yaygındı. ünlü ve büyük markaların mağazalarına girer, ürünler çalarlardı hatta bu davranışı açıklamak adına, buna "psikolojik rahatsızlık" etiketi konuldu hatta buna abuk subuk bir isim bile verildi. " kleptomania".

fakat sizinde anlayacağınız üzere bu psikolojik bir rahatsızlık değildir. baskın sekilde sizde bir şeyi yapmanız adına istek oluşturan nefsi kontrol edememek ve sizde uyanan duyguyu günün sonunda bir şekilde yerine getirmektir. bu cok fazla tekrarlandığında, psikolojik rahatsızlıkmış gibi algılanır çünkü nefs doymaz. davranışları yerine getirdikçe, tekrarlanması adına istek duymaya devam edersiniz. sonunda babil kulesi kadar bir sürü günahınız olur. hadi örneğe geri dönelim;

şans eseri, yeni açılmış bir versace magazasına girdiniz. magaza yeni açıldığı için, her üründe alarm yok diyelim. gözünüze harika bir yüzük ve bileklik takıldı. nefs hemen der ki;

"al onu, çal! ne olacak ki? koskoca marka, 2 parça şeyin eksilmesi onları zarara uğratmaz. sana ne yakışır bu! al! takar ve hava atarsın?!"

bakın bu dümdüz nefs'tir. sizi günah olan hırsızlık suçuna itmeye çalışır. tabi ki hayır deyip, mağazadan çıkacaksınız ya da ücreti neyse, verip onları satın alacaksınız. bu da "nefs kontrolüdür. "


nefs, kötü olan her şeyi yapmanız konusunda sizi çeşitli şekillerde manipule ederek günaha iten bir araçtır. namaz ve diğer dini gerekliler nefs'i inanılmaz etkisiz hale getirir. bu yüzden dua etmek, namaz kılmaz ve diğer dini hükümleri bilmek önemlidir. dini hükümler, kötü iradeye tasma takar.bu yüzden insanlığa 5 nakit namaz emredilir. dine yaklaştıkca, günah kavramını ve şeytanı tanırsın. bu yüzden kötülüğe eğilim oluşmaz. zaaflar, tutkular, arzular, hırslar, öfkeler, zarar verme istekleri kısaca tüm kötü sonuçlar doğuracak her şey nefs'den türer.

şimdi başlığa dönecek olursak;

nefs'te insanın kendisidir aslında. insandan ayrı bir şey değildir.
yineliyorum; iradenizdeki bir çeşit karanlık taraftır yani yönetimi insana bırakılmıştır. bu yüzden günahlar ve sevaplar vardır. onun taleplerinin reddi sevabı, kabulü ise, günahları doğurur.


bu yüzden tüm günahlardan kişi nefs'i sorumlu tutmalıdır ama buradaki ince husus; nefs kişinin kendi iradesindedir. kısacası, kişi kendi iradesizliği ve iradesi üzerindeki kontrolü kaybedecek kadar zayıf olması sebebiyle kendisini suçlar aslında. bunu böyle görmeyen insanlara aldırmayın, kendi içlerini rahatlatmak için kendilerini saçma düşüncelerle iyi hissettiriyorlar ama yineliyorum olayın özü benim açımdan bu'dur. bu yüzden "nefs" diyen insan doğru söylüyor.

"nefsimi kontrol edemedim, nefsime mukayet olamadım" cümleleri bu yüzden varlar :)

kötü dikta rejimlerinin de rutinidir. diktatör ekip seçer sonra olumsuzlukları ekip üyelerine yükler, yenilerini seçer .. ve bu böylece millet dur diyene kadar sürdürülür.. (tabi dur diyecek bir millette varsa eğer.)

normal 1 eylem.

nefs icimizdeki kotu arzu, isteklerdir zaten. kotuye meyleden tarafimiz.

nefs kimin?

freud gelsin de savunma mekanizması gördün heyt koçum be dhddhd