jean paul sartre

"insanda varoluş özden önce gelir" diyen nobel ödüllü egzistansiyalist.

fransız, varoluşçuluğun zirve ismi. varlık ve hiçlik, akıl çağı, bulantı gibi dorukta yer alan eserler ortaya koymuştur. okur yaşamınızı ''sartre okumadan önce ve sonra'' olarak ikiye ayırmanız mümkündür.

"nous sommes condamné a vivre" : yaşamaya mahkumuz diyerek intiharın aslında hayattan bir kaçış değil, onu reddediş biçimi olduğunu söylemiştir.

ona göre her birey var olan sınırlı düşüncelerle yetinmeden ve onlara aldırmadan kendi değer yargılarını ortaya koymalıdır. çünkü var olan sınırlı düşüncelerle, kurallarla, göreneklerle yaşayan bir insan zihni asla özgürleşemez. bu da varoluş çabasına terstir. çünkü o durumda insan bağımsız bir varlık değil bir makinedir.

küçücük bir cümle ile tüm insanlık hakkındaki düşüncelerimi ifade etmeyi başarmış fransız yazar, modern zaman filozofu.

(bkz: cehennem başkalarıdır)

simone de beauvoir'in sevgilisi.

"kelimeler kullanıldıkça anlam yitimine uğrarlar" sözünün ve pek çoğumuzun bağırarak tekrarladığı ama sahibini bilmediği bir başka sözün sahibidir:

paris saint-michael'de üzerine çıktığı barikatta, kolunu havaya kaldırıp şöyle bağırdı:
ce n'est qu'un début, continuons le combat

bu daha başlangıç, mücadeleye devam

"birini sevmeye başlamak, başlı başına bir iştir. güçlü, cömert ve biraz kör olmak zorundasındır. hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki, bir uçurumun kıyısına gelir ve atlayarak karşıya geçmek durumunda kalırsın; işte o an düşünmeye kalkarsan aşamazsın o uçurumu."

-jean paul sartre, bulantı

ali şeriati'nin hocasıdır kendisi. pek çok fikriyle ali şeriati'yi etkilemiştir. ancak o da ali şeriati'nin fikirlerinden etkilenmiştir. kendisinin bu konuda bir sözü vardır:
hiçbir din mensubu değilim ancak eğer bir gün bir dinin mensubu olacak olursam bu şeriati'nin mensub olduğu din olur.

henüz okumayı sökmeden, evlerindeki resimli kitapları bıkmadan ve usanmadan saatlerce karıştıran, yazarak üretmeye çok ufak yaşta başlayan, tüm dinleri ve metafizik gelenekleri yok sayan varoluşcu ateizmin savunucusu fransız düşünür ve yazar. yazım hayatıyla daha fazla bilgi edinmek isteyenler otobiyografi niteliği taşıyan "sözcükler" adlı eserini okuyabilirler.

bulantı'sı midemi bulandırmış yazar. okurken yeminle baş ağrısı falan yapmıştı. kaldırıp atmıştım.

yazmış olduğu bulantı adlı eserin bünyedeki mide bulandırıcı etkisi, varoluşun anlamsız ve saçma oluşunu anlatıyor olmasındaki başarısındandır.
yani, nokta atıştır.

1964 yılında kendisine verilmek istenen nobel ödülü'nü "kişisel" sebeplerden ötürü reddetmiştir.

bir gözü hiçliğe bir gözü allaha bakan ekzistansiyelo

sartre ve (bkz: albert camus)un varoluşçuluğunun temel ayrımı çıkış noktalarıdır. sartre'a göre esas mesele insanın özgürlüğü ve özgür olup olmadığıyken camus'a göre esas mesele intihardır.
sartre bir felsefecinin ulaşabileceği en üst 'ünlülük seviyesi'ne ulaştığı için genellikle en sevilen ve en değer verilen felsefecilerden biridir haliyle. (bkz: varlık ve hiçlik)i 2aydan kısa bir sürede yazdığı söylenir(daha kısa bile olabilir).

okumaktan kör olmuştur. karısı simon ile ayrı evlerde yaşarlardı. tutuklanamaz çünkü kendisi fransa'dır. sadece teori ve edebiyat adamı değil aynı zamanda aktivisttir. bulantı adlı romanı yabancı adlı camus romanı ile benzer havadadır ve başyapıtıdır. nobel ödülünü reddeden ilk ve son isimdir.

xx. yüzyılın ve varoluş felsefesinin en önemli düşünürlerindendir. daha çok felsefesini açıkladığı yazınları ya da romanlarıyla bilinse de varoluşçuluğu ilmek ilmek işlediği oyunlarını okuyunuz, okutunuz efendim.

"l'enfer, c'est les autres" dese de, "l'enfer, c'est nous-même" bazen..

(bkz: bulantı)

ali şeriati nin hocası değil(ali şeriati bir çok kitabında, üstadının ve hocasının babası muhammed taki şeriati olduğunu belirtmiştir.) komşusu ve dostudur. hatta;" bir dine inanıyor olsaydım, şeriati nin inandığı dine inanırdım. "diyecek kadar açık yüreklidir.

varoluşçuluk akimi bu adam sayesinde neredeyse tüm dünya gencliginin kalbini ve zihnini ele geçirmiştir. tabii okuyan kesim.

sartre' yi anlamak isteyenlere bir öneri;

sartre sartre'yi anlatiyor(filozofun 70 yaşındaki otoportresi)adlı eser, yazar hakkında bilgi sahibi olmanıza veya daha samimi bir ortamda sartre nin;
•yazma süreci,
•söylediği yalanlar -zekasıyla metne yedirebilmesi ve belki bizlere de- :),
•eserleri,
•siyasi görüşü,
•albert camus ile olan münasebeti,
•dostları,arkadaşlıkları gibi konularda cevapladığı sorularla aydınlanmak mümkün.
zekasıyla yorulmadan burnu havadalığıyla verdiği cevaplarında bile-röportaj havasında geçiyor kitap- felsefi bir tad bulmak isteyenler okuyabilir.

kitaplarının ilk yarısı inanılmaz ağır ve bazen sıkıcı ilerleyen ama yarısından sonra, okuyucuya, sabrının ödülünü veren yazar.