1.
bir matthew killip belgeselidir.
on beş dakikalık bu kısa belgeseli konusu itibari ile ilgili çektiği, ismini eğlenceli bulduğum ((gbkz: past continous tense) her zaman büyük keyiftir benim için.), çok zamanımı almayacağı için bir yandan da gece uyku tutmadığı için izledim.
pişman mıyım, asla ama izlemesem de olurmuş. john shepherd uzaylılarla temas kurmak için yirmi beş otuz sene kadar mücadele eden bir adam. büyük annesi ile evlerinin yanına bir laboratuvar inşa edip uzaya ses sinyalleri yolluyorlar. hatta çoğunlukla uzaya şarkılar dinletiyor john shepherd.
ve bu kadar zaman boyunca uzaylılarla temas kurmak için para ve zaman harcıyor ama mutlaka orda olması gerektiklerini düşündüğü ve bu düşünce ile büyülenmiş durumda olduğu halde en ufak bir temas mümkün olmuyor.
on beş dakikanın sonuna doğru bu yarı deli gördüğüm adamın uzaylılarla nasıl temas kurmuş olabileceğini düşünürken aslında belgeselin uzaylılarla kurulan temasla hiçbir alakası olmadığını anladım. konu bambaşka bir şeydi ve bu konunun neden bir belgesel olmayı hak ettiğini hiç anlamadım.
on beş dakikalık bu kısa belgeseli konusu itibari ile ilgili çektiği, ismini eğlenceli bulduğum ((gbkz: past continous tense) her zaman büyük keyiftir benim için.), çok zamanımı almayacağı için bir yandan da gece uyku tutmadığı için izledim.
pişman mıyım, asla ama izlemesem de olurmuş. john shepherd uzaylılarla temas kurmak için yirmi beş otuz sene kadar mücadele eden bir adam. büyük annesi ile evlerinin yanına bir laboratuvar inşa edip uzaya ses sinyalleri yolluyorlar. hatta çoğunlukla uzaya şarkılar dinletiyor john shepherd.
ve bu kadar zaman boyunca uzaylılarla temas kurmak için para ve zaman harcıyor ama mutlaka orda olması gerektiklerini düşündüğü ve bu düşünce ile büyülenmiş durumda olduğu halde en ufak bir temas mümkün olmuyor.
on beş dakikanın sonuna doğru bu yarı deli gördüğüm adamın uzaylılarla nasıl temas kurmuş olabileceğini düşünürken aslında belgeselin uzaylılarla kurulan temasla hiçbir alakası olmadığını anladım. konu bambaşka bir şeydi ve bu konunun neden bir belgesel olmayı hak ettiğini hiç anlamadım.
devamını gör...