kadına saçının telinin dünyadan değerli olduğunu hissetirmek

başlığı açabilmek için taktik uygulamak, harf yutmak zorunda kaldım. editörler affetsin..

bir kadına bağlanmak ve bülbülün güle duyduğu aşkla yanmak arzusundan ileri gelir.
bülbül için güller arasında en özeli, en güzeli, en anlamlısı kimse her şeyden üstündür...
saçının teline bile bu kadar kıymet verildiğini gören kadın şüphesiz ki mutlu olur.

cennete sevdiğine değer veren erkeklerin girebileceği gerçeğine geçmiş vaazlarımızda değinmiştik.

en nihayetinde, o saç telinin ilmek olup boynunuza geçmesiyle devam edecek olan eylem... büyük, büsbüyük bir hata...
freud'un bi tweet'i vardı hani: "bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirirseniz, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz" diye. o kadar doğru ki bu.
kimi en değerlimiz yaptıysak, hmm, sonradan bi baktık değmezmiş meğer. değmemiş.

şu gül-bülbül muhabbetinden de yıldım harbi. yüzlerce yıldır aynı tantana. divan edebiyatı, mazmun, ulaşılamayan sevgili vır vır. şu ortamda bile, şu ferhat göçer başlıkta bile aynısı. yeter yav. şu mevzuya bi açıklama getirmek istiyorum artık. gül nedir, bülbül nedir öğrensin istiyorum gençler.

gül: çük
bülbül: *m

bülbül gülü yalamak istiyor, fırçalamak, lüp diye içine dalmak, şap şap dövmek.
işte bu kadar. özet bu.

şimdi söyleyin bana, en ünlü şiirlerini divanında toplayan o şairler mi daha delikanlı yoksa ben mi daha delikanlıyım? özellikle kadınların cevap vermesi yönünde bi tercihim var. anlaşılır diye umuyorum.

ultimate gerizekalılıktır. kendinize gelin ya.

kadın da size saçını başını feda edeceğini hissettiriyorsa dünyanın en güzel ilişkisinin anahtarıdır. insan sevdiğini zaten her şeyden öte koyar.