kadınlara seçilme hakkını tam anlamıyla akp ve erdoğan verdi

kaynak
adalet bakanı bekir bozdağ, "türk ceza kanunu'nda ve diğer hukuk mevzuatımız içerisinde kadınlarımızı kendi içinde ayıran kadın, karı, kız, bakire ve benzeri incitici pek çok kavram vardı. bir bir bunları türk hukukundan ayıkladık. kadına sadece kadın diyen bir anlayışı biz sadece lafta değil icraatta ve yasalarda hayata geçirdik.

kadınlarımızın başı açık, başı örtülü hepsinin eşit siyaset yapma hakkını hayata geçiren seçilme hakkını tam anlamıyla hayata geçiren ve bu anlamda büyük bir insan hakları reformuna imza atan iktidar ak parti iktidarı, lider sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan'dır" açıklamasında bulunmuş.

o hak bize 5 aralık 1934 yılında ata'm tarafından verildi. kendi tarihinden bir haber olan beyinsizlerle aynı toprakları paylaşmak çok üzücü gerçekten.

şu adalet bakanı :



alttaki de, üsttekinin fikrine göre kadınlara kadın,kız,bakire ve benzeri incitici pek çok kavramı kaldıran kişi.





yersen.

akp öncesinde ülkede kadın da yoktu.

“afedersiniz kadın”, “kadın mıdır kız mıdır bilemem” diyen adam mı vermiş.
sen istediğin kadar mabadından element uydur, tarih yapanları yazar. bu ülkede kadına seçme ve seçilme hakkını veren de, kadının tek eşli olmasını sağlayan da, okumasını sağlayan da mustafa kemal paşadır. bunu bütün dünya bilir. iktidardan gittikten sonra sizi kimse hatırlamayacak ama mustafa kemal paşa tarihte yerini çoktan aldı, ilelebet de baki kalacak.

kadının bu kadar aşağılandığı, tesettürlendi diye akpli damgası yediği, partinin içinde olan kadınların sırf parti için sözde tesettürlendiği,kadın cinayetlerinin bu kadar arttığı,kadınların çocukların hayvanların tecavüz edilip suçluların salınıverildiği daha sayamadığım bir çok şeyin en çok gerçekleştiği dönem diyebiliriz. ama kadınların seçme ve seçilme hakkının verildiği dönem asla diyemeyiz,vicdanımız buna el vermez. o hak bize canım atam tarafından zamanın verildi, bu hakkı elimizden almaya çalıştıkları bariz ortada ancak vermeyiz.

ıstediginiz kadar alternatif tarih olusturmaya calisin. nafile. ataturk'un yaptiklari 10 bin yil daha konusulacak. ama sizler 1 sene sonra unutulacak ve baska bir sekilde anilacaksiniz..

hayır atatürk verdi.

artık ne diyeceklerini, nasıl savunacaklarını şaşırmış vaziyetteler.

kendi kitlesini ancak bu şekilde inandırabiliyor. insanlar buzdolabının bile bu adamlar sayesinde geldiğini düşünüyor.

yuh, palavraya bak. akp'li badem bıyıklı adalet bakanı bekir bozdağın skandal bir açıklaması. neymiş, kadına seçme ve seçilme hakkını akp-erdoğan vermiş(!) de. hadi lan oradan martavalcı kerkenez, ufak at da civcivler yesin. bir kere, erkeği de kadını da tek eşli ve diğer bütün radikal devrimleri yapan kişi ulu önder mustafa kemal atatürktür, başkaları değil. akp cenahı, istedikleri kadar kendi kurgusal tarihlerini oluşturmaya kalksınlar, gerçek tarih kimin ne olduğunu tarafsız bir şekilde gösteriyor. atatürk, yaptıklarıyla hiçbir zaman unutulmayacak ama siz akp cenahı, yarın bir gün iktidardan gittiğinizde nefretle ve lanetle anılacaksınız. canınız cehenneme ulan sizin, canınız cehenneme!..

okulda eğitim gördüklerine eminler mi? bunu bilmeyecek kadar veya kanacak kadar cahillerse ortaokul derslerine geri dönsünler.
değerlerden bu kadar bir haber olunmaz...
"erkekle kadın eşit değil, olamaz." tarzında lafları vardı.
"kız mıdır kadın mıdır bilmem?"
18 yaşını geçenler kadın olarak anılır türkiye'de.
atatürk cinselliğe göre kadını ayrıştırmadı. örnek olması beklenilir...
kadını ezici ya da küçük düşürücü hâl ve hareketleri de olmamıştır.
bazıları daha bakan iken bir gazeteci kadınla ne şekilde konuşmuştu? (:
kadını bu kadar değerli gören ve o kadar haklar tanıyan ondan başka hiç kimse yok ve olmaz da. atatürk bu ülke kadar kadınlar başına da gelen en güzel şey. <3
nankörlük yapılmaz layık olunur...

wallaha çarpılırsınız ahirette sorguda cevap veremez kalırsınız, sıratın üstündeyken, yalandan dili uzamış cehennemlikler aralarına almak için dillerini uzatır size.

kastettiği şey 1934 yılındaki kadına seçme ve seçilme hakkını sağlama değil, başörtülü/türbanlı kadınların seçme değil, seçilme hakkıdır. yani bu giyim tercihinde bulunanların meclise girebilme hakkına kavuşmasıdır. oradan bakınca son derece mantıksız ve absürt olduğunu ben de biliyorum. ancak onlar böyle algılıyorlar.