kadınların bir kere evleniyorum şımarıklığı

insanı evlilikten soğutan sorundur. kız hayatında 200 tl yi canlı görmemiş tektaş istiyor. evde boş oturan hiç bir vasfı olmayan tek eğlencesi akşam çay içmek olan kız zengin koca istiyor. daha çoğu evlilik bunlar yüzünden başlamadan bitiyor.

sadece kadınlarla alakalı değil bu sorun erkek tarafı da aynı şeyi yapabiliyor. kadınlara laf atmak yerine evliliğin neden bu kadar kutsandığını sorgulamak gerekir zira sorunun kaynağı kadınlar ya da erkekler değil

yeter kadınlar şöyle demek ya.
bunun sebebi gelenekselliik. düğün, evlilik vs.ye tapmayı bıraktığımızda bunlar da kalmaz.

bağırıyo kadın "bi kere evleniyoğrum yağğğğğ bu da olsunnnn sora ilerde üzülürüz.
sanki biz erkekler 7.ye evleniyoruz anasını satim.
ayrıca da üzülmeyiz. paramızın cebimizde kaldığı her karar bizi mutlu eder.

evliliğinde aşırı abartılması

kendi parası ile şımaracaksa şımarır. olay bundan ibaret.

allahtan görmedik bu şımarıklığı.

şu entry i beğenenlerde kadın. yok yani öyle bir şey. şurada düğüne masraf etmekten keyif alacak bi tane erkek çıksın dişimi kırarım.

bir kere evleneceksem eğer gereksiz stresler ve karşı tarafı zora sokacak maddi isteklere girmeye gerek yok. tabii hak edene. bazı insanlar iyi niyetinizi salaklık olarak algilayabiliyor malesef ve kadınlar da da şöyle bir algı oluyor '' hicbir şey istemezsem beni önemsemez,degerli görmez '' gibi düşünceler olabiliyor. sırf bu evlenme merasimine bir ton para zaman ve emek döktükleri için boşanmayan insanlar var snnxf çok da haksız sayılmazlar. ama gene de gereksiz. sevdiğim insanla özgürce ve rahatça bi hayat sürecek olmak her şeyden çok daha değerli.

almayın kardeşim o zaman bu şımarık kızları, alnınıza silah mı dayıyorlar?

niye erkekler 10 kere mi evleniyor. onlar da bir kere evleniyor. doğal olarak strese girmeye de strese sokmaya da gerek yok.

bu devirde evlenilmez!
ondan dolayı şımarıklığı çekmenize de gerek kalmaz!
uğraşmayın böyle işlerle.

gerçek erkekler en az üç kere evlenir. bu sebeple doğru bir şımarıklık.

insana "so what?" capsini hatırlatan başlık. yani benim için öyle oldu.

her gün her saniye birileri bir kere evleniyor yani bu kadar abartılacak ne var anlamıyorum. ve hayatta bir kere yaptığımız onlarca şey var mesela bir kere üniversitenin ilk gününde oluyoruz. bir kere ilk seksimizi yapıyor bir insanla bir kez tanışıyoruz. neden bunların arasından evliliği seçip para harcamaya çalışıyoruz ki.

bir de anlayamadığım ve asla aklayamadığım bir şey var. velev ki karşı tarafın maddi gücü bu isteklere yetmiyor. bir ana babaya yetersiz hissettirmek, kim bilir kaç sene çalışmış insanlara bir de kredi çektirmek ya da yılların birikimini dandik bir olay için harcatmak nasıl nasıl insanların içine siniyor anlamıyorum.

elbette herkesin özendiği, kıymet verdiği şeyler çeşit çeşit ancak bizim önem verdiğimiz şey için neden başkası borca giriyor arkadaşlar.

bu akla mantığa sığar bir şey mi ya ahali

yemek yapsın evi temizlesin çoluk çocuğa baksın diye evleniyoruz ama onun yaptığına bak.

biri bir kere evleniyorum diye şımarsın, öteki para diye zırlasın. evlenince de borçtan bir şey alamayınca kız ağlasın, söylensin, er kişi de yüzüne yaptıklarını vursun. neden cehaletten bir adım öteye gidemiyoruz acaba? hep aynı mevzular. kimse de birbirine demiyor ki "önemli olan biziz gerisini şey yaptırıver."*. erkekler cebinden gidecek 1 lira parayı uzatırken bile elleri titriyor, kadınlar hava atma peşinde lükse bakıyor. kısaca özet.

şımaran şımarsın efenim size niye battı? ha gelinliğini 50 metre kuyruklusundan giymek isteyen birine ben de karşı çıkarım orası ayrı; şımarıklık da bir yere kadar. israfa gerek yok. ama geri kalanları şımarsın ya ben izin veriyorum, şımarın kadınlar. erkekler şımarmasın ama; mümkünse siz mikrofona doğru evet dedikten sonra "son pişmanlık neye yarar" parçasını çaldıracak olan arkadaşlarınızı, düğün öncesi bir kamyonet kasasına zincirleyin. sonra salarsınız, gelirler oynarlar pistte.

bir de hamilelik şımarıklığı çok sorgulanıyor kadınların, şımarın yavrum, şımarın anam; gecenin körlerinde aşerin uyandırın partnerinizi, kışın bağrında yeşil erik, yazın bağrında nar isteyin. çünkü neden istemeyesiniz? bence çok eğlenceli olurdu. salt bu yüzden bi beyden hamile kalasım geliyor; "frambuazlı profiteröl istiyorum ama frambuaz parçacıkları donmuş olmasın, taze toplanmış olsun" diyeyim, "güzelim sen manyak mısın? nereden bulayım böyle bir şeyi ben gecenin üçünde?" desin, dudağımı bükeyim "ama.." diyeyim gözüm dolar gibi olsun, "ya yat uyu valla artık kafayı yiyeceğim morticia, bileydim böyle yapacağını, yeminle teknolojik gelişmeleri bekler, ben doğururdum bebemizi yeter be!" desin, "bir frambuazlı profiteröl almamak için bana neler ediyorsun, utan utan!" diyeyim. şoyan bu hayali tartışmadan keyif aldım evet.

evlenirken de şımarabiliriz bence biraz, "ama bekarlığa vedama da kaslı, errrkek dansçılar da çağıramayacaksam vedat, niye evleniyörüm yha ben?"... çok eğlenceli.

kadın diye evrimini tamamlamamış primatlar ile birlikte olursanız böyle olur. polonya da evlenenen arkadaşıma kız arkadaşının ailesine beraber gittik, ailesine geleneklerine göre bir düğün yapmak istiyoruz ne yapmamız lazım dedik. “resmî işlemleri biz yaparız paranız varsa kızımıza alyans alın yeterli” dediler.
lan bu gözü tokluk yüzünden tüm ailesine mücevher aldık, asil kadınlar ile yuva kurun bırakın şımarık primatların nesli tükensin.

kısa süreli bir durum... kına istenir, çeyiz istenir, altınlar takılar istenir... yapılırsa ne ala... ama evlenip de çoluk çocuğa karıştın mı ne şımarıklık kalır ne de bekarlık... koşuşturma içinde sıkıysa yap şımarıklığını. çocuğun altı temizlenecek, çocuğa süt verilecek, çocuk büyüdü okul devresi, hadi sonra ikinci çocuk... gel de şımar şımarabilirsen...

işte bunlar hep sosyolojik travma annem