1.
her üzüldüğümde anlamsız bir şekilde yürürken bulurum kendimi bir miktar da ağlak kfjdkjckd. sonra toparlanıp hiçbir şey olmamış gibi geri dönerim.
devamını gör...
2.
yürümenin ben de kafa dağıtıcı bir özelliği olduğunu düşünüyorum.
nedeni de bana göre sokakta dikkatimizi çeken çok etmen var. sokak kedileri, kaldırımlar, tabelalar vb.
nedeni de bana göre sokakta dikkatimizi çeken çok etmen var. sokak kedileri, kaldırımlar, tabelalar vb.
devamını gör...
3.
odun kırma versiyonu da vardır
devamını gör...
4.
birilerine dm'den yürümekse gerçekten kafanızı dağıtabilir hatta paramparça edebilir.
devamını gör...
5.
kafa dağıtmak, kendinle kalmak için güzel bir yöntemdir. ben de üzgün, kızgınsam yürürüm. hatta bazen kafamdaki şeyleri düşünürken bir bakarım buraya nasıl gelmişim derim.
devamını gör...
6.
yaşadığım yer bir site arkasında üç köy var totalde 5 km yürüyünce başladığım yere ulaşıyorum iç yolculuğum için mükemmel oluyor. yürümek bir meditasyon arkadaşlar
devamını gör...
7.
resmen hasret kaldım çok severim. yürümesini az kaldı zaten delirmek üzereyim.
devamını gör...
8.
yarın yapacağım eylem.
devamını gör...
9.
gece yarıları yapılması bir hayli hoş olan eylem.
devamını gör...
10.
mp3'e 'gözlerinin yeşilini özledim' atılarak arşa ulaştırılacak eylemdir.
devamını gör...
11.
enginlere sığmayıp taşan insandır
devamını gör...
12.
çok güzel dağılır o kafa hele hava da güzelse tadından yenmez.
devamını gör...
13.
kafa dağıtmak için yürümeye çıktım az sonra çok yalnızım diye ağlayacağım. kimse beni önemsemiyor tribine girdim. bir de haliyle yalnız çıkınca ve yürümeyi abartınca tek kelime konuşmamış olmak da beni yordu. kafa dağıtacaktık güyaaaa
devamını gör...
14.
bu başlığı okuduğum gün merakımı cezbetmiş, test etmek için başlattığım ve günlük rutinim olmuş, iyi ki dediğim alışkanlık.
benim gibi bir müddet hayatına yön vermek, durup dinlemek, dinlenmek, demlenmek, uyaranları(insan, mesguliyetler, neyi nicin yaptigimi bilmedigim sayisiz aktivite, kalabalık, her türlü gürültü) azaltmak, sadeleşmek ve yalnızca gerekenleri hayatına dahil etmek için geri çekilmiş, günlerini evde geçiren biri için, yön vermeye nereden başlayacağım ciddi bir sorunsaldı. ise tabi ki bedenle başlamak gerektiğini biliyordum, bedenimle bağ kurduğumda, yavasladigimda, cevremin bu yavaşlık ekseninde farkına vardığımda sahi daha önce gorunur olmayan çok şeyin berraklastigini, neyi niçin istediğimin, yaptığımın netleştiğini goruyordum. bunun için gün ve gece olmak üzere kendime iki setlik maks. 1 saat olmak uzere egzersiz setleri ayarladım.
fakat bir şey eksikti, kendimi bir türlü sokağa nasil atacagimi, o çok sevdiğim rüzgarda, güneşte, hava her nasılsa onun tadını çıkararak yürümek gibi basit bir seyi nasil becerecegimi bilmiyordum. kendimi buna "ikna edemiyordum". haliyle de surekli ayni kapali ortamda bulunan bedenim bir yerden sonra kisir donguye giriyor, eski dusunme ve fiziksel aliskanliklarina geri donuyordu. tam bu sancı ile kıvranırken burada bu başlığı gördüm ve tabiri caizse kafamda bir ampul yandı. evet ya, dedim. gerekçe, gorev, rutin olması gerekmiyor. kafa dağıtmak için yürümek, harika bir olay. çünkü 10 dakika bile dışarı çıkıp gezdirsen bu bedeni, o an içeride sıkışmış enerji açık hava ile temas edip sirkule oluyor, serbest kalıyor, eskiyi atıyor, yeniyi alıyor, ferahliyor, temizleniyor, rahatlıyor. bunu bir haftadan fazladır sürdürüyorum. ve her defasında başka bir şey keşfediyorum. bir gün ilgimi gündelik hayatın sıradan sesleri, görüntüleri, rutinleri cekiyor(dukkan çeşitleri, açılması, sait faik'in durum öyküsü görüntüleri gibi kesitler), bir gün çeşitli ağaç yaprakları, diğer gun bulutlar, bir gun çocuklar, öbür gün başka bisey. bu tazelik sadece hareket eden bedenin geniş, açık ve devingen alanda bulduğu huzur değil, aynı zamanda duyusal bombardimanin da sadelesmesi demek oluyor, belirli bir ilgi noktasinda odak.
o gün sahiden melankolik ya da ofkeliysem, ya da cok mutluysam, adımlarım ve duruşum, yuruyusum de ona göre şekilleniyor. kulağımda dokunakli bir müzik, başım önümde aglaya ağlaya, iç çeke çeke yürüdüğüm de oluyor, gümbür gümbür, enerjik bir ritmle kararlı, güçlü adımlarla yürüdüğüm de, dans eder gibi kivrila kivrila, neşeyle yürüdüğüm de. her bakimdan sifa, her bakimdan lezzetli, dinlendirici ve tazeleyici. her kaç dakika ise o yürüyüşten sonra eve döndüğumde bilincim asla eskisi gibi olmuyor.
benim gibi bir müddet hayatına yön vermek, durup dinlemek, dinlenmek, demlenmek, uyaranları(insan, mesguliyetler, neyi nicin yaptigimi bilmedigim sayisiz aktivite, kalabalık, her türlü gürültü) azaltmak, sadeleşmek ve yalnızca gerekenleri hayatına dahil etmek için geri çekilmiş, günlerini evde geçiren biri için, yön vermeye nereden başlayacağım ciddi bir sorunsaldı. ise tabi ki bedenle başlamak gerektiğini biliyordum, bedenimle bağ kurduğumda, yavasladigimda, cevremin bu yavaşlık ekseninde farkına vardığımda sahi daha önce gorunur olmayan çok şeyin berraklastigini, neyi niçin istediğimin, yaptığımın netleştiğini goruyordum. bunun için gün ve gece olmak üzere kendime iki setlik maks. 1 saat olmak uzere egzersiz setleri ayarladım.
fakat bir şey eksikti, kendimi bir türlü sokağa nasil atacagimi, o çok sevdiğim rüzgarda, güneşte, hava her nasılsa onun tadını çıkararak yürümek gibi basit bir seyi nasil becerecegimi bilmiyordum. kendimi buna "ikna edemiyordum". haliyle de surekli ayni kapali ortamda bulunan bedenim bir yerden sonra kisir donguye giriyor, eski dusunme ve fiziksel aliskanliklarina geri donuyordu. tam bu sancı ile kıvranırken burada bu başlığı gördüm ve tabiri caizse kafamda bir ampul yandı. evet ya, dedim. gerekçe, gorev, rutin olması gerekmiyor. kafa dağıtmak için yürümek, harika bir olay. çünkü 10 dakika bile dışarı çıkıp gezdirsen bu bedeni, o an içeride sıkışmış enerji açık hava ile temas edip sirkule oluyor, serbest kalıyor, eskiyi atıyor, yeniyi alıyor, ferahliyor, temizleniyor, rahatlıyor. bunu bir haftadan fazladır sürdürüyorum. ve her defasında başka bir şey keşfediyorum. bir gün ilgimi gündelik hayatın sıradan sesleri, görüntüleri, rutinleri cekiyor(dukkan çeşitleri, açılması, sait faik'in durum öyküsü görüntüleri gibi kesitler), bir gün çeşitli ağaç yaprakları, diğer gun bulutlar, bir gun çocuklar, öbür gün başka bisey. bu tazelik sadece hareket eden bedenin geniş, açık ve devingen alanda bulduğu huzur değil, aynı zamanda duyusal bombardimanin da sadelesmesi demek oluyor, belirli bir ilgi noktasinda odak.
o gün sahiden melankolik ya da ofkeliysem, ya da cok mutluysam, adımlarım ve duruşum, yuruyusum de ona göre şekilleniyor. kulağımda dokunakli bir müzik, başım önümde aglaya ağlaya, iç çeke çeke yürüdüğüm de oluyor, gümbür gümbür, enerjik bir ritmle kararlı, güçlü adımlarla yürüdüğüm de, dans eder gibi kivrila kivrila, neşeyle yürüdüğüm de. her bakimdan sifa, her bakimdan lezzetli, dinlendirici ve tazeleyici. her kaç dakika ise o yürüyüşten sonra eve döndüğumde bilincim asla eskisi gibi olmuyor.
devamını gör...