kağıdını göstermeyen şerefsiz arkadaş

bu güzide arkadaşlarımız derste tuttukları notları da paylaşmayı sevmezler. sınav zamanı peşlerinde koşturturlar.

benimdir, ben derstte not tutucam sen arkada yatarken yada telefon ile oynarken, sınav günü oturup kaç saat ders çalışcam sen foşur foşur yatarken sonra da sana yardım edicem oldu ? millet benden kopya çekmesin diye hoca beni kendi masasına oturttururdu, hey yavrum hey ne günlerdi.

bedavadan üniversite okumaya çalışan gereksiz tiplerin yersiz serzenişi.

bizim de not tutmadığımız zamanlar oldu ama gidip adam gibi dersimizi dinleyip geçtik sınavları. ha sen önceden not verdiğin ve arkadaşın ihtiyacın olduğunu bildiği halde not vermiyorsa bu gerçekten şerefsizce sayılabilir ama sınavda kağıdını göstermiyor diyen adam muhtemelen üniversiteyle ilgisi olacak en son kişidir. sınavda kağıt göstermek ne lan? sakın gelip de 65 yaş üstü kitle geleceğimizi çalıyor demeyin; siz okul sıralarında başlamışsınız milletin emeğini çalmaya.

ayrıca bugüne kadar kopya verdiğim arkadaşlarımdan bile kopya almadım mq. aslında yapabilirdim. ticari açıdan bakınca geri ödeme almış olacağım sonuçta alt tarafı swh. benim için mesele birinin emeğini çalmayı geçtim; kendim yapamadığım bir şeyi başkasından kopya çekerek yapmanın beni deli etmesi. insanlar bunu nasıl rahatça yapabiliyor anlamış değilim.

korkuyor olma ihtimali yüksektir. zira yanında oturan çalışmayan onun ders çalışmak yüzünden mahrum kaldığı her şeyi yapabilen arkadaşı için kendisini riske atması mantıklı bir hareket olamaz. ama yine de bunların kağıdını gösterenleri daha makbuldür.

o sınavdan sonra. kemerle giriştiğimiz olurdu lise de iken. lise kavgası bile özeldi be. gece gece aklıma geldi. ah yine mi keder.

doğrusunu yapan arkadaştır. göstermemesi gerekir.

kopya çekmeyi normal karşılarsanız; papua yeni gine kinası paramızın 6,6 katı, kıyma 1000 tl/kg olur. bunların ilişkisini kuramayıp, "neden böyle oldu ya?" diye sormaya devam edersiniz.

benimdir. it gibi çalışmışım sınava sana mı göstereceğim. bu şerefsizlikse en büyük şerefsiz benim.

kendisi eşek gibi çalışmaktan sabahlamışsa ve kağıdına bakmak isteyen arkadaşı da çalışmak yerine tv, müzik, kafe, arkadaşlar vs gibi daha cazip(?) alanlara yönelmişse, gayet normal ve insani sınırlar içerisinde bir davranıştır.

şerefsiz değildir, çalışkan ve emek vermiş arkadaştır.

söz verdiyse ve göstermediyse.. hayda rinnaağğ rinna rinnna rinnayy

hayatım boyunca tek bir kez bile kopya çekmedim, bulunduğum noktaya kadar her adımda emek harcadım.
kağıdı göstermemek şerefsizlik değil, size asıl şerefsizliği anlatayım*

ortaokul denemesi, yan sıramdaki çocuk artık aşmış direkt geçiriyor benim kitapçıktan. bir uyardım iki sabrettim. sonra bir gün kitapçıkta yanlış şıkları bilerek işaretleyip cevap anahtarına doğruları kodladım. sınavın açıklandığı gün ilk 5te adını göremeyen çocuğun ebleh ifadesi ve bundan aldığım keyif hala neşelendirir beni.

kopya çekmek, hem etik dışı hemde bir tür hırsızlık ve bilinçli aldatma eylemidir. yani evrensel bir çok insani değere aykırıdır. bir suç işleyene, işlemek isteyene, yardım ve destek vermek, hukuken aynı suça ortak olmak demektir. şimdi tüm bu değerler ve gerçekliğe karşın, kopya yardımında bulunmayanı şerefsiz, kopya çekeni sevimli ve şerefli mi saymamız gerektiğini savunuyorsunuz..
sanırım etik değerler ve erdem konusunda yeniden düşünmelisiniz. tüm öncekileri de unutarak..!

kopya konusunda şunu dicem herkese verilmemeli! ‘herkese’ . sınavlar bitince bir de notları açıklama telaşı heycanı başlar hoca sınıfta 100 aldığımı demişti sınıftaki kötü kalpliler sınıfın ortalamasını yükseltiyorsunuz çan sistemi falan ağliyorlar hatta iyice kudurup kopya muamelesi yapmışlardı kanıtlayın demiştim 20dk sınavı 5dk bitirip vermiştim hiç birini takmamıştım sizden bana ne deyip geçmiştim

3 4 sınavda gösterdim diye gerizekalı borçluyum sanmıştı.

kopyayla bir yere gelen kişiler bugünün yandaş kontenjanından haketmediği makama gelen kişileri. bir farkları yok. herkes imkanını bulduğu kadar çalar.

kendisi afedersiniz ama it gibi çalışmıştır. kağıdını göstermemesi gayet doğaldır. şerefsiz gibi ciddi ithamları daha ciddi durumlarda kullanmanızı şahsen öneririm.

hayatım boyunca hep kağıdımı gösterdim. mecazen de kullanıyorum bunu. iş yerinde de yardımcı oldum, sosyal hayatta da yardımcı oldum, okulda da her yerde. bence bunlar çok komik ve saçma ayrıntılar. kimse kopya çektiği için başarılı olmaz. birileri ona destek olduğu için olur. bunun ayrımına varabilenlere yardımcı oldum hep. hiçbir zararını da görmedim. çünkü benden eksilten bir şey değil.

ek: bu göstermeme krizine giren arkadaşlar sınıfta birilerinin ödevi yapmadığını biliyorsa "hocaaaaaammmm ödev vardııııııı" diye bir tribe de girer mesela. ne gerek var? al sözlüne 100 verdi hoca artık microsoftun ceosu olabilirsin.

üniversite üçüncü sınıfta, en baba dersimizin finalinde bölüm birinciliğine oynayan elemana beş sorunun dördünü yazdırdım. bire bir yazdırdım. bir sorunun bir şıkkını da o bana yazdıracaktı. o şıkkı çözemezsem sorunun diğer şıklarını da çözemiyordum. sınav kağıdını verdi gitti. ben 84 aldım. o 100 aldı.
bunun için kavga edilir mi? edilmez. intikamı alınmadan bırakılır mı? bırakılmaz.
kavga etmedim. sınav sonucu kalite bir küfür ettim. ettiğim küfrün edimini de iki yıl sonra yerine getirdim.

iyi yapıyordur.
lisede bir arkadaşım ısrarla "çekil de göreyim" diye sırtıma vurdu durdu. "dur yapayım hepsini, çekileyim tık tık işaretle hepsini geç" dememe rağmen aynısını yapmaya devam etti. sinirlendim bağırdım, 100 aldığım sınavdan o çocuk yüzünden 0 almıştım. asıl şerefsiz onlar işte

kimse sizinle emeğini bölüşmek zorunda değil. insanlar belirli bir yere gelmek için sürekli çaba harcamalı ve vakit ayırmalıdır. başka birinin hayatından ettiği feragatın üstüne oturamazsınız.

hayatta her şey bir tercih. siz eğlenmeyi seçiyorsanız, çalışanın alacağı skorda gözünüz olmamalı.