kale çizgisine paralel giden top

kimileri için yürekleri ağza getiren, tir tir titreten, kimileri içinse heyecandan kalp sektesi geçirecek hale getiren olaydır. bakış açısına ve desteklediğiniz takımın olay esnasındaki konumuna göre değişiklik gösterir duygu durumu.

futbolda bolca kullanılan deyimlerden bir tanesidir “ topun canı var.” bu, futbol oynayan ya da izleyen insanların çok aşina olduğu bir kullanımdır. bazen bu bir benzetme olmaktan çıkar ve somut bir gerçekliğe dönüşür.

ceza sahasına sol ya da sağ çaprazdan giren oyuncu topu kalecinin altından yumuşakça ya da allah ne verdiyse ayarında bir sertlikle kaleye doğru yolladığında topun kale çizgisine doğru olan yolculuğu kaptan tsubasa’nın şutlarının gidişini aratmaz. birkaç saniyelik mesafe sanki günler gibi geçer.

işte bazı durumlarda o top kale çizgisine paralel bir şekilde gidip çizgiyi geçmemeye karar verir. bu karar anı maçı izleyen binlerce insan için geçmek bilmeyen saniyelere denk gelir. top kaleyi geçsin diye ekran karşısında hamle yapanlardan “ lan, lan, lan” diye gerginlik belirtenlere kadar yüzlerce farklı tepkiye şahit olunabilir bu anda.

ama işte o an büyük bir başarı ile tam bir başarısızlık arasındaki ince ayrımdır. gol olursa şutu çeken anın kahramanı, eğer gol olmazsa tam bir kazma olacaktır. çünkü kaleye gitmeyen o top ya kaleden çok uzağa gidecek ya da taca çıkacaktır.

kaleye paralel giden toplar cümlemizden uzak olsun.

dünyadaki en uzun zamanı yaşatan dilim.

en ifrit olduğum olaylardan biri. ben bu olay özelinde değil bunun hayattaki tezahürlerine ayarım. benim hayatımda belirsizliklere yer yok ya girersin içeri gol olursun ya da çıkarsın dışarı o saniyelik muamma bile çıldırtmaya yeter.
t:topun g.tü başının ayrı oynaması durumu.

ortasahanin kendi yarı alanına bakan diliminde kendi ekseni etrafında dönen futbolcunun kanat bindirmesi yapan takım arkadaşına verdiği pasın istikameti.
fuiyy ne tanım yaptım be. terledim yeminle.