#ödüllü filmler
orijinal adı: don't look now
yönetmen koltuğunda nicolas roeg'ın yer aldığı 1973 yapımı psikolojik gerilim ve gizem filmidir.
laura ve john baxter isimli kahramanların trajik biçimde kızlarını kaybetmeleri ile başlayan film, pisişik yetenekleri olan bir kadının laura ve john'un ölmüş kızlarını görebildiğini söylemesi üzerine gizemli bir öyküye evriliyor.
yönetmen koltuğunda nicolas roeg'ın yer aldığı 1973 yapımı psikolojik gerilim ve gizem filmidir.
laura ve john baxter isimli kahramanların trajik biçimde kızlarını kaybetmeleri ile başlayan film, pisişik yetenekleri olan bir kadının laura ve john'un ölmüş kızlarını görebildiğini söylemesi üzerine gizemli bir öyküye evriliyor.
yönetmen:
nicolas roeg
oyuncular:
julie christie
donald sutherland
adelina poerio
hilary mason
nicholas salter
sharon williams
ann rye
nicolas roeg
oyuncular:
julie christie
donald sutherland
adelina poerio
hilary mason
nicholas salter
sharon williams
ann rye
*bafta film ödülü (1974) / en iyi görüntü yönetmeni: anthony b. richmond
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "dahlvier" tarafından 12.11.2022 20:22 tarihinde açılmıştır.
1.
70'ler sineması ve venedik... ve "veni, vidi, vici"
1973, birleşik krallık ve italya yapımı korku, drama ve gizem filmidir. başrollerinde
julie christie ve donald sutherland vardır. yönetmenlik koltuğunda nicolas roeg oturmaktadır. ingilizce dilinde bir filmdir ağırlıklı olarak ama bazı diyalogları italyancadır. filmde dedektif longhi karakterini canlandıran renato scarpa, hiç ingilizce bilmemektedir ama repliklerini ezberleyip ingilizce konuşmuştur yer aldığı sahnelerde ve bu da bu karaktere sinsi bir boyut katar. çok çeşitli sahnelere sahip bir yapıttır. bu tür bir filmden beklenmeyecek uzunlukta bir erotik sahnesi vardır ki burada filmin orijinal adı olan don't look now'ı anmak isterim; yani çocuklarınız veya cıbıldak karakterlerin sevişme sahnelerini izleyemeyen kişiler olursa yanınızda, filmin bu kısmında onlara "sen gözlerini kapa." diyebilirsiniz.
ebeveynlerin yaşayabileceği belki de en trajik olayla açılır film. yapımın biraz ilerisinde artık o anne ve baba, yani laura ve john baxter yas dönemini atlatmış görünmektedirler ama özellikle laura keder duygusundan kurtulamamıştır.hilary mason'ın oynadığı psişik yetenekleri olan heather ise burada yardıma koşar. laura'ya, ölen kızını "gördüğünü" ve onun çok mutlu olduğunu aktarır bu gaipten haber verebilen karakter. laura artık mutlu bir kadındır ama kocası katı bir mantıkçıdır ve bunlara inanmaz. filmin tüm konusunu anlatmayacağım elbette ki ama senaryosunun yeterince ilginç olduğunu söyleyebilirim. 70'ler sinemasını seviyorsanız bu filmi sevmemeniz için bir sebep bulamıyorum açıkçası.
venedik'i adeta gezip, görüp, keşfederiz bu eseri izlerken. yener/fetheder miyiz bilmem. julius sezar'ın reenkarne haliyseniz siz belki yapabilirsiniz bunu, keheh. yani, demem o ki, bu filmde cidden de venedik'in tüm güzelliklerini görürüz ve büyüsüne kapılırız. iç aydınlatan gündüz sahneleri kadar, insanı geren ve huşu içinde bırakan gece sahneleri de vardır film boyunca. nefis bir deneyim, gerçekten. bundan mahrum kalmamalısınız! bir kilise dışında, iç mekan sahnelerinde kullanılan öyle "vaov" dedirtecek bir bina yok ama olsun. venedik'in o meşhur sokakları yeter. o bahsettiğim, restore edilmekte olan kilisedeki bir sahnede ciddi anlamda tedirgin oldum zira donald sutherland orada tehlikedeymiş gibiydi gerçekten. elbette korkmadım zira kiefer sutherland'in babasının hala hayatta olduğunu biliyorum. haha. uzun ömürler dilerim kendisine. adamdaki karizma kimsede yok cidden ve buradaki oyunculuğu da gayet iyi.
sanatsal olarak bakarsak da filmin epey doyurucu olduğu kanısındayım. mesela, john'un karısını gördüğünü sandığı, venedik kanallarındaki tekne sahnesinin filmin sonuna bağlanması ciddi anlamda zekice ve müthiş. spoiler versem mi daha fazla?.. veriyorum... veriyorum... veriyorum... vermedim gitmedi! vermem, oğlum/kızım. belki izlemek istersiniz ve bazı şeyleri kendin keşfetmen daha güzeldir. bana böre böyle bu, en azından.
eserin sonuna geldiğimizde ise dramatik ve hazin bir müzik eşliğinde, siyah teknelerin geçmesi bir hayli dokunaklı olmuş.
deniz çok güzel gelsenize!!!
yok lan öyle demeyecektim... venedik bir harika dostum! mutlaka gelin buraya!.. internette sörf, venedik'te... öff... neler saçmalıyorum ben. yani işte film güzel; vapurlar filan...
1973, birleşik krallık ve italya yapımı korku, drama ve gizem filmidir. başrollerinde
julie christie ve donald sutherland vardır. yönetmenlik koltuğunda nicolas roeg oturmaktadır. ingilizce dilinde bir filmdir ağırlıklı olarak ama bazı diyalogları italyancadır. filmde dedektif longhi karakterini canlandıran renato scarpa, hiç ingilizce bilmemektedir ama repliklerini ezberleyip ingilizce konuşmuştur yer aldığı sahnelerde ve bu da bu karaktere sinsi bir boyut katar. çok çeşitli sahnelere sahip bir yapıttır. bu tür bir filmden beklenmeyecek uzunlukta bir erotik sahnesi vardır ki burada filmin orijinal adı olan don't look now'ı anmak isterim; yani çocuklarınız veya cıbıldak karakterlerin sevişme sahnelerini izleyemeyen kişiler olursa yanınızda, filmin bu kısmında onlara "sen gözlerini kapa." diyebilirsiniz.
ebeveynlerin yaşayabileceği belki de en trajik olayla açılır film. yapımın biraz ilerisinde artık o anne ve baba, yani laura ve john baxter yas dönemini atlatmış görünmektedirler ama özellikle laura keder duygusundan kurtulamamıştır.hilary mason'ın oynadığı psişik yetenekleri olan heather ise burada yardıma koşar. laura'ya, ölen kızını "gördüğünü" ve onun çok mutlu olduğunu aktarır bu gaipten haber verebilen karakter. laura artık mutlu bir kadındır ama kocası katı bir mantıkçıdır ve bunlara inanmaz. filmin tüm konusunu anlatmayacağım elbette ki ama senaryosunun yeterince ilginç olduğunu söyleyebilirim. 70'ler sinemasını seviyorsanız bu filmi sevmemeniz için bir sebep bulamıyorum açıkçası.
venedik'i adeta gezip, görüp, keşfederiz bu eseri izlerken. yener/fetheder miyiz bilmem. julius sezar'ın reenkarne haliyseniz siz belki yapabilirsiniz bunu, keheh. yani, demem o ki, bu filmde cidden de venedik'in tüm güzelliklerini görürüz ve büyüsüne kapılırız. iç aydınlatan gündüz sahneleri kadar, insanı geren ve huşu içinde bırakan gece sahneleri de vardır film boyunca. nefis bir deneyim, gerçekten. bundan mahrum kalmamalısınız! bir kilise dışında, iç mekan sahnelerinde kullanılan öyle "vaov" dedirtecek bir bina yok ama olsun. venedik'in o meşhur sokakları yeter. o bahsettiğim, restore edilmekte olan kilisedeki bir sahnede ciddi anlamda tedirgin oldum zira donald sutherland orada tehlikedeymiş gibiydi gerçekten. elbette korkmadım zira kiefer sutherland'in babasının hala hayatta olduğunu biliyorum. haha. uzun ömürler dilerim kendisine. adamdaki karizma kimsede yok cidden ve buradaki oyunculuğu da gayet iyi.
sanatsal olarak bakarsak da filmin epey doyurucu olduğu kanısındayım. mesela, john'un karısını gördüğünü sandığı, venedik kanallarındaki tekne sahnesinin filmin sonuna bağlanması ciddi anlamda zekice ve müthiş. spoiler versem mi daha fazla?.. veriyorum... veriyorum... veriyorum... vermedim gitmedi! vermem, oğlum/kızım. belki izlemek istersiniz ve bazı şeyleri kendin keşfetmen daha güzeldir. bana böre böyle bu, en azından.
eserin sonuna geldiğimizde ise dramatik ve hazin bir müzik eşliğinde, siyah teknelerin geçmesi bir hayli dokunaklı olmuş.
deniz çok güzel gelsenize!!!
yok lan öyle demeyecektim... venedik bir harika dostum! mutlaka gelin buraya!.. internette sörf, venedik'te... öff... neler saçmalıyorum ben. yani işte film güzel; vapurlar filan...
devamını gör...