1.
sam raimi isimli aşmış yönetmenin 1992 çıkışlı korku/komedi filminin türkçe ismidir; filmin orijinal ingilizce ismi army of darkness'tır. esasen bu film bir üçlemenin son filmidir: sırasıyla, the evil dead (1981), the evil dead ii (1987) ve bu film. belirtmek gerekir ki bu "franchise"a, 2013'te gösterime giren evil dead de dahildir ve 2023'te de evil dead rise eklenecektir ama bunların yönetmeni farklıdır. yani siz isterseniz buna bir film 5'lemesi (şimdilik) de diyebilirsiniz.
the evil dead (şeytanın ölüsü) saf bir korku filmidir. belki kimisini güldüren bir yapım olabilir bu 1981'de gösterime giren film ama amaç ve niyet bu değildir kesinlikle. the evil dead ii (türkçeye vahşet diye çevrilmiş) ise yer yer korkunç ve rahatsız edici olsa da hasta ruhlu bir komedi filmidir de; korku-komedi diyebiliriz yani bu filme. aşırı absürt bir filmdir bu. filmdeki henrietta karakteri unutulamaz!
şimdi gelelim serinin 3. filmine, yani burada tanıtmamın beklendiği yapıma. karanlığın ordusu, ağırlıkla bir orta çağ parodisi sunan mahiyette bir korku-komedi filmidir. serinin ikinci filminden farklı olarak, burada komedi unsuru çok daha baskındır. yani bu filmi izlerken rahatsız olan kişiler deyim yerindeyse korku filmi alerjisi olan kişiler olabilir yalnızca.
bruce campbell, ashley 'ash' j. williams tiplemesiyle yine seyircilerine eğlenceli zamanlar yaşatıyor bu yapıtta. parodik bir eserden bekleneceği üzere bolca abartılı sahne süslüyor bu matrak filmi. peter jackson'ın braindead (dead alive) filmiyle aynı senede çıkmış bir film bu ve ikisi de cidden eksantriklik ve gülmekten yerlere yatırıcılıkta birbirlerinin sıkı rakipleri.
pratik efektleri, stop motion tekniğiyle hareketlendirilmiş iskeletlerdeki animatik ustalığı, üzerinde büyük emek harcandığı belli olan sahneleri, bu büyük tutkuyla yapılmış filmi ayrıcalıklı yapıyor. 90'lar sinemasında yaygınca rastladığımız gibi bol kontrastlı bir görselliği olan bu yapıt, 90'ların karanlık sinemasını kahkaha attıran bir form ve içerikle biz izleyicilerine sunuyor.
"gönderme" şeysinden bahsetmeyi pek sevmem eser eleştirisi yazılarımda ama gulliver'in gezileri göndermesinden bahsedebilirim burada, zira bunu kimse tartışmaz sanıyorum. aklıma monty python da geldi ama burada bariz bir göndermeden bahsedemem zira orta çağ mizahı yapan her eserin mp'ye gönderme yaptığını söylemek bana göre abes ve yanlışlığa meyilli bir tespit olur.
eğer hala izlemediyseniz bu filme mutlaka bir şans verin derim.
the evil dead (şeytanın ölüsü) saf bir korku filmidir. belki kimisini güldüren bir yapım olabilir bu 1981'de gösterime giren film ama amaç ve niyet bu değildir kesinlikle. the evil dead ii (türkçeye vahşet diye çevrilmiş) ise yer yer korkunç ve rahatsız edici olsa da hasta ruhlu bir komedi filmidir de; korku-komedi diyebiliriz yani bu filme. aşırı absürt bir filmdir bu. filmdeki henrietta karakteri unutulamaz!
şimdi gelelim serinin 3. filmine, yani burada tanıtmamın beklendiği yapıma. karanlığın ordusu, ağırlıkla bir orta çağ parodisi sunan mahiyette bir korku-komedi filmidir. serinin ikinci filminden farklı olarak, burada komedi unsuru çok daha baskındır. yani bu filmi izlerken rahatsız olan kişiler deyim yerindeyse korku filmi alerjisi olan kişiler olabilir yalnızca.
bruce campbell, ashley 'ash' j. williams tiplemesiyle yine seyircilerine eğlenceli zamanlar yaşatıyor bu yapıtta. parodik bir eserden bekleneceği üzere bolca abartılı sahne süslüyor bu matrak filmi. peter jackson'ın braindead (dead alive) filmiyle aynı senede çıkmış bir film bu ve ikisi de cidden eksantriklik ve gülmekten yerlere yatırıcılıkta birbirlerinin sıkı rakipleri.
pratik efektleri, stop motion tekniğiyle hareketlendirilmiş iskeletlerdeki animatik ustalığı, üzerinde büyük emek harcandığı belli olan sahneleri, bu büyük tutkuyla yapılmış filmi ayrıcalıklı yapıyor. 90'lar sinemasında yaygınca rastladığımız gibi bol kontrastlı bir görselliği olan bu yapıt, 90'ların karanlık sinemasını kahkaha attıran bir form ve içerikle biz izleyicilerine sunuyor.
"gönderme" şeysinden bahsetmeyi pek sevmem eser eleştirisi yazılarımda ama gulliver'in gezileri göndermesinden bahsedebilirim burada, zira bunu kimse tartışmaz sanıyorum. aklıma monty python da geldi ama burada bariz bir göndermeden bahsedemem zira orta çağ mizahı yapan her eserin mp'ye gönderme yaptığını söylemek bana göre abes ve yanlışlığa meyilli bir tespit olur.
eğer hala izlemediyseniz bu filme mutlaka bir şans verin derim.
devamını gör...