1.
şimdi çıkan karikatür dergilerine bakıyorum da sadece argoca bir tarz hakim nerede mizah nerede düşünce aynı zamanda islamiyeti de karalıyor
devamını gör...
2.
eski tadı kalmadı bunun da..
devamını gör...
zaman zaman siyasetçileri iğnelemek için yayınlanan, gazete ve dergilerdeki mizahi resimler.
devamını gör...
çizim - çizgi sanatıdır. zeka ve yeteneğin harmanlanmasıyla meydana gelen bir sanat olması sebebiyle her kişinin yapabileceği veya anlayabileceği türden değildir.
ilgilenirim, severim.
devamını gör...
izahı olmayan şeyin mizahı olur sözünde bahsedilen mizahın yansımalarından birisidir. bu alanın en iyilerinden birisi de yiğit özgür'dür.
devamını gör...
(bkz: cem yılmaz)
devamını gör...
resimli komedi sanatı.
devamını gör...
son zamanlarda telif davalarına konu olan çizimler. ilaveten (bkz: erdil yaşaroğlu) (bkz: selçuk erdem)
devamını gör...
insan ve toplumla ilgili olayları konu alarak, düşündürücü ve güldürücü çizimlerle yapılan sanattır.
devamını gör...
insan hayatında trajik olan bazı durumların çizime yansımasıyla durumun trajikomik hale gelmesini sağlayan çizim sanatıdır. birçok karikatürde kendi yaşanmışlığımızı görüyoruz, bu yüzden ilginç ve çekici geliyor. gayet sıradan bir olayın karikatürize edilmiş halini gördükten sonra karikatür okumaya ilgim artmıştı. insana farklı bir bakış açısı ve mizah anlayışı kazandırıyor.
devamını gör...
kavram olarak ilk kez 17.yy'a rastlıyor kullanılması. sözcük olarak ise ilk olarak mosini'nin, annibale carracci'nin bologna portrelerini tanıtmak için kullanılmış. sevgili mosini, bunları çok abartılı bulduğu için, caricare kelimesini biraz türetmiş ve caricatura, yani abartmak kelimesini kullanmış. bu sözcüğü ise italyan barok mimar, heykeltıraş, usta, büyük efendimiz sevgili gian lorenzo bernini, fransa'da kullanarak oldukça tanınır bir hale getirmiş.
devamını gör...
insan zihninin oluşturma/tasarlama ve hayal etme (ki ikisi ayrı şeylerdir) dürtülerini besleyen oluşumdur.
bu iki olgu genelde teoriden pratiğe geçse de ihtiyaç halinde tersine hareket pratikten teoriye geçişi de kolaylaştırır. bu nasıl olur? sorun/durum pratikte karşımızdayken bu duruma olası (ki bunlar yanlışta olabilir) çözüm/leri "kafada tasarlayarak" pratiğe dökmeye yani pratik-teori ve tekrar pratik şeklinde bir döngüye girmesine yol açar. bu yönüyle değerlidir.

sergen yalçın'ın "ben golleri/pozisyonları aklımda tasarlar sonra çizer ve sonrasında da gerçekleştirirdim" tadında ki açıklaması en popüler ve net örneğidir.

teknolojiyle ortadan kalktı mı?
teknolojiyle buluştuğu noktada ise doğuda anime, batıda ise çizgi film ve animasyon olarak karşımıza çıktı. böylece hem bebek/çocuk/gençlere bilgi aktarımı ve hayal gücü gelişimlerine genelde yeterli/yetersiz bir besleme ortamı yarattı. buna ek olarak ise gerçek oyuncularla çekim imkanı ama maddi ama teknik yetersizliklerden dolayı pek mümkün olmayan alanları dizi/film/sinema vb. alanlarına kazandırdı. tamda bundandır ki çoğu anime/animasyonun filmleri genelde pek başarılı olamadı..çünkü bi yerde sonsuz özgürlük imkanı olan sahneler/renkler ve özgürlük alanı varken, gerçekte hangi teknoloji olursa olsun o kadar imkan yok... bu 2 durum arasındaki fark gün geçtikçe kapanmakta ancak hala tam olarak kesiştikleri söylenemez. hatta diğer bir durum ise söz konusu yakınlaşma aslında "bilgisayar üzerinden çizim" halini alarak aslında karikatürün gerçek oyunculara dahil olması şeklinde bile okunabilmektedir.


ülkemizde durum nedir?
islamiyet'in toplumun genel-geçerinde ve sünnilik ekseninde "ana akım" hale gelmesiyle resim-heykel gibi alanlarda görece geri kalınmıştır. ancak bu duruma muhalif "minyatür" ve geç dönem osmanlı'da karikatür olarak "saman alevi" şeklinde görüldüğünü iddia etmek çok yersiz durmamaktadır. cumhuriyet'in belirli alanlarda olumsuz eleştiri konusu olan modernleşme hareketi ise bu sanat alanında da kendini göstermiştir. bunun sonucunda erken dönem cumhuriyet döneminde başat sanatlardan olan opera-bale ve resimin gölgesinde görece kalmıştır.

söz konusu durum, 1946 yılından itibaren siyasi hiciv eksenli bir karikatürizm akımı ülkede kendine geniş yer tutacak ve bu durumun ortaya çıkmasında sabahattin ali, rıfat ılgaz, aziz nesin, mustafa uykusuz emekleri bu sanatın tarihinde önemli bir yer tutacaktır. diğer bir kırılma ise 1972 yılında gırgır yani oğuz aral önderliğinde oluşacak ve satış rekorları kırılacaktır. burada hemen belirtilmesi gerekir ki bu durumun ortaya çıkmasında dolaylı/doğrudan ortaoyun ve hacivat-karagöz ikilisinin/oyunun etkisinden beslendiklerini iddia etmek çokta küt durmamaktadır.

burada bir soluklanmak gerekirse cumhuriyet dönemi mizah yazarları bir şekilde karikatür dergilerinde ama çizer/yazar olarak ama söz konusu çalışanların "arkadaşı/dostu" olarak etkileşim içerisinde olacaktır. dolayısıyla bu açıdan bakılacak olursa dönemin komedi anlayışını bir kuş olarak betimlersek bir kanadı "tiyatro" diğer kanadı ise "karikatür" şeklinde betimlemek çok da yanlış görünmemektedir.

söz konusu başatlık 2000'li yıllarda da devam ederek, "bölünerek" çoğalan haftalık/aylık dergiler, bunların yazar/dergi merkezinde "tüm eserler" ya da "yıllıklar" olarak kitaplaştırılması ile kendi yaşamını sürdürecektir. bu dönemde sanırım son komedi-mizah başatlığını ya da beslemelerini iki örnek üzerinden örneklendirmek mümkün görünmektedir: 1. cem yılmaz, 2.ne kadar komik olduğu tartışmalı olsa da hasan kaçan..

burada bir daha soluklanmak gerekmektedir. 2000 sonrasında başta malum kişi ile davalıklar bir yana (onlara yapacak bir şey ne yazık ki pek olmadı) söz konusu yazarlarda ustalarına kıyasla "son gece sabahlamaları", "bok-meme esprileri", "yeniliğe karşı duruşları", "ülkedeki ekonomik sorunlar" neticesinde sığlık seviyesine inmektente geri durmamışlar ve hatta kendi aralarında ama "ego" ama "ekonomik" çekişmeleri/sorunları neticesinde gün geçtikte çoğalan-dağılan bir yapıda bulunmuşlardır. bu arada reklam işleri yapanlardan, salih memecan'ın bizimcity ve limon ile zeytin gibi gazete-tv işleri ve başta grafi 2000 sitesi denemesi, aynı ekibin kafalardan-kral şakir'e geçişi ya da gürcan yurt'un destere sinema senaryo denemesi, serkan altuniğne'nin recep ivedik senaryolarını, maide'nin altın günü
senaryosu, sucu kamil senaristliği vb.. yazması gibi örneklerde bulunmaktadır. aslında söz konusu baskının getirdiği dönüşümü salih memecan'ın ve grafi 2000 işlerinde bile görmek mümkündür. ... süreç en sonunda erdil yaşaroğlu ve telif işlerine kadar dayanmıştır.*

peki tüm bu başarılı/başarısız denemelere rağmen neden/nasıl hala kendini geliştiremediklerini-yenileyemediklerini iddia ediyorum?
bakıldığında birbirini tekrarlayan espri düzeylerinden, parçalanarak çoğalmalarından, teknolojiye ayak uyduramamalarından, kendi aralarında anlaşamamalarından bahsediyorum.. daha kısası yukarıdan gelen baskının elbette ana suçluluğu durmakta ancak kendi içlerinde de yenileyemediler.. son gece dergi yetiştirmelerden tutun, benzer espri düzeyinde kalmalardan, alıştıkları siyasi-hicivden kaçmaları zorunda kalmaları sonucunda yenilenememelerinden bahsediyorum.. çizgileri-çizimleri pek çoğunun gelişti ancak espri anlayışları ne yazıktı yetersiz düzeyde kaldı. günün mizah anlayışını/hikaye anlatıcılığını kaçırdılar..

dolayısıyla söz konusu yukardakiler seçimle değişse bile türkiye'de karikatür tekrar ivme kazanır mı? bu ekiple zor.. çünkü bu ekip her ne kadar tüm suçu "telifsiz paylaşım" ve "yukarıdan gelen baskı" olarak hatta daha kısası ekonomi-siyaset üzerinde özetleseler de ve kendilerini bir çoğu yetenekli/başarılı hicivci olarak görseler bu iddia ettikleri kadar ne yazık ki güçlü görünmemektedir. inanmayan marco paşa'ya ve avni'ye bakabilir.. çizim teknikleri olarak onlardan ileri olsalar da içerik ve eleştiri olarak onlardan oldukça gerideler.. üstelik bu durum yukarıdakilerin baskısı 1. ve 2.iktidar dönemlerinde görece bu kadar değilken bile böyle bir durumdaydı..

bu konuda görece tek istisna bence emrah ablak'ın karikafilm denemesi görülebilmektedir. kaldı ki o da en azından videonun youtube üzerinde paylaşım yılını baz alırsak en az 14 yıllık bir fikirdir. yine kendisi tarafından 14 yıl önce gerçekleştirilmiş bir fikir yani.. üstelik kendini türkiye karikatür tarihine yazdıran ivme/zirve işi yine çağdaş meslektaşları gibi 2010 öncesinde ortaya konulan tübitak ı'dir...

onca ekip, penguen, uykusuz, leman, lemanyak, lombak, hopa/hoba?, kemik, lombak, koala, (yeni) gırgır vb... dergileri, arada çıkan irili ufaklı karikatür dergileri vb.. hiçbirinin tutunamamasına ek, herhangi biri şöyle bir [www.youtube.com/results?sea... konsept geliştirimedi]


üstelik şaka değil, bu ülke bale gibi uluslararası tanınan-saygı duyulan isimler yetiştirdi bu alanda.. avrupa'dan ödüller alan, jüri üyelikleri yapan nice karikatürist oldu ve 21. yy'da kuşakta bu durumları yaşadı..

sözün özü, yıkılıp giden bir alandır. elbette 1-2 hadi 5 isim liyakat çerçevesinde unutulmayacak bir noktaya gelecek ya da azalarak bitmeyecek, kardelen gibi karları delerek gelecektir.. ancak kimse tutupta bu durumu sadece "siyasete-baskıya" indirgemesin.. ana hat o olsa da bu bina bi kısım istisna isimler hariç yan kolonları çökme sebebidir.

aynı eserleri tekrar yayınlayan mı ararsınız? özal kuşağı kafasında hareket eden mi?**

*bu telif meselesinde o haklı bu haklı tartışmasına girmiyorum, şahsın başlığında zaten fikirlerimi açıkça yazdım.

**özal kuşağı kafası: "özal çocuğuyum ben, siyasetten anlamam" kafası.. istisnalar bir kenara, cihangir'de içmelerini yazan/çizen mi? kaşların yaşlandıkça uzadığı benim belirlediğim en az 2 kere farklı sayılarda yazan mı? neler neler..

ha ben kim miyim ? ilk karikatür kitabını 98'de komşusu tarafından hediye edilen, ilk karikatür dergisini (hafızam tarafından yanıltılmıyorsa) 2000'de edinen ve 2009-10'a kadar neredeyse aralıksız, 2015'e kadar ise ara-sıra alan bir okuyucuyum.

dolayısıyla burada yazdıklarım, bildiklerim/hatırladıklarımdan ve bunlar ekseninde başarabildiğim derece nesnel değerlendirmeler içermektedir.

t: ülkenin yitip giden değeri.


oldukça uzun olsa da şunu da eklemekte fayda görülmektedir, öznel bir tutum/yorum olacak sanırım ancak son 3-5 yıldır gün yüzüne çıkan (ve iyi ki de çıkan) çıtır/popüler edebiyat dergileri anlayışını yine 21.yy karikatüristlerine bağlamak mümkün görünmektedir söz konusu ekip "bayan yanı", "harman" gibi dergilerle yazı ağırlıklı-karikatür dergileri çıkararak aslında ön-hazırlık, ön-pazar oluşturdular. ve söz konusu yeni dergilerin başarısına başarı, yükselişine katkı/boost görevi gördüler.. aman duymasınlar içlerinden telif davası açan çıkar.. ^^

kaldı ki yeni edebiyat dergilerinden bazıları bunu fark ederek yeşilçam karakterlerinin karikatürlerini hediye etmeleri, bu açıdan bakınca rastlantı görülmemekte tersine kanıt olarak değerlendirilmelidir.

edit: paylaşınca fark ettim çok uzun bir entry olmuş.. kusura bakmayın hem uzunluktan hem renksiz/hedesiz olmasından dolayı.. üstelik anlam/anlatım ve yazım kontrollerini ben bile yapmaya üşendim, yazmama rağmen.. tüm bunları rağmen bu entry'i okuyan çıkarsa, üstelik bu haliyle, helali hoş olsun.. ^^ hatta buralara kadar geldiyseniz bir "bölüm sonu item"i bırakayım, bulursanız alın/aldırın, eksikleri olsa da genel geçer türkiye karikatürü hakkında izlenim sağlar: *
edit2: bu girdi okuyucu ne yazık ki düşünülmeden bir "fikir kusması" olarak nitelendirilebilir.. o yüzden "ne ara/nasıl buraya bağlandı?" ya da arada ki kopukluklardan ötürü okuyucunun anlayışına sığınmak dışında bir çözüm ve bir çözüm görünmemektedir. bu durumdan dolayı içten ancak kuru bir "özür dilerim" .

edi3: bu girdi başka bir sözlükte tarafımca paylaşılmıştır. sonra "emek hırsızı" sanmayın.. ^^
devamını gör...
bir şeyin, bir kimsenin, bir olayın alaylı, insanı güldürecek ve güldürürken de düşündürecek, abartılı bir biçimde çizilmiş resmi. emek dolu bir mizah çeşididir.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
cacık sevmiyorsak demek ki
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
üstümüze gelme nazım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
weird screenshots from manga
fb
devamını gör...
etimolojik kökeni italyanca ''cari-care'' ye dayanmaktadır. . '' saldırı, yüklemek, doldurmak'' tan gelmektedir.
karikatür çok eski zamanlara dayansa da başlangıcı 16. yüzyılda annibale carraci’nin çizimleriyle başladığı kabul edilir,
ilk foto pompei dönemine ait, bir politikacının karikatürüdür. ikinci foto ise annibale carraciye ait bir çizimdir.

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''

''media.mutualart.com/Images/...''

17 ve 18 yy'da ise özellikle matbaanın icadıyla birlikte geniş kitlelere ulaşabiliyor. 19 yy.'da özellikle fransız ihtilalinin etkisiyle, toplumu yönlendiren, toplumsal sorunları konu eden, düşündüren, iğneleyen bir sanat türüdür.
burada unutulmaması gereken şey; abartı ve gerçeği çarpıtan bir özelliğinin unutulmaması gerektiğidir. bu mizahın yapısıdır.
mizah insanoğlu var olduğu zamandan beri vardır. insan var olduğu süre içerisinde siyasette vardır. bu nedenle; mizahın bir dalı olan karikatürden alınmak; neblem biraz ''şey''dir.
neyse efenim konumuza dönecek olursak; karikatür mizahı çizgi yoluyla ifade eder.
ülkemizde ilk mizah dergisi 1870 yılındaki ''diyojen''dir.bazı imzasız karikatürleri bünyesinde barındırmıştır.
ilk karikatür sanatçısı ise ali fuad'dır.
ali fuad'dan iki karikatür paylaşalım; ''göbek sendeyken kimselere kapıyı açtıramazsın.''
ikinci karikatürde ise bence geleceği görmüş ve insanın tembelliğinin sınırsızlığını vurgulamıştır. bence bir baş yapıttır.
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
o zamanları osmanlı mizahı ''çok iyi'' imiş... öyle ki osmanlı mizahçıları ingiliz punch dergisinden intihal yarışına girmişler.
örnekler;
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
şu makaleyede bir göz atmanızı tavsiye ederim www.academia.edu/16532596/H...
devamını gör...
karikatür ; bir insanın, fikrin veya olayın abartılı bir şekilde resmedilmesi ile ortaya çıkan özlü bir ders verme amacı taşıyan mizah sanatıdır. karikatürler kendi içerisinde farklı türlere ayrılır:

siyasi karikatür: siyasi bir düşünceyi, ideolojiyi veya siyasetçilerle ilgili düşüncelerin ya da yanlışların eğlenceli ve düşündürücü şekilde çizilmesidir.

mizahi karikatür: tam olarak eğlence için çizilmez. düşündürücü özelliği vardır. kelime oyunu ve göndermeler söz konusudur.

bilgi içerikli karikatür: bu karikatürlerde amaç bilgi vermektir. bilgi verilmek istenilen konu resmedilerek anlatılır.

komedi karikatür: tamamen insanları eğlendirmek ve güldürmek için hazırlanmış karikatürler'dir. konusu her şey olabilir. ders verme amacı yoktur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"karikatür" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim