1.
kilitleri bir eğlence olarak gören, en baba kapıyı 1 dakika içinde açan, "kapıyı kilitleyerek neden amacını aşağılayım ki" vecizesinin sahibi olan sevimli yaratıklardır.
moralleri çok ama çok zor bozulur. hapishanelerde "eğlenceli" olduğu için kalırlar. hapishane dışında bir kavga gürültü duyarlarsa aralarından biri "hadi kapıyı açıp bakalım!" der, topluca kapıyı açıp dışarı çıkarlar.
bu nedenle çoğu şehir kenderleri almaz, suç işleyen kenderleri ise hapse atmak yerine şehir dışına atmayı tercih ederler.
bulundukları mekanların en minik kovuğunu bile bilir, her şehrin hapishane yemekleri konusunda eğlenceli muabbetler yaparlar.
bir kenderi bir yerden atarsanız ve o kender orada bulunmak istiyorsa tekrar girmesi 30 saniyesini alacaktır.
çok konuşurlar, o kadar çok konuşurlar ki bazen ölmemek için nefes almak amacıyla durmak zorunda kalırlar. aşırı iyi niyetlidirler.
üzerlerinde binlerce incik-boncuk, harita, gerekli gereksiz sayısız nesne bulunur.
konsantrasyonları inanılmaz düşüktür. bulutlardan konuşurken bir anda duvarcı ustalarına geçebilirler.
hiçbir şeyden korkmazlar. ejdarhaların kuyruğunu çekecek kadar korkusuzlardır. ama bu korkusuzlukları cesaretten değil, "korku" denilen duyguyu hissetmemelerinden ileri gelir. bu nedenle kenderlerin çoğu fazla yaşamazlar. yaşlı kenderler çok nadirdir.
o kadar korkusuzlardır ki, tasslehoff üzerinde ejderhaları delirten bir korku büyüsü olan sohikan korusunu bile (zor da olsa) geçebilmiştir.
her yeni şey gibi ölümü de eğlenceli ve yaşanması gereken muhteşem bir deneyim olarak görürler.
dillerinin kemiği yoktur. karşılarında bir tanrı olsa bile "naber" diye muhabbete girerler, hatta tass girmiştir.
süper mal aşırırlar. yanınızdan bir kender geçtiğinde muhtemelen cüzdanınız artık yoktur. ama asla "hırsızlık" amacı gütmezler. onların yaptığı aslında "ödünç almaktır"
kenderlerin kitabında "mülkiyet" denilen kavram yoktur. herşey herkese aittir. bir kender evinize girip sürahinizi alıp gidebilir, aynısını siz ona yaparsanız asla da umrunda olmaz.
bu yüzden bir kendere "hırsız" dediğinizde inanılmaz alınır, üzülür, kalbi kırılır hatta sinirlenir. bir kenderi sinirlendirmenin ya da üzmenin ender yollarından biri ona "hırsız" demek ya da sevdiklerine zarar vermektir.
daima gezdikleri, yıllarca kıtaları dolaştıkları için yerleşik hayata fazla alışamazlar.
korkunç meraklılardır. önlerinde cehennem kapısı açılsa bakmak için düşünmeden girerler. (ki [yine] tasslehoff girmiştir de)
değerleri farklı olduğu (daha doğrusu hemen hemen hiç değerleri olmadığı) için hemen hemen hiç evlenmezler de.
ama bütün bunlara rağmen şefkatli, duygulu, sevdiklerine sadık ve iyi kalpli, sevimli yaratıklardır.
dragonlance evreninin tartışmasız en eğlenceli ırkıdır kenderler. kalplerinde asla kötülük taşımazlar.
(bkz: tasslehoff burrfoot)
moralleri çok ama çok zor bozulur. hapishanelerde "eğlenceli" olduğu için kalırlar. hapishane dışında bir kavga gürültü duyarlarsa aralarından biri "hadi kapıyı açıp bakalım!" der, topluca kapıyı açıp dışarı çıkarlar.
bu nedenle çoğu şehir kenderleri almaz, suç işleyen kenderleri ise hapse atmak yerine şehir dışına atmayı tercih ederler.
bulundukları mekanların en minik kovuğunu bile bilir, her şehrin hapishane yemekleri konusunda eğlenceli muabbetler yaparlar.
bir kenderi bir yerden atarsanız ve o kender orada bulunmak istiyorsa tekrar girmesi 30 saniyesini alacaktır.
çok konuşurlar, o kadar çok konuşurlar ki bazen ölmemek için nefes almak amacıyla durmak zorunda kalırlar. aşırı iyi niyetlidirler.
üzerlerinde binlerce incik-boncuk, harita, gerekli gereksiz sayısız nesne bulunur.
konsantrasyonları inanılmaz düşüktür. bulutlardan konuşurken bir anda duvarcı ustalarına geçebilirler.
hiçbir şeyden korkmazlar. ejdarhaların kuyruğunu çekecek kadar korkusuzlardır. ama bu korkusuzlukları cesaretten değil, "korku" denilen duyguyu hissetmemelerinden ileri gelir. bu nedenle kenderlerin çoğu fazla yaşamazlar. yaşlı kenderler çok nadirdir.
o kadar korkusuzlardır ki, tasslehoff üzerinde ejderhaları delirten bir korku büyüsü olan sohikan korusunu bile (zor da olsa) geçebilmiştir.
her yeni şey gibi ölümü de eğlenceli ve yaşanması gereken muhteşem bir deneyim olarak görürler.
dillerinin kemiği yoktur. karşılarında bir tanrı olsa bile "naber" diye muhabbete girerler, hatta tass girmiştir.
süper mal aşırırlar. yanınızdan bir kender geçtiğinde muhtemelen cüzdanınız artık yoktur. ama asla "hırsızlık" amacı gütmezler. onların yaptığı aslında "ödünç almaktır"
kenderlerin kitabında "mülkiyet" denilen kavram yoktur. herşey herkese aittir. bir kender evinize girip sürahinizi alıp gidebilir, aynısını siz ona yaparsanız asla da umrunda olmaz.
bu yüzden bir kendere "hırsız" dediğinizde inanılmaz alınır, üzülür, kalbi kırılır hatta sinirlenir. bir kenderi sinirlendirmenin ya da üzmenin ender yollarından biri ona "hırsız" demek ya da sevdiklerine zarar vermektir.
daima gezdikleri, yıllarca kıtaları dolaştıkları için yerleşik hayata fazla alışamazlar.
korkunç meraklılardır. önlerinde cehennem kapısı açılsa bakmak için düşünmeden girerler. (ki [yine] tasslehoff girmiştir de)
değerleri farklı olduğu (daha doğrusu hemen hemen hiç değerleri olmadığı) için hemen hemen hiç evlenmezler de.
ama bütün bunlara rağmen şefkatli, duygulu, sevdiklerine sadık ve iyi kalpli, sevimli yaratıklardır.
dragonlance evreninin tartışmasız en eğlenceli ırkıdır kenderler. kalplerinde asla kötülük taşımazlar.
(bkz: tasslehoff burrfoot)
devamını gör...