kendine gülmek

dışarı mekanda veya bir hastanede filan hani; hani elinden, cebinden bir bozukluk düşer. düşen para özgürleşti ya hemen havaya girer ve yere temas edince şeklinin yani daireselliğinin en işlevsel haline, tekerleğe dönüşür ve başlar dönerek bizden kaçmaya. sen de eğer keyifli ve umursamaz bir günündeysen yaşına başına bakmaz onun peşinden koşar ve yetişir sonra 'tap' diye onun üstüne basarsın; ayağının altına alır durdurursun.

anlatmak istediğim ana geldik: yere eğilip madeni parayı almadan önce, yarım saniye şöyle, etrafını tarayaraktan bir sırıtırsın.

işte o gülüş kendine gülmenin saf halidir.