kentleşmenin birey üzerinde yarattığı değişiklikler

inek sağan, yer yatağında yatan, pantolon giymeyi reddedip şalvar giymekte ısrar eden, kadınların okuması ve çalışmasını ahlaksızlık olarak gören, mağarasından çıkamamış, ağzını sildiği peçeteyi yere atan, kitap okumayan, karısını ve tüm kadınları ikinci sınıf mal olarak gören birinin starbuck sevdası bu değişikliğe örnektir.

aynısı kadınlar için de geçerlidir.

bazı tipler de hasbelkader üniversite okudu diye kentleşmeyi tekeline alır.
sanki ilk önce kim apartmanda yaşarsa o kentleşir gibi saçma bir kural varmış gibi konuşur.
ben bunlara kısaca lümpen diyorum.

bu kesim kendi apartman dairesinden bol bol kurusıkı sallar durur. her türlü ideolojiye karşı bir hırtseverdir bunlar. karısının kızının çekinmeden hırtların arasında dolaşmasından keyif alırlar.
sonra da suçu ümit özdağ’a, devlete falan atar.

anlatmaya çalıştığım üzere kentleşme sadece hırtları üretmedi, bi de böyle kerameti kendinden menkul laf ebeliği yapıp bomboş konuşan yavşaklar peyda oldu.