kimliksiz ve telefonsuz bir şekilde dışarıya çıkmak

başınıza olası bir kaza geldiği zaman kimliğiniz tespit edilemeyebilir.

kimliksiz eskiden çok çıkıyordum, ta ki ceza yiyene kadar. şimdi de telefonsuz çıkıyorum, dezenfekte etmeye uğraşmamak için. zaten hem dışarıya çok çıkmıyorum, çıkınca da çok durmuyorum.

o yüzden başlığa bir türlü uygun olamadım.

uzay boşluğunda savrulmakla aynı etki yapabilir

telefon önemli değil ama kimlik şart.

alnınıza kimlik ve tel nosu dövme yaptırılarak çözülecek sorunsaldır.

çıplakmış gibi tedirgin hissedeceğim durum.

telefonu dezenfekte etmekle uğraşmamak için yanına almayanlara, telefonu streç filme sarmalarını öneririm. ses tuhaf gelmemesi için mikrofon ve hoparlörde minik açıklık bırakabilirsiniz. streç filmle uğraşmak istemiyorsanız telefonu cepte taşıyıp dokunmadan önce elleri dezenfekte edebilirsiniz. her markette var.

özgürlüktür.

2 gün ben...

taksiyle çevirmeye girsek, ki artık taksileri de durduruyorlar,
benim aldnımda mıknatıs var çekerim yarın...

-kimlik alalım...

şimdi benim kimliğim var da dün reşatbey'de içiy.
-kimlik ver.
-kimliğim cüzdanımda da cüzdanım şeyd...
-dayan arabaya dayan dayann dayannn!

* * *

al işte. karakolluk olduk.

cuma cts akşamları kadıköyde görülen pijamalı kızlar

canı sıkılan her 5 kişinin toplanıp eylem yaptığı bir yerde oturuyorsanız sıkıntı olan şey. yazın don atlet karfur'a giderken birden polis "devlet bahçeli gelecek arkadan dolaş" falan diyebiliyor. sonra da ülkücüleri niye sevmiyon derler. abicim devlet bahçeli ile benim menemen yapmamın alakası bile yokken, özgürlüğüm kısıtlanıyor. bıraksalar iki domates azcık çarliston alıp döneceğim. bana ne yoksa sabah sabah milli birliğimizden. olayım menemen. uzun amcayı saymıyorum. o gelecek olursa, haliçten bakırköye kadar her yol boşaltılıyor. zombi saldırısı olmuş gibi yapıyorlar 3-4 semti birden sdlksd. kuş bile geçse tutukluyorlar kuşu uçtuğu için.

cüzdansız çıkında da bi heyecan nedir yaşayın özellikle araç kullananlar polis amcalara nasıl derdinizi anlatacaksınız.

sahil kenarında bir yürüyüş yaparsın, bir yerde oturur kahve içersin, istersen denize karşı otur kitabını oku. dışarı çıktım kaliteli bir zaman geçirdim ve eve geldim. kimliksiz ve telefonsuz..

polis arkadaşlar nur cemalime bakıp, ne o markete mi? diye sorarlar ya da nereye derler böyle? veya elimde poşet varsa şöyle göz ucuynan bakıverirler. ben de yakın mesafe olduğu için kimliğimi, telefonumu alma gereği duymadığımı söylerim. polis arkadaşlar yanağımı sevip,
"olsun, ne olursa olsun kimliğini bi dahakine yanına al oldu mu? derler."

ben de tamam memur bey. çok kolay gelsin. eksik olmayın, iyi ki sizler varsınız derim. sırtımı sıvazlayıp gönderirler. benden genç olsun, akranım olsun veya biraz büyük olsunlar hep sevgi ve şefkat görmüşümdür. canım polislerimden...

dünyanın en merhametli polisleri de hep beni bulur. ben polisimi severim. onlar da beni. nur yüzlüyüm diye belki bu kadar anlayışlılar bilemiyorum.

küçük çanta alınca biraz nakit bir de kredi kartını alıp çıkıyorum. bazen de evin orasında burasında unutuyorum.
henüz başıma bir şey gelmedi ama her an gelebilir tabi

yakın bir bakkala veya markete gideceksem, kesinlikle yaptığım şeydir. o kafa rahatlığını ve bireysel özgürlüğü seviyorum.

artık elektronik cihazların ve yazılı belgelerin(pasaport - kimlik- ehliyet vb), insanlara çok yük haline geldiğine inanıyorum.

teknoloji bazında konuşacak olursak;

teknoloji ilerledikçe, bu cihazların taş gibi sağlam olması gerekirken; aksine insanlar sürekli alım yapabilsinler diye cihazları inanılmaz kırılgan hale getirdiler. inanılmaz yüksek bedellere, dünyanın en dramatik seviyede kırılgan cihazlarını taşımaya zorlandık. telefon dediğin illa yere düşer, üstüne bir şey dökülür veya sıçrar. insanız ve gün içerisinde bir sürü zor durumda kalabiliyoruz. bunların hiç etki etmediği cihazlar taşımamız gerekirken, havadan nem kapacak bir teknoloji pazarlanıyor hepimize. dolayısıyla, bir yere gittiğinde ya da bir iş ile uğraşırken; cihazlarına odaklanmaktan içinde bulunduğun ortama kendini kaptıramıyorsun. " telefonum arka cebimde olmasın, üstüne oturursam kırılır- yamulur.. aman ortalıkta bırakmayayım biri yere düşürür/ üstüne bir şey döker ya da evcil hayvanım üstünde gezinir.." gördüğünüz üzere, sadece basit bir yazılı arayüzde dahi 626272 tane kaygı yazabildim bunlarla alakalı.. hep göz cihazlarda- telefonlarda oluyor.. sonra zamanla obsesif oluyorsunuz çünkü herhangi bir kayıp( cihazdan herhangi bir sebeple olmak) durumunda, türkiye ekonomisinde yenisini alma şansınız inanılmaz zor. ekonomik imkansızlık sizi var olan nesnelerin üstüne extra düşen insanlar haline getiriyor. dolayısıyla, önceliğiniz; gün içerisinde nesnenin güvenliğini sağlamak oluyor. yani.. bir iphone 95-110 bin bareminde olursa, elinizde olanı pamuklara sararsınız doğal olarak..

bu yüzden, bunları almadan bir ortama girdiğinizde, sizden rahatı- özgürü yok çünkü herhangi bir şeye dikkat etmek zorunda olmadığınız için, gönlünüzce yatıp- yuvarlanıp- hareket edebiliyorsunuz. ben işim sebebiyle 7/44 telefonu yanında taşıyan bir kadın olarak, arada semt içi bir yere giderken cihazlarımı( kulaklık , saat , telefon vb) hep evde bırakıyorum. özgürlük hissi cidden çok tatlı.


kimlik bazında bazında bakacak olursakta;

teknolojinin, insanlara gösterilenden veya sunulandan daha ileri olduğuna eminim özellikle sık sık takip ettiğim elon musk ve robotlarının ilerleyişi, bana teorimde haklı olduğum imajını veriyor.
robotların dahi belirli komutlar bütünü dahilinde kısmi insanileşebildiği bir dünyada hala insanlık olarak kimlik- ehliyet- pasaport taşıyor olmamız bana inanılmaz ilkel geliyor. kişi, tc kimlik numarasını ezbere bildiği sürece, devlet rejimine dahil tüm birimler, tüm kişisel bilgilere erişebilir. sadece tc kimlik numarası sorgusu ile bütün bu belgelere bakılabilir. neden hepsi için ayrı kart- defter taşıyoruz.? bunlar bize hem psikolojik hemde fiziksel yük.. neden cebimde- çantamda olan tüm belgeleri sürekli güvende tutmak zorunda olarak dışarıda zaman geçiriyorum?


insanların bir noktada kendilerini dağa- bayıra vurmalarına ve hayatlarına ormanlarda devam etmelerine şaşmamalı.