kırkyılda bir gibisin

bir deyim. uzun süre sonunda, çok seyrek olarak anlamları verilmiş tdk tarafından.
aynı zamanda bir emrah karaduman ve murat dalkılıç şarkısı. buradan dinleyebilir ve de dıp dıp tıs şeklinde tanıma devam edebilirsiniz.

geçenlerde bir gün kulübe gitmiş içimdeki enerjiyi dünyaya akıtırken dinlediğim sonrasında yine evlatlar sayesinde okulda dinledikten sonra içimi kıpır kıpır etmiş bir şarkı.

garip zamanlar geçiriyorum ben. garip hissediyorum. hiç hissetmediğim gibi. kırk yılı devirmedim henüz. ama içimde bir his. coşku, hüzün, umut, ışık. kırkyılda bir gelir bir deyim, hayatımın merkezi oldu. yeniden başlıyorum.

bir cezmi ersöz şiiridir.

buradan

murat dalkılıç'ın bir döneme damgasına vuran güzel şarkıdır. evet.

hayatta ki şansıma istinaden kullandığım, serzeniş dolu ifade biçimi.

eğer kırk yaşına geldiyseniz ve o "bir"i bulduysanız çok daha anlamlı olacak kullanımdır.

hayat çok zor. ders anlatırken öğrencilerin sıralarının arasında dolaşıp bu cümleyi çok kez söyledim. sesli bir şekilde. onlar da ergence homurtular ve mırıltılar eşliğinde beni onayladılar ama asla aynı şeyden bahsetmiyorduk. onların zor dediği çalışmaları gereken ve sonunda ne olursa olsun hiçbir anlamı olmayacak olan üniversite sınavı idi. benim zor dediğimse yıllarca aranıp bulunamayan bir huzur damlası idi.

çok kitabını okumuş olsam da cezmi ersöz sevdiğim bir yazar sayılmaz ama kırkyılda bir gibisin diye bir kitap yazmış olması benim için çok anlamlı. yani aslında çok yeni kazandı bu anlamı. çünkü o kitabı okuduğumda kırk yaşıma girmeme yirmi yıl vardı.

ben kırk yaşına girdim. ve sıfırın anlamsız olduğunu düşünürsek her şey bir ile başlar. başladım saymaya. sobeleme telaşı içinde duvara dönüp sayan bir saklambaç ebesi gibi değilim bu sefer. her şeyi anlamlı görüyorum. sakinim. sakallarımdaki beyazlar daha belirgin. mutlu olmak diye bir şey varmış ve inanın bana louis aragorn'un her zaman haklı olması mümkün değil.

murat dalkılıçın merve boluğur a yazdığı şarkıdır. üzdü.