kitap satın alıp okumamak

kitapçıdan aldığınız o yeni kitabı eve getirdiğinizde, sayfalarındaki kokuyu içinize çekmek kadar keyifli bir şey yoktur. ama o kitabı okumamak, tıpkı bir koleksiyon parçası gibi bir kenarda durmak da bir başka hazdır. çünkü kitap almak, aslında sadece bir yazarın dünyasına girmek değil, bazen yalnızca o dünyayı hayal etmek, o kitabı 'yaşamak' ve o hissi sahiplenmek isteğidir. okumamak, bazen bir nevi mülkiyetin en rahat hali.

su gunlerde tam olarak basima gelen. bundan 1 yil once 50 dolar verip iki kitap aldim ingilizce, birisi bitti digeri cok az ilerledi.

aldığı kitabı okumaya fırsat bulamayan kişinin içinde bulunduğu durum.

aşk imiş her ne var alemde, ilim bir kıyl ü kal imiş ancak.. bitch!

bendir.
aldığım hiçbir kitabı tam anlamıyla bitirdiğimi hatırlamıyorum. hep yarım kalıyor.

kitap okuyorum pozu icindir.

bu sorunu çözmek için storytel aboneliği aldım ve şimdi de storytel'i özenle açmıyorum. kitap okuma ihtimali adeta üstüne zemzem suyu atılan şeytan misali triplere sokuyor olsa gerek.

"kitaplar okunmamak içindir."

bu bir insan olarak görünseydi ben diye görünürdü herhalde. çok kitap okuyan biriyim aslında ama kitaplara sürekli zam geldiği için indirimden ne bulursam alıyorum, hem kendime hem çevreme. üniversite zamanında kaldığım apartta yangın çıkmıştı ve yaklaşık 500 kitabım yanarak kül olmuştu maalesef. uzuuuun zaman kütüphanemi yeniden kurmak için kitap aldım. daha önce okuduğum ve çok sevdiğim kitapları yeniden aldım mecbur. kitap almayı okumak kadar çok seviyorum. önümde uzun bir ömür var. hepsi okunur inşallah.