#ödüllü filmler
orijinal adı: red dragon
yönetmen koltuğunda brett ratner'ın yer aldığı 2002 yapımlı suç-gerilim filmidir. film, aynı adlı romanın uyarlaması olup imdb'den 7,2/10 puan almıştır.
önemli bir fba ajanı olan will graham, emekli olmak üzereyken bir katilin peşine düşmesi için göreve çağrılır. fakat bu sefer başka bir katil ona bu konuda yardım edecektir. o kişi de dr. hannibal lecter'dır. peki ona gerçekten yardım mı edecekti yoksa katilin kayıplara karışmasına mı sebep olacaktı ?
yönetmen koltuğunda brett ratner'ın yer aldığı 2002 yapımlı suç-gerilim filmidir. film, aynı adlı romanın uyarlaması olup imdb'den 7,2/10 puan almıştır.
önemli bir fba ajanı olan will graham, emekli olmak üzereyken bir katilin peşine düşmesi için göreve çağrılır. fakat bu sefer başka bir katil ona bu konuda yardım edecektir. o kişi de dr. hannibal lecter'dır. peki ona gerçekten yardım mı edecekti yoksa katilin kayıplara karışmasına mı sebep olacaktı ?
*fangoria testere ödülleri (2003) / en iyi yardımcı oyuncu: emily watson
*alfs ödülü (2003) / en iyi yardımcı oyuncu: emily watson
*dünya dublör ödülleri (2003) / en iyi ateş dublörü: keii johnston
*genç sanatçı ödülü (2003) / en iyi on altı yaş oyuncu performansı: tyler patrick jones
*alfs ödülü (2003) / en iyi yardımcı oyuncu: emily watson
*dünya dublör ödülleri (2003) / en iyi ateş dublörü: keii johnston
*genç sanatçı ödülü (2003) / en iyi on altı yaş oyuncu performansı: tyler patrick jones
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "vecheb" tarafından 20.12.2020 23:15 tarihinde açılmıştır.
1.
the silence of the lambs (film) tan sonra yayınlansa da olay örgüsü olarak daha önce geçen film.
başrollerinde edward norton(fbı ajanı will graham) ve anthony hopkins (hannibal lecter ) vardır. will graham kızıl ejder lakaplı seri katili yakalamak için eski düşmanı hannibal lecter dan yardım istemek zorunda kalır.
başrollerinde edward norton(fbı ajanı will graham) ve anthony hopkins (hannibal lecter ) vardır. will graham kızıl ejder lakaplı seri katili yakalamak için eski düşmanı hannibal lecter dan yardım istemek zorunda kalır.
devamını gör...
2.
bir thomas harris harikası. romanın başlangıcında yazarın '' dönüp baktığımda sislerin içindeki ev bir gemiye benziyordu '' cümlesi diziye de sahne olarak yansımıştır. ayrıca bu kitaba hazırlandığı sırada harris gece uzun yürüyüşler yapar, köpeklerin kendisine eşlik ettiğini hissedermiş. dizide de ajan graham'in köpekleri vardı. romanda graham evlidir, dizide ise bekardır. profesör bloom romanda erkektir, dizide ise kadındır. bunlar da akla ilk gelen farklılıklardır.
devamını gör...
3.
ilk olarak neden tüm film isimleri orijinal adı ile açılmış ya da açılıyor da bu film türkçe isimle açılmış onu hiç anlamadıgim başlık.
bu filmde oyunculuklar iyiydi, senaryo dönemin diğer filmlerine nazaran başarılıydı ama bazı abartılı haller vardı ve bu da dikkat dağıtıyordu. örneğin (bkz: anthony hopkins) in oyunculuğunun daha iyi olduğu filmlerde gördügum için bu filmde beni pek etkilediğini söyleyemem. ayrıca
cam kafesli odada baktığınız, yanına kimseyi yaklastirmadiginiz adamın mektuplarını hapisane kuralları gereği okumamak ta gercekten çok iyi kafalar.
ailesi hakkında bu kadar çok konuşan bir katil varken plajda yapayalnız bir evde bir kadın ve bir çocuğu yalnız bırakan adamın içgüdüleri ile cinayet çözmesi de gayet hoş kafalar
katilin reba ile birlikte olduktan sonra yataktan çırılçıplak kalkıp tüm evi gezmesi senaryo için gerçekten elzem miydi? biz o adamın sırtındaki dövmesinin güzelliği ile merdivenden çıkarken sağa sola sallanan çirkin yerlerini görmesek filmin inandırıcılığı kaçıyor muydu yani ?
2000'li yılların abartılı havası içerisinde izlendiğinde gayet başarılı ama günümüz film sektörü açısından zayıf karsilanabilecek bir yapım.
bu filmde oyunculuklar iyiydi, senaryo dönemin diğer filmlerine nazaran başarılıydı ama bazı abartılı haller vardı ve bu da dikkat dağıtıyordu. örneğin (bkz: anthony hopkins) in oyunculuğunun daha iyi olduğu filmlerde gördügum için bu filmde beni pek etkilediğini söyleyemem. ayrıca
cam kafesli odada baktığınız, yanına kimseyi yaklastirmadiginiz adamın mektuplarını hapisane kuralları gereği okumamak ta gercekten çok iyi kafalar.
ailesi hakkında bu kadar çok konuşan bir katil varken plajda yapayalnız bir evde bir kadın ve bir çocuğu yalnız bırakan adamın içgüdüleri ile cinayet çözmesi de gayet hoş kafalar
katilin reba ile birlikte olduktan sonra yataktan çırılçıplak kalkıp tüm evi gezmesi senaryo için gerçekten elzem miydi? biz o adamın sırtındaki dövmesinin güzelliği ile merdivenden çıkarken sağa sola sallanan çirkin yerlerini görmesek filmin inandırıcılığı kaçıyor muydu yani ?
2000'li yılların abartılı havası içerisinde izlendiğinde gayet başarılı ama günümüz film sektörü açısından zayıf karsilanabilecek bir yapım.
devamını gör...