kolera günlerinde aşk

gabriel garcia marquez'in ilk kez 1985 yılında yayınlanan romanıdır. aşk romanı olmasının yanında o dönemde yaşanan kolera salgınıyla nasıl mücadele edildiğini anlatması açısından da önemlidir. bu sene tekrar okuduğumda aynı keyfi almasam da yirmili yaşlarda okumak keyifliydi.

babam gabriel garcia marquez'in sanırım en çok bilinen, en çok sevilen romanı. benim içinse yazdıkları arasında çok aşağı sıralarda olan bir kitap maalesef.
sanırım böyle bir aşk için fazla gerçekçi düşünen biriyim. ariza'nın aşık değil hasta olduğunu düşünüyorum. aşk adı altında çoğu zaman tacize giren eylemler romantikleştirilmiş bu kitapta. iyi ki marquez'in okuduğum ilk kitabı değil, ilk bunu okusaydım diğerlerini okumazdım. zaten hem kalınlığından hem de aşk romanı oluşundan geciktirmiştim okumayı, çok sevdiğim bir hocam "ben aşkı bu kitaptan öğrendim." deyince okumuştum. öğreneceğimiz aşk buysa ben almayayım sağ olun...
ariza'ya hasta dedim de fermina daza eksik kalmasın. o da bambaşka bir hasta. yine de biraz kendini kontrol etmeyi bilen bir karakter.
bence bu hikayenin kahramanı gariban urbino. o da çok masum sayılmaz tabii ama diğerlerinin manyaklığı yanında masum kalıyor.
her şeye rağmen marquez muhteşem yetenekli bir yazar olduğu için kendini okutan bir kitap. olaylara ve karakterlere çok odaklanmadan yazarın anlatım tarzına dikkat ederek okursanız sinir kat sayınız çok da artmayabilir. aslında bu kitap her ne kadar benim için hiç keyifli olmasa da marquez yeni akitte haber yazsa onu bile sonuna kadar okuyacağımın kanıtı oldu diyebilirim...

teoman ın "daha kac vucud gerek bana, benim seni unutmama" sarkısının kitabıdır.
marquez in kahramanı bir kadına asık olur. ulasamaz. hayatını abuk sabuk gunluk iliskilerle tuketir. alemin capkını olur. bu kavusamadıgı askın haksızlıgından ve hayattan intikam alma seklidir.