komşuların istediği en garip şey

(bkz: komşu gürültüsü) başlığına girdiğimde aklıma gelen şey.

bizim bi karşı komşu var. aile. geliyolar su istiyolar, cımbız istiyolar, sehpa istiyolar

gece 12de "kapıda kaldık" diye zilimizi çaldılar ya. çilingir çağır olm

peteklerimin havasını alabilirmisin di

eklemeyi unutmuşum. balkon kapısı anahtarı da var

işe gidince seni özlüyorum, keşke gitmesen, hep yanımda kalsan demişti yan komşum. bundan daha uç noktada garip bir istek yoktur sanırım.

hanıma kupa çeker misin beli ağrıyomuş dedi ünideyken komşum.. lan ben tıp doktoru olucam alternatif tıptan anlamam diyemedim. gidip çektim. nenem sağolsun anlattıydı telefonda. evet size nasıl hacamatçı olunur vlog çekecem . hah.

neymiş kombiyi köklememi istiyormuş sen benim yaktığıma şükret

balkonunuza külodum uçmuş da onu rica edebilir miyim denmişti.

kendi wi-fi’lerinin şifresini istemişlerdi, yanlışlıkla internetlerine çöküp wi-fi adını da kendi ismim yaptığım için.

karpuz. karpuz istemislerdi ve ben alik alik suratlarına bakmistim.

apartmanda sessizce yaşayan bir köpek ve sahibinden (artık ne yapacaklarını düşünüyorlarsa) şikayetçi olduğuma dair benden imza istediler bir kaç tanesi kapıma gelip.
“apartmanda köpek mi var?
hiç görmedim sesini de duymadım,onun yerine ailesi ile konuşamayıp öküz gibi böğürenler için imza isteyin atayım,köpekten bir şikayetim yok” deyip kapıyı kapattım.

sessiz olmak.

fazladan varsa halı verebilir misiniz dedi. bizde de fazladan halı olduğu için verdik.

komşu dediğin sessiz olmanı ister ne bileyim apartmanın tadı kaçmasın aman komşucuğum der. bizim komşu kira parasını ister.
evet komşum ev sahibim olur..

komşularımın istedikleri: çengelli iğne, şekerli vanilin, ıhlamur, zencefil, ütü, çekiç ve pense.

benim istediklerim: arabayı biraz öne alması, ellerim doluyken kapıyı tutması, tırnak makası.

evde şekerli vanilin ne alaka vardı, neden almıştım onu düşündüm bi an.

çok eskiden, alt kattaki öğrenci kızlar evlerine gelen misafirin üzerine bir şeyler döküldüğü için t-shirt ve şort istemişlerdi...

sevdiğim bir komşum iki kedisi var, kediler sitenin bahçesine çıkar gün içinde sonra eve dönerler. bir gün avrupa yakası'na geçmiş kendisi ama kediler dışarda. acelesi varmış. nasıl olsa ben varım ya, o eve çıkartır diyerekten gayet rahat gitmiş. ben de hep ona "mamalarını verir, kumlarını temizlerim ama asla dışarda bırakıp gitme, onları bul, eve koy uğraşamam. sokakta kalmalarını göze alamıyorsan bırakma sakın" dememe rağmen hem de.
neyse, birini koyduk güç bela eve ama gece oldu yok diğeri ortada. tel.de on kere aradı. ille git sitenin bahçesinde dolaş "oğlum, diye bağır. o gelir" gece gece. zaten o gün çok yorulmuşum, bir saat uğraştırdı beni. kedinin adı "oğlum" ve ben gece gece deliler gibi oğlum diye bağıracağım! "oldu canım" dedim. ama bir saat de uğraştım. uğraşmamam gerekti gerçi ama hem söylendim hem de buldum, eve koydum. ama geldiğinde öyle bir tepki verdim ki o oldu zaten. bir daha dışarıda bırakıp gitmedi.

evden çıktım, asansör bizim katta servis dışı kalmış. koşa koşa aşağı inerken ikinci kattaki amca "o asansörü bıraksınlar bak, sizin katta bozulmuş" dedi. nasıl yani? kim bıraksın? asansör bozuk işte amca sen söyledin.. birkaç saniye beynim durdu. ne yapacağımı kimlere söyleyeceğimi bilemedim. ama söylemem de lazımmış gibi geldi, komut öyle net verildi ki. o katta oturduğum için hafif mahçup oldum cevap vermeden koşmaya devam ettim. lan ne alaka?

benim karşı komşumdan istediklerim
ve onun benden istedikleri.
komşu demek,
en acil zamanda en akla gelmedik şeyi isteyebileceğin insan demektir.
birde, istediğin zamanda,
tatlı dilli
güler yüzlü ise
o komşu ne istese verilir.
bu güne kadar komşudan yana çok
şanslı oldum.
komşuya kahveye giden,
komşunun kahveye geldiği komşu olmadım.
ama ihtiyaç karşılama
anlamında, hep kafama göre insanlara denk geldim.
mesela şu anki komşum.
güne ondan gelen kurabiyeler ile başladım.
mutluyum
mutlusun
mutlu.

gömülü tavada krep yapamadığım için krep tavası istemiştim. komşum direkt hediye etmişti. krep çok seviyormuş ve bolca tavası varmış, güzel krepler yapmamı dilemişti. hala karşı dairemizde oturur kendisi.

başka bir evdeyken de karşı komşum şarap açacağı istemişti. vermiştim ama beş dakika sonra açmayınca benden rica etmişti açmamı. sonra o şarabı birlikte içmiştik komşum ve arkadaşlarıyla.

benim yan komşum paso anahtarını unutuyor içeride beni de yanpeç gibi kullanıyor. kredi kartıyla kapı açtırıyor sürekli. apartmanda adım çıktı anasını satayım...